Hangi çekirdek?
Eylül ayı enflasyonu açıklandı. Tüketici enflasyonu %19.6 oldu. Yurtiçi üretici enflasyonu yine yüksek düzeyde seyrediyor: %44. Farklı bir ifadeyle enflasyon cephesinde yeni bir şey yok. Sadece genellikle ‘çekirdek’ olarak adlandırılan ‘temel’ enflasyona ilişkin gelişmelerde para politikası açısından bazı ilginçlikler var.
Malum; TCMB artık çekirdek enflasyona daha fazla ağırlık vereceğini belirtti. Altı çekirdek enflasyon göstergesi var. Bunlardan sadece biri %18 olan politika faizinin altında seyrediyor: C göstergesi. Enerjiyi, gıda ürünlerini, alkolsüz ve alkollü içecekleri, tütün ürünlerini ve altını dışlayan bu gösterge ile ölçülen enflasyon yüzde 17 düzeyinde. Geriye kalan beş göstergenin hepsi %18’in üzerinde enflasyona işaret ediyor. En yükseği %20.8 ile F endeksi. İlginç nokta şu: En düşük çekirdek enflasyon ile en yüksek çekirdek enflasyon arasında 3.8 puan fark var. Oysa %3.8’lik bir enflasyon gelişmiş çoğu ülkede (geçici unsurlar dışında) kabul edilebilir enflasyon düzeyinin üzerinde. Türkiye’de ise para politikasının ağırlık vereceğini söylediği çekirdek enflasyon, farklı göstergeler dikkate alındığında bu kabul edilebilir düzeyin üzerinde ayrışan enflasyon oranlarına işaret ediyor.
Hadi gelişmiş ülkelerde makul sayılan enflasyon düzeyini bir tarafa bırakayım. TCMB Para Politikası Kurulu son kararında ne diyor? Şöyle: “TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.” Dikkat: Çekirdek göstergelerin ima ettikleri enflasyon düzeyleri arasındaki fark neredeyse bizim orta vadeli hedefimiz kadar.
Şüphesiz, para politikasına ilişkin iletişim açısından önemli bu farklılık. İletişim deyip geçmemek gerekiyor. ‘Çok doğru’ bir para politikası kararı da alsanız aldığınız kararın nedenini düzgün biçimde anlatamıyorsanız ummadığınız gelişmelerle karşılaşabilirsiniz. Farklı bir ifadeyle ‘çok doğru’ karar ters tepebilir. TCMB madem çekirdek enflasyona vurgu yapıyor ve bu kavramı ön plana çıkarmaya çalışıyor, hangi çekirdek göstergeye odaklandığını yalın ve inandırıcı bir biçimde anlatması gerekiyor. Aksi takdirde para politikasının itibarını toparlamak daha da zorlaşacak. Hele yukarıda işaret ettiğim farklılık daha da belirginleşirse.