Hazine ucuza TL borçlanmaya devam ediyor

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM

Aylık TÜFE 2021 Aralık ve 2022 Ocak aylarında o dönem yaşanan TL’deki keskin değer kaybı sonucunda çok yüksek çıkmıştı. Bu sene bu yüksek oranlı artışların 12 aylık enflasyon hesabından çıkacağı için manşet enflasyonun otomatik olarak gerileyeceği çok yazıldı, söylendi. Nitekim kasımda yüzde 84 olan enflasyon aralıkta yüzde 64’e geriledi. Benzer bir şekilde 3 Şubat tarihinde göreceğimiz ocak ayına ilişkin enflasyon değerleri sonucunda gene yüksek oranlı bir gerileme yaşanacak ve manşet enflasyon 50’li seviyelere gerilemiş olacak. Ancak ondan sonra senenin geri kalan aylarında enflasyonun gidişatı konusunda oldukça farklı beklentiler söz konusu. OVP’ye göre 2023 ve sonraki senelerde enflasyona ilişkin projeksiyonlar sırasıyla yüzde 25, 13,8 ve 9,9. Ancak bunların fazlasıyla iyimser beklentiler olduğunu söylemeye gerek yok. Örneğin, şu anda Beklenti Anketi’ne göre piyasanın bu sene sonu enflasyon beklentisi yüzde 32,5 düzeyinde, 24 ay sonrası için ise yüzde 17,2.

Hazine geçen yıl giderek artan bir şekilde ihtiyacının çok üzerinde borçlanmıştı. Öyle ki, tüm sene için toplam finansman ihtiyacı 169 milyar TL iken toplam (TL + YP) borçlanma 437 milyar TL oldu. Bunun  362 milyarı TL borçlanmasıydı. Her ay başında Hazine’nin yayınladığı “Finansman Programı”nda öngörülen aylık borçlanmaların her seferinde üstüne çıkıldı. (Daha yeni ocak ayıyla ilgili 55 milyar borçlanma öngörülmüşken bu ay fiili borçlanma 85 milyarı geçti.) Bu noktada ileri sürülecek “kamu aşırı borçlandırılıyor, bu durum ilerisi için sorun teşkil eder” savları ise tam da doğruyu yansıtmıyor. Mutlaka ki, piyasalarda belirsizliği artıran bu politikalar ileride olası bir normalizasyon sürecinde pek çok açıdan sorun yaratabilir. Ancak salt kamu muhasebesi tarafından bakıldığında, ilginç bir şekilde yıllar içerisinde kamunun “gerçek” borç yükü azalmış olacak.

Şöyle ki: Sadece bu ay yapılan 2 büyük hacimli kamu ihalesine bakarsak, 4 yıl vadeli olan birinin ortalama yüzde 9,9 verim ile, 9.5 yıl vadeli olan diğerinin de yüzde 10,4 verim ile ihraç edildiğini görüyoruz. Ancak ilk paragrafta da ortaya konduğu gibi en iyimser tahminlerle bile önümüzdeki 3 sene enflasyon bu Faiz" href="https://www.ekonomim.com/finans/faiz" target="_blank" rel="noopener">faiz oranlarının oldukça üzerinde gerçekleşecek. 3 sene sonrasında bile, en iyimser tahminle 2003-2016 arasında ortalamada görülen yüzde 8,2’nin altına kolay kolay düşmeyecektir. Bu rakamlar dikkate alındığında esasen Hazine’nin son dönemde “eksi” reel faizlerle borçlandığı görülüyor. Bu da aşırı borçlanmasına rağmen Hazine’nin “reel” borç yükünün azalması anlamına geliyor.

Tabii, bir taraf kazanıyorsa diğer bir taraf da kaybetmek durumunda. Hazine düşük faizle borçlanırken kazanıyor (ya da kazanıyor gibi görünüyorsa) da, bu tahvilleri bu düşük faizlerden alan haberler" target="_blank" rel="noopener">finans kuruluşları da kaybeden tarafta olmak durumunda. Ancak düşük faizden devlet tahvili almamaya, aldıkları tahvillerin ise enflasyona endeksli olmasına veya en azından tahvil portföylerinin durasyonunu (ortalama vadesi) düşük tutmaya çalışsalar da, getirilen çeşitli düzenlemelerle bu düşük faizli kağıtları satın almak durumunda kalıyorlar.

Piyasanın şu anda beklediği 3-yıllık enflasyon patikasının ise aslında baz senaryo olduğunu unutmayalım. Sene başında yapılan memur ve emekli maaş zamları, EYT’den gelecek ek finansman ihtiyacı ve devam eden enerji sübvansiyonları gibi kalemlerin Bütçe’nin gider yükünü aşırı şekilde yükseltme potansiyeli var. (Şimdiden Hazine’nin hesapları ocak ayında yüksek bir bütçe açığına işaret etmekte.) Bütçe dengesinin de hızlı kötüleşmesini beraberinde getirebilecek böyle bir maliye politikası ile birlikte bir de KGF paketleri yoluyla yeni bir kredi ivmesinin yaratılması sonucunda, gerek iç ekonomik aktivitede ısınma, gerekse de Döviz" href="https://www.ekonomim.com/finans/doviz" target="_blank" rel="noopener">döviz talebinde oluşacak artış ile birlikte kurlarda yukarı doğru hareketlenme olması durumunda enflasyonun şu anki beklentilerin çok daha üzerinde seyretme olasılığı oldukça fazla.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar