Hangi bilgi?

Burak DALGIN
Burak DALGIN Dünya Penceresi

Öğrendiğimiz her şeye bilgi deyip geçiyoruz. Bunların hepsini aynı sepete atmak ne kadar doğru? Veri (data), bilgi (information), kavrayış (knowledge) ve hikmet (wisdom) arasındaki farkı bilmek, karar alma ve icra etme süreçlerimizi iyileştirebilir.

Veri (data) araştırmalar neticesinde elde ettiğimiz parçalardır: satışlarımızın durumu, patent sayımız, pazarlama bütçemiz, üretim fire oranımız, mağazalarımıza giren kişi sayısı... Bütçe yapmaktan performansı ölçmeye kadar her alanın yapı taşı, veri.

Ancak daha çok veriye sahip olmak, her zaman daha iyi karar almak demek değil. Çünkü artık her tarafımız veri! Öyle ki, 2010’da bir yılda ürettiğimiz veriyi, dijital ayak izimiz sayesinde, artık sadece altı günde oluşturuyoruz! Değer zincirinin dijitalleşmesi, pek çok işlemin takibini mümkün kılıyor. Bulut bilişim ve depolamanın ucuzlaması sayesinde tüm bunlar -düzenlemeler çerçevesinde- toplanabiliyor.

Kendinizi bir veri çöplüğünde bulmamak için hangi veriyi ne için izleyeceğinizi bilmeli, seçerek toplamalı ve verinin temiz/ uygun olmasını temin etmelisiniz. Mesela, geniş ve yüzeysel konularda binlerce kişilik anketler, dar ve derinlikli meselelerde odak grup çalışmaları uygun olacaktır.
Bilgi (information) veri hammaddesinin işlenmesiyle oluşuyor. Eldeki parçalarını bir araya getirerek kim, ne, ne zaman, nerede gibi soruların cevaplarını buluyoruz. Hangi rakibimiz bizi geçti, ne hizmetimiz beğeniliyor, marjlarımız ne zaman azalmaya başladı, neredeki mağazalarımız başarılı gibi soruları yanıtlamaya başlıyoruz. Ülkemizde en sık tıkanılan adım da bu. Şirketlerimiz genellikle bu aşamada takılıp kalıyor. Atmosferden çıkamayan bir roketin yere çakılması gibi. Aman dikkat!

Kavrayış (knowledge) aşamasında artık bütün tablo önümüzde netleşiyor. Farklı alanları etkileyen ana meseleleri kavrıyorsunuz… Mesela, başarılı çalışanlarımızı ödüllendirmediğimiz için önce onları, sonra müşterilerimizi kaybettik. Mesela, geçen yılın primlerini kısa vadeli performansa bağladığımız için bakım/ onarım yapılmamış, bu yüzden de bu yılki fire oranımız yükseldi.

Artık ‘nasıl’ sorusunu sorabiliyor ve eldeki bilgiyi sahada test edebiliyorsunuz. Şirketlerimizde ‘nasıl’ sorusunun çok az sorulduğuna dikkatinizi çekmek isterim. Zira bu soru, tespit ile aksiyonun, temenni ile çözümün arasındaki farklı belirler. Tam da bu yüzden, şirketiniz ikinci kritik geçittedir. Geçmişi anlamlandırmaktan geleceği şekillendirmeye, mevcudu anlamaktan yeni bir şeyler yapmaya, durumu kavramaktan icraat yapma aşamasına geçmek üzeresiniz. Roket başarıyla uzaya çıktı, yörüngeye yerleşme vakti!

Hikmet (wisdom) noktasında zihniniz berrak, yol haritanız nettir… ‘Niçin’ sorusunun cevabını tekrar tekrar yanıtlayabilirsiniz. Müşteri niçin bizi seçsin, başarılı kişiler niçin bizim firmamıza katılsın, rakiplerimiz niçin bizim kadar iyi değil... İcraat başlayabilir.

Ancak pek çok şirket bunu başaramaz. Roket yörüngeye oturamaz. İstenmeyen haberler mevsimsellik, tek seferlik olaylar, ölçüm yöntemi gibi faktörlere sığınılarak geçiştirilir (‘Kilo verdim ama baskül yanlış tartıyor’ ifadesinin kurumsal versiyonu!).

Kulağa hoş gelen tahminler, temenniler, tecrübeler, hatta anekdotlar analizlerinize tercih edilir. Kararlar ertelenir. Hemen silkinmenizi ve bu durumla mücadele etmenizi öneririm. Veriden bilgiye, oradan kavrayışa taşıdığınız bir çuval incir berbat olmasın.

Hangi bilgiye sahip olduğunuzu bilmek, şirketinizin hangi noktada olduğunu bilmektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Başarısızlığa övgü 19 Kasım 2024
Yanıltıcı doğruluk 12 Kasım 2024
Dört put 05 Kasım 2024
Karar kalitesi 22 Ekim 2024
Seçenek mimarisi 01 Ekim 2024
Kırmızı kraliçe 24 Eylül 2024
Yenilik nasıl yayılır? 17 Eylül 2024
TESCREAL 10 Eylül 2024