Hazine ve Maliye’nin “yapısal düzenleme” karnesi çok zayıf çıktı!...
Akademik dünyanın içinde olanlar, çocukları ya da yakınları okuyanlar, dolayısıyla akademik dünyayı tanıyanlar, bugünlerde dönem sonu final sınavının yaklaştığını bilirler. 2024 yılının son haftası veya bir öncesi ya da bir sonrası dersler bitecek. Öğrenciler klasik ya da test şeklinde yazılı sınava girecekler. Bazıları da ödev verecekler. Geçenler bir üst sınıfa atlayacaklar, geçemeyenler gelecek dönem tekrara gelecekler.
Final sınavlarının dönemi yaklaşınca Hükümetin daha doğrusu Hazine ve Maliye’nin de karnesine bakmak istedik.
Malum, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yönetiminde yürütülen yıllık bütçeler ve 3 yıllık Orta Vadeli Programlar (OVP) var. Bunlar elbette birer karne.
Merkezi yönetim bütçesi, önceki 2 yılın baş döndürücü açıklarından sonra 2024 yılında frene basılan bir transfer bütçesi. Yani personel ücretleri, faiz giderleri ve sosyal transfer giderleriyle yatırım ve hizmet bütçesi olmaktan çok uzak.
2024-2026 dönemi OVP’ın birinci yılının sonuna geldik. Bu programı farklı kılan iki özellik var: Birincisi, Hükümetin enflasyonla mücadele programının hedeflerini içermesi. İkincisi de bu program ile ilk kez çeşitli başlıklar içeren yapısal düzenlemelere yer verilmiş olması. Dolayısıyla OVP adeta bir referans metni ya da Hükümetin çıpası. Özellikle enflasyonla mücadele programının işleyişi ve etkinliği bakımından OVP çok önemli.
24-26 dönemi OVP’a bakıyoruz. Oradaki yapısal düzenlemelerle ilgili olarak 2024 yılında nelerin öngörüldüğünü ve nelerin yapıldığını anlamaya çalışıyoruz. Açıkçası bir şey göremiyoruz.
dönemi OVP’da yer alan “Kamu Maliyesi” ile ilgili başlıklar şöyle sıralanmış:
- Kamu yatırımlarında rasyonelleşme
- Kamu cari harcamalarında rasyonelleşme
- Vergilemede adalet ve etkinlik
- Dijitalleşme odağında kayıt dışılıkla mücadele
- Sosyal Güvenlik Sistemi’nin mali sürdürülebilirliğinin güçlendirilmesi
- Kaliteli ve etkin sağlık sistemi
- Sosyal yardım uygulamalarında etkinleştirme
- KİT yönetişim reformu
"Kamu Yatırımlarında Rasyonelleşme” başlığı altında kamu yatırımlarında rasyonelleşme, KOİ projelerinde maliyet etkinliği çalışmalarının 2024 yılının ilk çeyreğinde başlatılıp sürdürüleceği belirtilmiş. Ancak kamuoyuna bir şey sunulmamış ve dolayısıyla yol alınamamış.
“Kamu Cari Harcamalarında Rasyonelleşme” başlığı altında kamu hizmetlerinde azami tasarruf ve verimsiz harcamaların tasfiyesi öngörülmüş, çok önemli bir sorun olan kamu ihale mevzuatının uluslararası normlara uyumunun sağlanması ve yenilikçi satın alma yöntemlerinin benimseneceği ifade edilmiş. Aynı şekilde kamuoyunun çok hassas olduğu kamu taşıtlarının kullanımında mevcut uygulama yeni bütçe ödenekleriyle sürdürülmeye devam edilmiş ve dolayısıyla bir adım yol alınamamış. Tam aksine “tam gaz” harcamalara devam edilmiş. Hükümetin tasarruf tedbirlerini aldığı tarihten bu tarafa özellikle Ankara merkezli israf işleyişi aynen devam etmiş.
“Vergilemede Adalet ve Etkinlik” başlığı altında gelir, kurumlar, KDV ve VUK alanında adalet, eşitlik, öngörülebilirlik yaklaşımının benimseneceği ve vergi harcaması şeklindeki istisna ve muafiyetlerin kaldırılacağı belirtilmiş. Bunun için de 2024 yılının üçüncü çeyreği öngörülmüş. Yapılacak düzenlemelerin “kanun” yoluyla olacağı ifade edildiği halde Meclis’in tatilde olduğu dönem yazılarak özensizliğe ve aymazlığa devam edilmiş. Hatta bundan 2 ay kadar önce de Bakanlık, önümüzdeki süreçte vergi kanunlarında yeni düzenlemelere gidilmeyeceği ve mevcut uygulamaların ve denetimlerin etki analizlerinin izleneceği ifade edilmiş. Açıkçası “mış gibi” yapılarak toplumla dalga geçilmiş. Dolayısıyla hiçbir şey yapılmamış.
“Dijitalleşme Odağında Kayıt Dışılıkla Mücadele” 2024 yılının son çeyreğine bırakılan yasal ve idari düzenlemeler şeklinde içi boş ifadelerle geçiştirilmiş. Dolayısıyla piyasaya ve basına yansıyan ilginç denetimler dışında bir durum yok.
“Sosyal Güvenlik Sisteminin Mali Sürdürülebilirliğinin Güçlendirilmesi” başlığı altında 4 eylem planı hedeflenmiş. Bunlardan sadece muhalefet belediyelerinin prim borçlarının tahsili yönündeki adımlar atılmış. Yani siyaset öne geçmiş. Bunun enflasyonu dizginleme politikalarıyla hiçbir ilgisi yok.
“Kaliteli ve Etkin Sağlık Sistemi” akılcı ilaç kullanımı ve sağlık hizmetlerinde geri ödeme sistemlerinin etkinliği ile ilgili olarak üçüncü çeyrekte öngörülen düzenlemeler yeni bütçeye yansıtılmış. Burada da 2024 yılına ilişkin eylem ortaya konulmamış ve dolayısıyla sonuç alınamamış.
“Sosyal Yardım Uygulamalarında Etkinleştirme” başlığı altında soyut amaçlar ve belirsiz hedefler ortaya konulmuş ve somut adım atılmamış. Sadece SYDF konusunun önemi hatırlanmış. Yani sonuç yine yok.
Sosyal yardım sistemi gözden geçirilecek, işgücüne katılıma mani olmayacak şekilde bütünleşik bir yapıda aile odaklı ve fert başına asgari bir geliri garanti edecek şekilde yeniden kurgulanarak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kaynaklarının daha etkin kullanımı sağlanacaktır.
“KİT Yönetişim Reformu” konusunda da somut bir adım yok. Yönetimlerine siyasilerin ve hatırlı bürokratların oturtulduğu, görev zararlarının Hazinenin kucağına atıldığı ve uzatıldığı yapı devam ettirilmiş.
Sonuç itibariyle; enflasyonla mücadelenin veya en azından etkin maliye politikasının olmazsa olmazı yapısal düzenlemeler öngörülmüş ancak bugüne kadar yol alınamamış. O zaman da bir hoca olarak bu karneye “geçmez” demekten başka yolumuz kalmıyor.