Heterodoksla seçim kazandı, ortodoksla restorasyon yapacak
Enflasyonun çok yakın tarihine bakalım; 2018’deki kur atağıyla endeksler hareketlenince dönemin ekonomi bakanı, “topyekûn seferberlik” başlatmıştı. 2019’un Mart ayına dek devam eden mücadele ile enflasyon dizginlenmiş hatta gerileme başlamıştı. Bu mücadelede iş dünyasının katkısı büyüktü.
Akabinde “düşük faiz” nakaratı devreye girdi. Naci Ağbal; “indirmek için dahi bir miktar yükseltmeli” dedi ve bir para programı açıklayıp bunu gerçekleştirdi. Fakat ömrü vefa etmedi, bir gece yarısı görevden alınınca; daha sonra “heterodoks” diye adı konulacak seçim ekonomisi başlatılmış oldu.
NE PAHASINA OLURSA OLSUN BÜYÜYELİM
Heterodoks, ekonomide “bildik yol” anlamına gelen Ortodoks politikalardan sapmayı anlatıyordu. “Epistomolojik kopuş” yani… Faizi indir, kuru tut, seçmenin cebine para koy, uçan kuşa dahi kredi yağdır. Ya sonrası? Ne pahasına olursa olsun büyüyelim, enflasyonu da kafaya takmayalım.
Bu plan işe yaradı(!) ve seçim kazandırdı. Ancak heterodoksun faturası çok ağır geldi. Cari fazla derken cari açık rekoru kırdık. Aslında dövizin isim değiştirmişi olan KKM’nin 125 milyar $’lık faturası, seçim ekonomisinin 60 milyar $’ı aşan maliyeti, yetmezmiş gibi depremin 104 $ milyar $ külfeti…
İKİ SORU İKİ CEVAP
Restorasyonu kim yapacak?
Tam dönülmese de ortodoksa yönelme projesinin müteahhidi; Mehmet Şimşek oldu. Ondan beklenti çok yüksek… Durma noktasına gelen ekonomiyi uçurumun kenarından almak yetmeyecek, dışarıdan da döviz bulması şart. Şimşek çakınca gökten döviz yağar mı? Sanmıyorum ama heterodoks hasarının finansmanında hayati adım; ne kadar dış kaynağın hangi maliyetle getirilebileceğidir.
Siyaset iklimi restorasyona elverişli mi?
Başka yol yok. Nitekim rasyonele dönüş dışında yol filan da kalmadı. Aslında heterodoksun devam ettirebilmek için tüm yanlışlar denendikten sonra bu karara varabildik. Bürokrasi direnci nasıl kırılacak? Ucuz faizli krediye alıştırılmış kesimlerin çelmeleriyle nasıl baş edilecek? Kolay parayla beslenmiş zombi girişimcilerin doymak bilmez iştihasına nasıl karşı konulacak? Yaşayıp göreceğiz.
NOT
EKONOMİDE 80/20 KURALI İŞLEYECEK
Aslında yaşadığımız ekonomik sıkıntılardan nasıl çıkılacağını, iktisat A101 dersi alan öğrenciye dahi sorsanız, doğruya yakın cevabı alırsınız. Bunun için dışarıdan uzman getirmeye gerek dahi yoktu. Ülkede çok iyi iktisatçılar ve uzmanlarımız var zaten.
Fakat sorun şu ki ne yapılacağını bilmek, işin yüzde 20’sidir. Başarının %80’i yapabilmekten geçer. Yeni ekonomi yönetimi kimlerden oluşacak, hangi yetkilerle donatılacak, onlara ne süre tanınacak gibi bilinmezler varken başarıyı sadece “ne yapılmalı?” sorusuna indirgeyemeyiz. Algıyı yönetmek, güven oluşturmak ve sözel yönlendirme; %80 iken neyin yapılacağı bilgisi; %20’dir ancak.
Şu meşhur 80/20 kuralı nedir? İktisat filozofu Pareto’nun bulduğu ilke; (80-20 kuralı, önemli azın yasası ve etken seyrekliliği ilkesi olarak da bilinir), çoğu olay için, etkilerin kabaca %80'inin etkenlerin %20'sinden kaynaklandığını belirtir. Misal “müşterilerinin %20’si, gelirinin%80’ini sağlar” gibi.
Ekonomiye dönersek; bulutun yağmaya niyeti, yağmurun %80’idir. Koca köy; yağmur duasına çıkacaktı. Sadece bir çocuk yanına şemsiye almıştı. Kendi yağmuruna şemsiye olamayacaksan, Şimşek çaksa dahi yağmur beklemez, gök gürültüsüyle yetinirsin. Kısaca; makule dönüşte neler yapılacağını bilmek, işin %20’si, bunları yapabilmek ise %80’idir.