Hisselere çöküş gelmeden önce
Yılın ilk yarısında Amerikan endekslerinde bir düzeltme hareketi beklediğimi birkaç hafta önce yazdım. ABD’de 2021’de hisse senetlerine giren paranın 1 trilyon doların üzerinde olduğu gözleniyor. Bu rakam, 2000-2020 döneminde hisselere giren miktara eşittir. O nedenle buna ‘‘yüzyılın en büyük çılgınlığı’’ diyorum. Bu düzeltme hareketlerinde zamanlama zordur. Piyasayı okumaya çalışıp, tedbir alırsınız. Kâr realizasyonu yapılmadıysa, güvenilen şirketlerdeki pozisyonlar korunur. Ek olarak, vadeli işlem sözleşmesi satarak veya satım opsiyonu alarak portföy riski azaltılır.
Majör endekslerdeki düzeltme hareketleri yüzde 8-12 ile başlar. Dünyanın en önemli endeksi S&P 500’de 4 Ocak’ta başlayan düşüş, pazartesi günü itibarıyla yüzde 9 oldu. Bu tarz düşüş hareketleri, yüzde 20-30’a kadar ulaşabilir. Can yakan düşüşler, fiyatlamalar açısından sağlıklıdır. Düşüş ne kadar sarsıcıysa, bir sonraki yükseliş hareketi o kadar güçlü olur. Tabii politika yapıcılar bu çöküşlerden rahatsız olurlar. Piyasa, Fed’den dört faiz artışını fiyatlara soktu. Altı-yedi faiz artışı dillendiriliyor da, ben zannetmiyorum. ABD’de kasımda ara seçim var. Dün seçim olsaydı, Temsilciler Meclisi ve Senato’yu, Cumhuriyetçiler ele geçireceklerdi. Piyasalar sonra Trump spekülasyonunu fiyatlamaya başlar.
Türkiye’deki hisseler, dünya piyasalarında yaşananlardan azade değildir. Öte yandan hisselerimizin ucuz olduğu biliniyor. Mevcut ekonomi politikasında, hisse senetleri dışında yatırımcıya para kazandıracak bir yatırım aracı yok. Kur korumalı mevduat ürünü açıklandıktan sonra, ‘‘Görünen o ki faiz farklı nedenlerle bir politika aracı olarak kullanılmayacak. Ancak yatırımcıları enflasyondan koruyacak finansal enstrümanların da sunulması gerekir. Faiz hassasiyeti olanlara yönelik, yılsonu enflasyon beklentisi civarında getiri sunan ürünler çıkarılabilir. Kaldı ki, bu enstrümanlara tüm yatırımcılar ilgi gösterirler.’’ demiştim. Hazine bu hafta enflasyona endeksli tahvil ihalesi düzenledi. Çılgın bir talep ortaya çıktı. Bankalar bunları kapış kapış aldıklarından, bireysel yatırımcılara pastadan pay kalmıyor. Bireysel yatırımcıdan; sanayi sektörüne, bankalara, yıllardır bir kaynak aktarımı var. Bireysel yatırımcılar en örgütsüz grup olduklarından sesleri duyulmuyor.