Hedef tahmin olunca, tahmin nasıl değiştirilsin?
Saçma sapan para politikası döneminde (Eylül 2021-Mayıs 2023) bilgisayarımın internet tarayıcısındaki ‘TCMB’ hızlı araç erişim çubuğunu kaldırmıştım. TCMB sayfasını ziyaret edip özellikle resmi bildirileri okumayı zaman kaybı olarak görüyordum. Gerçi ara sıra baktığım oluyordu ama gerektiğinde Google’dan aratıp buluyordum; gözümün önünde durmasa iyi olurdu. Şimdi öyle değil; ikide bir bakmak gerekiyor TCMB sayfasına. Uyguladıkları para politikasının -önceki eleştirilerim baki- ve yaptıkları açıklamaların giderek itibarı yükseliyor. İnternet ekranının açılış sayfasına yine sabitleyeceğim TCMB hızlı erişim çubuğunu. Şimdiye kadar yapmadığım kabahat.
9 Mayıs günü -bu yazının yayınlandığı gün- yılın ikinci enflasyon raporu toplantısı var. Son günlerde para politikasına ilişkin bir tartışma baş gösterdi: Merkez Bankası enflasyon tahminlerini değiştirecek mi değiştirmeyecek mi? Tartışmanın çıkış nedeni açıklanan aylık enflasyon değerlerinin Merkez Bankası’nın 2024 sonu için tahmin ettiği yüzde 36 düzeyi ile uyumlu olmaması. Ocak hariç mevsim etkisinden arındırılmış aylık enflasyon değerlerinin yüzde 3’ü aşmaması gerektiği belirtilmişti. Açıklanan değerler bu düzeyin üzerinde ama aradaki fark da aşırı değil. Bir de önümüzdeki dönemde gündeme gelmesi beklenen elektrik ve doğalgaz zamları var.
2024 sonunda enflasyonun Merkez Bankası’nın tahmin aralığı içinde kalacağını düşünüyorum. Elbette bu koşullu bir tahmin. Uygulanan para politikası sürdürülecek; erken bir faiz indirimi olmayacak. Önlem alınmazsa yüksek düzeylere çıkması beklenen bütçe açığını belirgin biçimde azaltacak önlemler uygulamaya sokulacak. Bir gece ansızın Merkez Bankası Başkanı ve Bakan görevlerinden ‘affedilmeyecek’. En azından yılın sonuna kadar bu koşulların sağlanacağını düşünüyorum (umuyorum). Diyebilirsiniz ki tahmin aralığı geniş: Üst sınırı yüzde 42. Olsun yüzde 40’a yakın bir 2024 sonu enflasyonu, bizi dünya yüksek enflasyon liginde beşincilikte tutmaya devam etse de hiç yoktan iyidir.
Bu tahminimin temel nedenleri şunlar: Birincisi, lira reel olarak değerleniyor. Üstelik son aylarda Merkez Bankası piyasadan yüklü miktarda döviz alırken oluyor bu. Daha az alsa, lira daha da değerlenecek. İkincisi, Fed ve ECB, eninde sonunda faiz düşürmeye başlayacaklar. Üstelik ‘eninde sonunda’nın ‘sonunda’ kısmı Fed için çok ötede değil. Tüm jeopolitik gerginliklere karşın Brent petrolü hala 2023 ortalamasının enflasyonu artıracak biçimde üzerinde değil. Türk lirası mevduat faizleri de nihayet istenilen düzeylere çıktı (son stopaj kararı birkaç ay sonra alınsaydı daha iyi olurdu). Bu nedenlerle 2024 sonunda enflasyon, Merkez Bankası’nın tahminine uygun bir düzeyde gerçekleşecekse tahminin değiştirilmesine elbette gerek yok.
Ama daha önemli bir soru var. Şu: Velev ki Merkez Bankası 2024 sonunda enflasyonun yüzde 50 olacağını tahmin ediyor; bunu açıklamalı mı, yani tahminini kamuoyuna açık biçimde değiştirmeli mi? İşte burada, daha önce defalarca altını çizdiğim bir hata tekrar ortaya çıkıyor. Ne yazık ki 2024 ve 2025 sonu için resmi bir enflasyon hedefi yok. “Tahminleri ara hedef olarak alabilirsiniz” deniliyor. Yeni tahmininiz eskisinden -aralık sınırı da dikkate alındığında- yüksekse değiştirmeniz ve kamuoyuna açıklamanız gerekir. Şeffaflık bunu dayatır çünkü. Ama tahmini hedef olarak alın dediğinizde, tahmini değiştirmek hedefi değiştirmek anlamına gelir. Hedefi ikide bir değiştirirseniz hedef olmaktan çıkar; itibarı kalmaz. Sorun burada. Hedefin olmaması tek başına Merkez Bankası’nın hatası değil. Yasa gereği, hedefi Merkez Bankası ve hükümet birlikte açıklıyor. Hükümet hedef açıklamamayı uygun görüyorsa Merkez Bankası ne yapsın? Ama sonuçta Merkez Bankası’nın hükümete danışmanlık görevi var. Hedef açıklanmamasının sakıncalarını anlatması gerekir.