Hazine’nin faiz yükünü yedi ayda 1.4 trilyon lira kim artırdı?
✔ Hazine'nin iç borç anapara yükü yedi ayda yüzde 22 oranında 294 milyar lira, faiz yükü ise, sıkı durun, yüzde 174 oranında 1.4 trilyon lira arttı.
✔ Faiz yükünü böylesine hızlı artıran ne? Acı ama gerçek; Merkez Bankası faizini aşağı çekip döviz kurunu ve enflasyonu tırmandırmamız buna yol açtı.
✔ Hani biz faizi düşürmüştük! Maliye Bakanlığı'nın bu verileri yanlış olamayacağına göre biz faizi düşürelim derken meğer artırmışız!
Halının altına süpürülen sorunlar artıyor. Bıkanlar olmuştur, öyle tahmin ediyorum; örneğin üç gün üst üste kur korumalı mevduatı yazdım. Büyük bir sorun çünkü. Zihnimizin bir köşesinde yer etsin istedim. Günü kurtarmak adına atılan adımların büyük maliyetleri olabildiğine örnek. Bugün de bir başka konu... Halının altında yer kalmadı neredeyse...
Hazine’nin iç borç yükü öylesine artıyor ki Türkiye’nin gelecek yılları adeta ipotek altına alınıyor. Artış niye böyle yüksek, bunu iyi irdelemek gerekiyor.
Artış çok hızlı, çünkü bir yandan göstermelik hale getirilen ve bununla övünülen Merkez Bankası faizi düşük tutuluyor, bu faiz ekonomik koşullara göre olması gerekenin altına indirilince Hazine’nin borçlanma faizi tam tersi yönde artıyor.
İşte bu politikanın meyvesi!
Hazine’nin iç borç faiz yükü Cumhuriyet tarihinde ilk kez nisan ayında anapara yükünü geçmişti. Son olarak önceki gün temmuz ayının verileri açıklandı ve görüyoruz ki anapara-faiz farkı giderek açılıyor.
Anapara 1.6, faiz 2.2 trilyon
Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre temmuz ayı itibarıyla iç borçta toplam anapara yükü 1.6 trilyon lira düzeyinde.
İç borcun faiz yükü ise aynı ay itibarıyla 2.2 trilyonu bulmuş durumda.
Yedi ay öncesi, 2021’in aralık ayı... Hazine’nin iç borç anapara yükümlülüğü 1.3 trilyon liraydı, faiz yükü ise 795 milyar lira düzeyinde bulunuyordu.
Bakın yedi ayda neler neler oldu:
- Anapara yükü yüzde 22 oranında 294 milyar lira arttı.
- Faiz yükü ise yüzde 174 oranında 1.4 trilyon lira artış gösterdi.
Niye böyle oldu?
Girişte yazdım; Merkez Bankası’nın faizini ekonominin gereklerine ters bir şekilde indirince gerçekçe faiz inmiyor. İnanılır gibi değil ama hala birileri çıkıp “Ne yani faiz artsaydı da yabancılar bu yüksek faizden yararlanıp daha çok mu para kazansaydı” gibi tuhaf ve tutar yanı olmayan görüşleri bilgiç bilgiç dile getirebiliyor.
Bilmiyorlar ki Merkez Bankası faizi aşağı çekilince oluşan güvensizlik ortamında Hazine’nin borçlanma faizi artış gösterdi.
Bilmiyorlar ki Merkez Bankası’nın faizi düşürülünce bu durum Hazine için bir yük oluşturdu. Bilmiyorlar ki Hazine, yalnızca adı kalan politika faizi indirilince enflasyona ve dövize endeksli borçlanmaya ağırlık vermek zorunda kaldı.
İşte sonuç ortada! Merkez Bankası faizi düşürülüp bunun sonucunda kur ve enflasyon yükselmeye başlayınca kimse Hazine’ye sabit faizli borç vermeye yanaşmaz oldu. Ne yapsın Hazine, para lazım; tuttu borçlanmada TÜFE’ye ve dövize endeksli kağıtlara ağırlık vermeye başladı. Borç verenler kendi açılarından kesinlikle akıllı davrandılar, geleceği iyi okudukları için kurun ve enflasyonun yükselmesinden dolayı zarara uğramadılar.
Zarar eden kim, Hazine; yani vatandaş!
Niye, çünkü Merkez Bankası’nın faizi indirildi!
Borçlanmada enflasyona göre faizi düşük kalan kağıtların payı azalınca, yani borçlanma daha çok enflasyona ve dövize endeksli kağıtlarla yapılınca ve hem enflasyon, eş zamanlı olarak hem döviz yukarı gidince Hazine’nin yükü böylesine bir artış gösterdi.
Anapara borcunun yüzde 22 oranında 294 milyar lira arttığı bir dönemde, bu anaparanın faiz yükü yüzde 174 oranında 1.4 trilyon lira artmışsa uygulanan politika için doğru diyebilen sayı saymayı bilmiyordur; devamını isterseniz siz getirin!
Kucağımız bomba dolu!
Kur korumalı mevduat; pimi çekilmemiş bomba!
Hazine’nin iç borç faiz yükündeki artış; pimi çekilmemiş bomba!
Kamu özel işbirliği projeleri için verilen garantiler; pimi çekilmemiş bomba!
Seçim ne zaman yapılır, kim kazanır, bilemem.
Ama bildiğim ve gördüğüm şu:
Bu bombalar 2023’ten itibaren patlamaya başlayacak.
Önce kur korumalı mevduat...
Ardından Hazine’nin iç borcu döndürmek için daha yüksek faizle borçlanması ve tam bir sarmala girilmesi...
Kamu özel işbirliği projeleri için verilen garantilerin yükünü, uygulama daha uzun yılları kapsadığı için bir anda tabii ki hissetmeyeceğiz.
Yavaş yavaş ısıtılacağız!
Bunlar ekonomiyle ilgili bombalar...
İç karışıklığa yol açma olasılığı giderek büyüyen bir bomba daha var. Sığınmacılar, mülteciler; ne derseniz deyin. Önümüzdeki yılların büyük sorunu...
Merkez Bankası’nın faizi aynı...
Merkez Bankası’nın faizi yüzde 14’te sabit tutuldu.
Ama dikkat; faizin değiştirilmemesi kararını Merkez Bankası vermiş değil.
Çünkü artık Merkez Bankası faizini belirleme yetkisi Merkez Bankası'nda değil!