Hasar kontrolü…

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI

Korona virüsü korkutucu bir hızla yayılmaya devam ediyor. Ekonomik etkisinin yıkıcı olabileceğine dair medyada felaket raporları dolaşıyor. Piyasa etkisi ise öngördüğümüz gibi sınırlı oldu. İlk günlerdeki panik satışlarla oluşan kayıplar geçen hafta kısmen geri alındı.

Piyasalardaki toparlanma devam eder mi? Virüs nedenli satışların kalıcı olmayacağına inanıyoruz. Ama öncelikle bir hasar kontrolü yapalım. Salgının insani ve ekonomik maliyeti bugüne kadar ne oldu? Küresel ekonomiyi nasıl etkiledi? Türkiye için önemli bir etki bekleniyor mu?

Olayın sağlık boyutuyla başlayalım. 2003 yılında Çin’i vuran SARS virüsünden daha tehlikeli bir hastalık ile karşı karşıyayız. Hastalık teşhisi konulanların sayısı 35.000 kişi ile 2003 yılındaki SARS salgınının 4 katını geçti. Hayatını kaybedenlerin sayısının SARS salgınına (774) göre çok daha fazla olacağı anlaşılıyor. Türkiye’de henüz Korona teşhisi konmuş bir vaka görülmedi.

Virüsün ekonomik etkisi konusunda net bir tahmin yapmak zor. Çin hükümeti ocak ayına ait verileri şubat ile birleştirerek açıklama kararı aldığı için ölçüm yapmak zorlaştı. Yapılan tahminler salgının ilk çeyrekte ekonomik büyümeyi 1-1,5 puan düşüreceğine, ancak ikinci çeyrekte salgının kontrol altına alınmasıyla birlikte hayatın normalleşeceğine işaret ediyor.

Medyada dolaşan karamsar raporlar ise salgının kontrol altına alınamadığı bir senaryoyu anlatıyor. Çin ekonomisi 2019 yılında dünya milli gelirinden aldığı %16 pay ile küresel piyasalar için 2003’e göre 4 kat daha önemli.

Çin’i uzun süreli etkisi altına alacak bir salgın üretimin aksamasına ve talebin yavaşlamasına neden olur. Emtia ihracatçılarından, sermaye malı üreticilerine, seyahat sektöründen, lüks ürün üreticilerine uzanan geniş bir kesimde daraltıcı etki yapar.

Türkiye gerek coğrafi uzaklığı, gerekse sınırlı ticari ilişkisi nedeniyle Çin ekonomisinde oluşacak bir yavaşlamadan doğrudan etkilenmez. Düşük emtia fiyatları ve küresel para politikasındaki olası gevşemeden olumlu etkilenir. Ancak, Çin’in durgunluğa girmesi nedeniyle Avrupa ve Orta Doğu’da yaşanacak bir yavaşlamaya ve risk iştahının bozulmasına karşı kırılgandır.

Peki, gelelim piyasa fiyatlamalarına. Söz konusu riskler piyasalar tarafından neden bu kadar sınırlı fiyatlanıyor. Bu konuda iki iyimser gerekçemiz var:

(i) MSCI dünya hisse senedi endeksinin son 20 yıllık grafiğini açın, SARS virüsünün etkisine bakın. Bulamayacaksınız. 2003 yılı diğer yıllardan çok da farklı değil. Bu kez çok farklı olur mu? Sanmıyoruz.

(ii) Dünya haritasını açıp, korona virüsünün görülmediği yerlere bakın. Güney Amerika’da ve Afrika’da virüs vakası görülmüyor. Bir milyondan fazla Çinlinin yaşadığı Afrika’da korona vakası görülmemesi hastalığın bulaşıcı ve öldürücü de olsa özünde bir soğuk algınlığı olduğu görüşünü destekliyor. SARS virüsünün kuzey yarımkürede etkisini yitirmesi yaz aylarında başlamıştı. Mayıs ayında havaların ısınmasıyla beraber korona virüsünün yayılmacı ve öldürücü etkisi azalabilir.

Piyasalar nasıl olursa olsun, sağlığınız yerinde olsun.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar