Hasar tespiti ama kime göre?
Şimdi dün özellikle dövizde gözlenen dinginliğe ve daha sonra çok dalgalanmış olsa da borsada en azından başlangıçta yaşanan toparlanmaya ve geçen haftadakine benzer dramatik bir düşüş olmamasına bakarak son üç beş günde yaşananların Türkiye ekonomisini pek de etkilemediğini söylemek doğru olabilir mi?
Kimilerine göre evet, olabilir... Bu durumu Türkiye ekonomisinin ne kadar güçlü olduğunun işareti şeklinde yorumlayanlar çıkabilir.
Ama bu görüşün doğruluğunu test edecek bir çarşamba yaşadık. Geçen çarşamba için ne diyeceğiz?
Türkiye ekonomisi çok güçlüyse geçen çarşamba yaşananları ve o müthiş dalgalanmayı nasıl izah edeceğiz?
Üç kesim var
“Ekonomide şu oldu, bu oldu ya da olacak” diyoruz demeye de, bunu kimler için söylüyoruz?
Ya da hasar tespiti elbette yapılmalı da, ortaya çıkan hasar hangi kesimleri ne kadar ilgilendiriyor?
Soruyu şöyle sormak da mümkün: “Ekonomide hangi gösterge kimler için ne ifade ediyor ve ne kadar önemli?”
En yoksul kesim makro verilerin hiçbiriyle ilgili değil. Olmaları da gerekmiyor zaten. Onlar ne faize, ne dövize, ne altına bakıyor; hele hele Merkez Bankası faizi artırmış, düşürmüş, yeni yeni araçları devreye sokmuş, SPK borsa için bir takım önlemler almış; bunlarla hiç mi hiç ilgilenmiyor. Aralarında döviz ve altını takip edenler varsa da onlarınki de yalnızca merak, yoksa alıp satmak değil. Çünkü buna ayıracakları para yok ki; karınlarını ancak doyuruyorlar.
Arada bir kesim var; bir anlamda finansal orta direk. Bankada üç kuruş birikimi var, belki döviz tutuyor, belki fonları keşfetmiş onun getirisini gözetiyor; bu kesimde yer alanların bazıları hisse senedi piyasasında ve zaten uzun zamandır kayıpta, hele hele geçen hafta öylesine bir darbe yemiş ki, belini doğrultabilen borsadan kaçmayı kafaya koymuş da kendini bir türlü kurtaramıyor.
Bir de sayıca az olmakla birlikte tüm finansal yatırımların çoğunu yapan kesim ile reel sektör var. Onlar tabii ki ekonomide olan bitenin tüm detayıyla ilgili. Çünkü bu kararlardan ilk etapta en çok etkilenen onlar.
Kimi neler ilgilendiriyor?
Bir kere son günlerde yaşananların Türkiye ekonomisini öyle çok da etkilemediğini söylemek fazla iyimserlik olur.
Olan biteni ve ortaya çıkan etkiyi görmezden gelmeyi tercih eden varsa, ki mutlaka vardır, onlara biraz beklemelerini önermek en iyisi. Şimdi henüz yaşananların sıcaklığıyla etki tam hissedilmiyor olabilir, en iyisi biraz zaman geçsin.
Türkiye’de homojen bir toplum yapısından tabii ki söz edilemez ve yukarıda sıraladığım gibi finansal gelişmelerden etkilenme anlamında adeta üçe ayrılmış bir yapı söz konusu.
Birinci kesim: Bu kesim için hasar, fiyatlardaki artışın hızlanmasıyla kendini gösterecek. Bu kesim için zaten yıllık enflasyonun ne olduğunun da pek önemi yok; adeta günübirlik yaşayan, ekonomide vadesi ve beklentileri en fazla bir ay olan bu kesim için başka göstergelerin hiç mi hiç önemi yok.
Domates geçen hafta kaç liraydı, bu hafta kaç lira? Bir hafta önce 250 gram et alabilmişti, bu hafta ne kadar alabilecek? Ne kadar acı ki, ne yazık ki durum bundan ibaret!
Ama bu kesimin çoğu kez hiç haberinin olmadığı, iyi kötü haberi olanların da umursamadığı gelişmeler dönüyor dolaşıyor tabii ki herkes gibi onları da etkiliyor.
İkinci kesim: Zaten zar zor tasarruf edebilmiş ve anlayabildiği, yorumlayabildiği ölçüde tüm gelişmelerden haberdar olmaya çalışan bir kesimden söz ediyorum.
Bu kesim de son gelişmelerin ardından çok mutlu olanlar ve karalar bağlayanlar olarak adeta ikiye ayrılıyor. Bir tarafta dövizciler kur artık artışa geçecek diye dört gözle bekliyor; diğer tarafta borsacılar kaygı içinde. Bu kesim içinde bir de birikimini Türk parasına bağlamış olanlar var ki onlar daha rahat. Az getiri elde ediyor ama rahat uyuyorlar.
Üçüncü kesim: En tepede olan profesyoneller ve reel kesim ise tabii ki her türlü bilgiyi kara delik gibi çekiyor. Belki olan biteni en çok kaygı duyarak izleyen kesim bu üçüncü grubu oluşturanlar. Emekliyi, asgari ücretliyi ancak dolaylı biçimde ilgilendirecek örneğin risk priminin ne kadar arttığı bu kesim için hayati önemde. Örneğin Merkez Bankası’nın faiz kararı da. Örneğin kredi faizlerinin son kararlardan nasıl etkilendiği de.
Bu konularda sorunun büyümesini önlemeye dönük bir dizi önlem alındı alınmaya ve bu önlemler en azından haftanın ilk günü etkisini gösterdi ve dün itibarıyla korkulan bir başlangıç yaşanmadı ama bu kesim (aslında hemen herkes) çok iyi biliyor ki cin şişeden çıktı bir kere. Algı bozuldu, beklentiler bozuldu. Diyebilirsiniz ki beklentiler ne kadar düzelmişti ki; siz de haklısınız ya...
Hem bunca önlem durup dururken alınmadı elbette, ortada çok ciddi bir sorun var ki böylesine radikal önlemlere gerek duyuldu. Daha şunun şurasında Merkez Bankası’nın bu yıl hangi toplantıda ne kadar faiz indireceği, indirebileceği değil, indireceği konuşulurken faiz artırımına gitmek kaçınılmaz oldu. Artık faiz indirimini konuşan kaldı mı?
Reel sektör için ölümlerden ölüm beğen! Faiz artsa maliyetler yönüyle büyük baskı, kur artsa özellikle döviz borcu olanlar için yıkım!
Biraz zaman...
Aslında hasar tespiti için erken mi diye de düşünmek gerek. Çünkü bir yanda son üç beş güne sığan olumsuzluklar var ama bir de alınan önlemlerin yan etkileri var. Bu etkiler zaman içinde ancak görülebilecek. Bugün için gidişatı olumlu etkileyen, sancıyı dindiren ilacın bir yan etkisi olacak ve o etki zaman içinde ortaya çıkacak.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.