Hedefimiz coğrafyaların potansiyelini teknoloji ile ortaya çıkarmak
Microsoft Türkiye CMO’su Aslı Arbel, “Hedefimiz, Microsoft markası ile insan odaklı, uzun vadeli, sürdürülebilir ve yerel ihtiyaçlarla örtüşen pazarlama faaliyetlerini hayat geçirmek” diyor.
Kurumsal ölçekte yüzde 80 pazar payına sahip olan Microsoft Türkiye, bu sene Türkiye’de 30. yılını kutluyor. Odak noktasını KOBİ’ler ve teknolojinin katalizörü start-up’lar olarak belirleyen şirket, tasarruf ekonomisinde teknolojinin maliyet avantajını, otomasyon gücünü ve ölçeklenebilir uygulamalarını yaygınlaştırmayı hedefliyor.
Microsoft Türkiye CMO’su Aslı Arbel, “Hedefimiz, Microsoft markası ile insan odaklı, uzun vadeli, sürdürülebilir ve yerel ihtiyaçlarla örtüşen pazarlama faaliyetlerini hayat geçirmek” diyor.
Arbel’in “Vizyonumuz, teknoloji ile bireylerin ve kurumların gücüne güç katmak. Fırsata ve faydaya odaklanıyoruz. Kurumların, bireylerin, toplumların ve coğrafyaların içindeki potansiyelin teknoloji ile ortaya çıkmasını istiyoruz. Teknoloji, varolan sorunların çok daha üretken ve verimli bir şekilde, daha düşük maliyetlerde çözülmesini sağlıyor. Rekabetten çok, ‘ülke ekonomisine nasıl fayda yaratırız’ konusuna odaklanıyoruz. Artık ‘ego’ değil, ekosistem önemli. Türkiye’nin teknolojik kas gücünü güçlendirmeyi hedefliyor. Bu nedenle, içine yaşadığımız karmaşık dünya içinde teknoloji şirketlerine düşen sorumluluk çok yüksek” sözleri gerçekten çok önemli.
Aslı Arbel ile, Microsoft özelinde, teknolojinin üstlendiği sorumluluğu konuştuk. Yorumları şöyle:
TASARRUF EKONOMİSİNDE KOBİ’LER BULUTU TERCİH EDİYOR
“Misyonumuz bireyleri ve kurumları daha fazlasını başarmaları için teknolojimizle güçlendirmek. Pandemi sonrası yeni dijital dünyada kurumların daha akıllı, daha hızlı, daha güvenilir ve sürdürülebilir kararlar alması için teknolojimizi seferber ediyoruz. Bunu kimi zaman yapay zeka uygulamalarımızla, kimi zaman ERP çözümlerimizle kimi zaman da hibrit uygulamalarımızla yapıyoruz. Microsoft Türkiye çatısı altında hepimizin ortak amacı, teknoloji dünyasının sunduğu fırsatları ve faydaları aynı terazide buluşturmak. Türk şirketlerinin başarısını teknolojiyle ikiye katlamak, ülkemizin yaratıcı gençlerinin fikir ve girişimlerini global pazarlarda duyurmak, potansiyelimizi ve hikayelerimizi daha fazla anlatmak istiyoruz. Son 3 seneyi değerlendirdiğimizde, KOBİ ve ticari segmentin kurumsal segmente göre 2 kat daha hızlı büyüdüğünü görüyoruz. Tasarruf ekonomisinde teknolojinin maliyet avantajını, otomasyon gücünü ve ölçeklenebilir uygulamalarını yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Bu trendin önümüzdeki dönemde de artarak devam edeceğine inanıyoruz.”
AÇIK BÜFE TEKNOLOJİ
“Microsoft Türkiye olarak bugün 10 binin üzerinde iş ortağımız ile iş birliği içinde çalışıyor ve söz konusu iş ortaklarımızla birlikte hayata geçirdiğimiz kampanyaların yanı sıra, dijitalde de müşteri başarı hikayelerimizi yayınlıyoruz. Ücretsiz webinar ve eğitimlerimize ek olarak, etkinliklerimizle bulut bilişimden siber güvenlik ve modern iş çözümlerine kadar birçok önemli çözüm grubunda kampanyalar hazırlıyoruz. Yazılım ekosisteminin gelişimi, kişilerin fikirlerini işe dönüştürmeleri açısından çok önemli. Bu sayede, her alanda çok daha hızlı, düşük maliyetli kararlar verebiliyorsunuz. Haziran ayından hayata geçirdiğimiz tema, ‘Do more with less' oldu. Yani, 'daha az kaynakla daha fazlasını yapabilmek’. Ocak ayı itibarıyla da Açık Büfe Teknoloji Günleri adını verdiğimiz bir etkinlik serisine başladık. Açık Büfe Teknoloji Günleri kapsamında her cuma müşterilerimizi Microsoft Türkiye ofisinde ağırlıyor ve onları yeni ürünler, uygulamalar ve servislerle ilgili bilgilendiriyoruz.”
NE KADAR BULUT BİLİŞİM O KADAR İNOVASYON
“Her şirket bir teknoloji şirketine dönüşüyor. Yaşadığımız dönem, rekabet değil, rekaberlik dönemi. Pastayı beraber büyütüyoruz, bu da toplumun ilerlemesi anlamına geliyor. Bu sayede, yaratıcı iş birliklerini, inovatif ürünlerin desteklenmesini sağlıyoruz. İş dünyasının yüzde 80’i Microsoft teknolojilerini kullanıyor. 10 bin iş ortağı ile çalışıyoruz ve çok ciddi bir katma değer yaratıyoruz. Bu aynı zamanda, inanılmaz bir kalifiye iş gücü ve istihdam anlamına geliyor. Öncelikli yatırım alanımız bulut bilişim. Sonuçta, bulut bilişim bir zeminse, yapay zeka, metaverse gibi her bir teknoloji burada inşa ediliyor. Bulut bilişim ne kadar çok kullanılırsa, inovasyon o kadar gelişiyor ve yaygınlaşıyor. Aynı zamanda yazılım ihracatı ve siber güvenlik önceliklerimiz arasında.
ŞEFFAFLIĞIN DEĞERİ KRİZ ANLARINDA DAHA DA İYİ ANLAŞILIYOR
“Bugün iş süreçlerinden sosyal medyaya tüm verimizin dijital platformlar üzerinden farklı kişi ve kuruluşlara aktarıldığı dijital bir dünyada yaşıyoruz. Bu ortamda şeff afl ığa gereken önemi veren; paylaşımında güvenlik ihlali bulunmayan bilgileri paylaşmaktan çekinmeyen markalar müşterilerinin güvenini daha kolay kazanıyor. Şeff afl ığın değeri kriz anlarında daha da iyi anlaşılıyor. Sessiz kalıp spekülatif bilgilerin yayılmasına göz yummak yerine zamanında, yaşanan krize ilişkin net ve şeffaf şekilde açıklama yapan markalar ‘güven telkin eden marka’ imajlarını güçlendiriyor. Şeffaflık tabii ki marka değerine de itibar kazandıran bir yaklaşım. Microsoft olarak bizim işimiz temelde veri üzerine kurulu.”
KADIN ÇALIŞAN ORANI YÜZDE 40
“Kadın çalışan oranımız yüzde 40. Sektör ortalamasının üstündeyiz. Yeni bir pozisyon açıldığında, kadın çalışan alınmasını önceliklendiriyoruz. Kadınların kariyerinde ilerlemesi için farklı programlar sunuyoruz. Yani kadın-erkek eşitliği bizim için soru işareti bile değil. Teknolojide kadın istihdamının artırılması için çok farklı işbirlikleri ve çalışmalar yapıyoruz.”
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE TEKNOLOJİ
“İçinde bulunduğunuz konjonktürde, tüm çözümlerimizde faydaya odaklanıyoruz. Sürdürülebilirlik çok önemli bir çalışma alanımız. Karbon ayak izinin sıfıra indirilmesi, operasyonların en verimli şekilde yönetilmesi, atık yönetimi gibi tüm alanlarda akıllı çözümler sunuyoruz. Türkiye, sürdürülebilirlikle ilgili teknolojilerde Ortadoğu’da çok önemli bir konumda. Sürdürülebilirlik ve teknoloji birbirini nasıl destekler konusunda çok sayıda çalışmamız var.”
YURTDIŞINA GİDEN GENÇLER KAYIP DEĞİL
“Türkiye’de teknoloji üretiyoruz ama ürettiğimizi yeterince tanıtamıyoruz. Gençler yurtdışına gidiyorlar, evet, ama eğitimini alıp buraya gelenler de var. Örneğin Microsoft’un satın aldığı Türk yazılım şirketi Citus Data bunlardan biri. Burada Ar-Ge merkezi açtık onlar sayesinde. Tersine beyin göçünü sağlamak için yeni yazılımlar geliştirip ihraç etmeyi hedefl iyoruz. Yurtdışına giden gençleri kayıp olarak görmüyorum. Orada da üretmeye devam ediyorlar. Türk yöneticilerin yurtdışında ne kadar güçlü olduğunu biliyoruz. Bu insanların sayısının artması da çok önemli. Tabii ki ülkemizde fırsatlar artarsa, bu gençler burada kalmayı seçerler. Ama içinde bulunduğumuz hibrit ortamda, işinizi yaptığınız sürece, nereden çalıştığınızın çok önemi yok.”