Hizmet enflasyonu küresel ekonomi için hala bir tehdit

Prof.Dr. Burak ARZOVA
Prof.Dr. Burak ARZOVA EKONOMİDE GÖRÜNÜM

2024 yılının ilk yarısını bitirdik ve artık gözler yılın ikinci yarısında. Yılın ikinci yarısı bütçe gerçekleşmelerini görmek, gelecek yılı planlamak ve öngörülebilirliği artırmak açısından bence yılın ilk yarısından daha önemli.

Bu hafta içerisinde Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) küresel ekonomiye ilişkin beklentiler ve risklerin de yer aldığı ‘Dünya Ekonomik Görünümü- Temmuz 2024’ raporunu yayımlandı. 

Raporun teması ‘Küresel Ekonomi Zor Noktada’

IMF Ekonomistleri, küresel büyümenin 2024'te yüzde 3,2 ve 2025'te yüzde 3,3 olarak Nisan 2024 Dünya Ekonomik Görünü’mü tahminiyle uyumlu olacağını öngörüyorlar.

Ancak, yılbaşında faaliyetteki değişken ivmenin, döngüsel faktörlerin azalmasıyla ve faaliyet potansiyeliyle daha da uyumlu hale geldikçe ekonomiler arasındaki çıktı farklılığını bir nebze daralttığını, hizmetler enflasyonunun, para politikasının normalleşmesini zorlaştırdığını, enflasyonda bundan kaynaklı hala yukarı yönlü riskler olduğunu, artması muhtemel ticaret gerginlikleri, hizmetler enflasyonundaki katılık ve politika belirsizliklerinin faizlerin beklenenden daha önce indirilmesi önündeki temel engeller olduğunu da belirtiyorlar. 

Bunlar aslında bizim bilmediğimiz ya da ilk defa duyduğumuz hususlar değil. Ancak yine de dünyayı tozpembe görenler açısından bir adım geride durulması gerektiği yönünde bir uyarı niteliğinde.

Hizmetler Enflasyonu küresel ölçekte bir tehdit olmaya devam ediyor. Bu hafta gelen ‘Euro Bölgesi Enflasyon Verileri’ IMF raporunu teyit eder nitelikteydi.

Euro Bölgesi'nde yıllık enflasyon oranı Haziran 2024'te yüzde 2,5 olarak gerçekleşti. Haziran gerçekleşmesi hem piyasa beklentileri ile uyumlu hem de Mayıs ayındaki yüzde 2,6 ve bir yıl önceki yüzde 5,5'ten düşük bir gerçekleşme. Euro Bölgesinde Haziran ayında enerji ve gıda, alkol ve tütün fiyatlarının gevşediğini gördük ancak hizmetler (yüzde 4,1) ve enerji dışı endüstriyel mallar için enflasyon sabit kaldı. Katılık devam ediyor. TÜFE; Euro Bölgesinde aylık bazda yüzde 0,2 artmış. Bloğun en büyük ekonomileri arasında enflasyon; Almanya'da yüzde 2,5, Fransa'da yüzde 2,5, İspanya'da yüzde 3,6 ve yavaşlama eğilimindeyken, İtalya’da yüzde 0,9 olarak ölçülmüş. Bunlar bizim için hayal rakamlar diyeceğim ama TÜİK varsa her şeyin bir çaresi var.

Rapor bize küresel enflasyondaki ivmenin yavaşladığını, enflasyonla mücadelenin uzun bir yol olduğunu, yol boyunca iniş ve çıkışların olağan olduğunu da söylüyor. İniş ve çıkışlar farklı sektörel dinamiklerden kaynaklanıyor. Hizmet fiyatlarında ortalamanın üzerinde enflasyonun devam etmesi, mal fiyatlarında daha güçlü dezenflasyonla bir ölçüde yumuşatılıyor. Hemen hemen her ülkede durum üç aşağı beş yukarı aynı.

Büyük ekonomilerin, enflasyonda mal fiyatlarında düşüşler yaşanmasına karşılık, hizmetler enflasyonundaki katılık giderilene kadar sıkı duruşu devam ettirecekleri, gevşeme olsa bile bunun yeniden bir enflasyonist sürece izin vermeyecek şekilde aralıklı gerçekleştirileceğini tahmin ediyoruz. En azından bugüne kadar yaşananlar da bunun bir teyidi gibi sanki.

Küresel ticarete ilişkin olarak IMF Ekonomistleri, yılbaşında küresel faaliyetin ve dünya ticaretinin güçlendiğini ve ticaretin özellikle teknoloji sektöründe Asya'dan gelen güçlü ihracatla teşvik edildiğini belirtmişler. Nisan 2024 Küresel Ekonomik Görünüm Raporu dikkate alındığında, birinci çeyrek büyümesinin birçok ülkede yukarı yönlü sürpriz yaptığını, ancak Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki aşağı yönlü sürprizlerin dikkat çekici olduğundan bahsetmişler. 

Amerika Birleşik Devletleri'nde, uzun süreli güçlü bir performans döneminin ardından, büyümede beklenenden daha keskin bir yavaşlama, ılımlı tüketim ve net ticaretten gelen olumsuz katkının etkileri görülürken, Japonya'da olumsuz büyüme sürprizinin, birinci çeyrekte büyük bir otomobil fabrikasının kapatılmasıyla bağlantılı geçici arz kesintilerinden kaynaklandığı tespitini yapmışlar. Buna karşılık, hizmetler faaliyetlerindeki iyileşmenin öncülüğünde Avrupa'da ekonomik toparlanmanın filizlerinin görüldüğü müjdesini de raporda bizlere vermişler.

Çin’e geldiğimizde; Çin'de yeniden canlanan iç tüketim, geçen yılki küresel talepteki artışla gecikmeli olarak ihracattaki artışın da yardımıyla, birinci çeyrekteki olumlu yukarı yönlü hareketi desteklediğini söylüyorlar. Bu gelişmelerin, döngüsel faktörler azaldıkça ve faaliyet potansiyeliyle daha iyi uyumlu hale geldikçe, ekonomilerin genelindeki çıktı farklılıklarını bir nebze daralttığını belirtmişler.

Ben bu tespitleri doğru tespitler olarak yorumladım. 2024 ikinci yarısında ABD’de büyüme ivme kaybederek de olsa devam ederken, ABD dışındaki büyük ekonomilerde ise büyümenin devam edeceği yönündeki sinyaller olarak gördüm.

Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel ekonomik büyüme tahminini bu yıl için yüzde 3,2 olarak korurken, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme beklentisini yüzde 3,1'den yüzde 3,6'ya çıkardı.

Ana ihracat pazarlarımızda büyümenin artacağına ilişkin beklentiler bizim için iyi haber. Enflasyonla mücadele programına asıl katkının ihracattan gelmesini bekliyoruz. Ancak Türkiye büyümesinin yüzde 3,6’a revize edilmesi, Merkez Bankası’nın bize çizdiği çıktı açığı grafiğindeki patika ile pek bağdaşmıyor. Hem küresel büyümeden daha fazla büyüyüp hem de enflasyonla nasıl mücadele edeceğimiz sorusu hep aklımızda.

TUİK enflasyonunu modele koyarak enflasyonla mücadele çıkarımları yapmak bir yere kadar bizi taşıdı.

Belki TCMB üst yönetimi bizlere 08 Ağustos 2024 tarihinde; yılın üçüncü enflasyon raporu sunumunda bu sorunun cevabını verir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar