Hububat, bakliyat, ihracatı 13 milyar doları aşar, Mersin’e nazar değmesin

Sadi ÖZDEMİR
Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Yüksek enflasyonda gıdanın etkisi, Ukrayna tahılının ihracatı için koridor açılması gibi başlıkları çok konuştuk. Peki, bizim tahıl ve bakliyatta durumumuz nasıl? Dış ticaret fazlası veriyor olmamıza rağmen neden sürekli karamsarlık pompalanıyor? Sorunları konuşurken moral bozmak yerine daha soğukkanlı olmak gerekmez mi? İhracatçı sanayicilerimizin işleyip ihraç etmek için ithal ettiği tarımsal ürünler Türkiye’de üretilemez mi? Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta üretimi daha da artırılamaz mı?

Sonuçta kim ne üretirse üretsin rakama tahvil edilmek yani pazara çıkmak ve alınıp satılmak zorunda. Bu nedenle işin sanayici ve ihracatçı cephesiyle konuşmak istedim. Türkiye'nin hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar ihracatında bu yıl aylık yüzde 30’un üzerinde artış serisi devam ediyor. Sektörün ithalat tarafında da ağırlık, yurt içinde işlenip ihraç edilen ürünlerden oluşuyor. Örneğin hububatta yıllık üretimimiz kendi ihtiyacımızı karşılayacak kadar yüksek ama başta makarnalık buğday olmak üzere ithalatını yaptığımız buğday miktarı da bir hayli fazla. Hububat, bakliyat ve yağlı tohumda 2022’yi yüzde 30’un üzerinde artışla 13 milyar dolarlık bir ihracat rakamıyla kapatabileceğini söyleyen İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Başkanı Kazım Taycı’ya “İhracattaki yüksek artış, fiyatlardaki yükselişten mi kaynaklanıyor” diye soruyorum. Yanıtı, gayet açık: “Evet, bunun etkisi var ama Türkiye’ye tedarik kayması da çok fazla ve bunun kalıcı olmaya başladığını da görüyoruz. İhracatçımız, maliyetleri artmış olsa da uzun yıllardan sonra ilk kez bu kadar kârlı ihracat yapabiliyor. Bizim gördüğüm çiftçimizin de bu dönemde iyi kazandığıdır. Bu arada çok sevindirici olan bir gelişme de Mersin’in başarısı. Son yıllarda ülkemizde tahıl ve bakliyatta üretimin (işleme) ve dış ticaretin merkezi Mersin oldu. Öyle ki Mersin, Avrupa, Ortadoğu, Afrika, Asya arasında bu konuda bölgesel üs haline geldi. Mersin bu gücüyle ülkemiz için de tahıl ve bakliyatta zor zamanlar için bir ‘sigorta’ niteliği taşıyor.” Gerçekten de Mersin’in tahıl ve bakliyat işleme, depolama ve dış ticaret gücü çok yükselmiş durumda ve bizce de Mersin’e özellikle bu konuda nazar değmesin.

Tarımda üretim nasıl artar?

İHBİR Başkanı Kazım Taycı, tarımda üretimi artırmak için iki temel başlıkta hızlı adım atılmasını öneriyor: “Tarım ve hayvancılıkta çok fazla başlıkta teşvik ve destek var. Bunların sadeleştirilmesi çok faydalı olur. Arazilerin de süratle toplulaştırılması en önemli konu.” Bu başlıklara bir de ‘üretimle ilgili doğru verilerle ürün ekiminin, piyasaya pazara göre planlanmasını’ ekliyor ki bu çiftçinin kazancını istikrarlı hale getirecek en önemli konulardan biri. Taycı, “Boş arazilerin ekilmesine verilen teşvikler doğruydu, yerindeydi. Bu sayede pandemide bile ciddi üretim artışı oldu. Ancak, önümüzdeki dönemde ‘doğrudan ürüne destek, teşvik’ çok daha önemli ki çiftçimiz ne kadar fazla ürün getirirse o kadar çok kazanacağını bilecek. Hayvancılıkta da böyle olmalı. Bunlar, çiftçimize özgüven verir. Arazi toplulaştırma konusunda hukuki altyapı oluşturuldu ama toplulaştırmanın hızlandırılması için başta ne yapılabilir onu bulmalıyız ve uygulamaya almalıyız. Tarımda ve hayvancılıkta ölçek ekonomisi çok önemli, rakiplerimiz çok daha büyük arazilerde ve çok büyük sürülerle tarım ve hayvancılık yapıyor. Bu da maliyetlerini düşürüyor, ürün kalitelerini artırıyor. Sonuçta onlar rakibimiz.”

Tahıl Koridoru en çok kimin işine yaradı?

İHBİR Başkanı Kazım Taycı’ya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özel çabalarıyla Ukrayna tahılının ihracatı için açılan ‘Tahıl Koridorunu’ da hatırlatıyorum. Sektör ve fiyatlar olumlu etkilendi mi? Başkan Taycı, “Eğer tahıl koridoru açılmasaydı, fiyatlar şu andakinden yüzde 30-40 daha yüksek olurdu. Çünkü açılması yüzde 15-20 düşürdü. Yükselirken düşüş getirdi. Açılmasaydı düşmez ve o dönemdeki fiyatlar daha da yükselmeye devam ederdi. Bu da özellikle fakir ülkeler için çok zorlu bir gıda krizine dönüşürdü. Malum fakir ülkelerde nüfusun önemli bir kısmı temel gıda maddelerine ulaşımda çok daha büyük sıkıntı yaşıyor. Ukrayna’dan 1 Ağustos’tan beri 46 gemi ile 1 milyon ton tahıl dünya pazarlarına çıktı. Bu akış devam ediyor” diyor. Bu arada, ilginç bir not da düşüyor: “Ukrayna tahılı pazara çıktı ama Rusya’nın tahılı konusunda sıkıntı sürüyor. Çünkü Rusya’ya karşı ambargo devam ediyor, Rus tahılı engelleniyor. Bizce tahıl konusunda Rusya’ya da kolaylık sağlanmalı. Rusya’nın engellenmesinden en çok da Kanada, ABD ve Avustralya faydalanıyor. Bu ülkeler, kendi mısır, buğday ve nohutlarını (Rus menşeili ürünler engellendiği için) ton başına 200-300 dolar daha pahalı satıyor. Bizce Rus tahılına da kolaylık sağlanırsa gıda fiyatlarının düşüne önemli bir katkı daha sağlanabilir. Bu konuda adım atılmazsa bir süre sonra Rusya tahıl koridoruna engel çıkarabilir.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar