"Hamas-İsrail gerginliği ve piyasalar!?.."

Emre ALKİN
Emre ALKİN PAYLAŞMASAK OLMAZDI

Pazar sabahından itibaren haber ajansları ve çeşitli medya mecralarından mesaj ve telefon bombardımanı oldu. Sorulan soru hep buydu: "Piyasalar ne olacak ?"

Açıkçası cenazemiz olduğu için arayanlardan özür dileyerek müsait olmadığımızı söyledim. Ancak acılı ailemin üyelerine bakınca, meselenin daha derin bir şekilde ele alınması gerektiğine karar verdim. 

Her şeyden önce "ateş düştüğü yeri yakar" derler. Kiminin ailesine düşer ateş, kiminin cebine. Her ikisi aynı anda olabilir tabii. Yine de dürüst olmakta fayda var. Dünya üzerinde onca acı, keder, mezalim, katliam vs. olurken hayatına devam edenler, eğlenenler ya da restoranlardan paylaşım yapanlar kötü kişi olmazken, Hamas-İsrail çatışmasında mı kötü kişi oldular? Orta Doğu'da binlerce masum katledilirken sesi çıkmayanlar, neden bir anda ayağa dikildiler? Cevap basit: "Ateş düştüğü yeri yakar."

Yalın ayaklı, fakir, farklı kültürlerden gelmiş insanların "medeni" ülkelere ait askerler tarafından katledilmesine, sakat bırakılmasına, eziyet görmesine ses çıkarmayanlar, kendilerine benzeyen insanlara kötülük, zalimlik yapıldığında ayağa dikiliyorsa, bunda da şaşıracak bir durum yok. İkiyüzlülüktür evet, adaletsizliktir doğru, ama insan dediğimiz budur. Bundan bin yıl önce yazmışlar bugünleri:

"…Bir diyarda doğrulukta ayrılmayan masumlara eziyet edilmezse, oraya felaket uğramazmış

Ne zaman ki onların başına hak etmedikleri işler gelir, o zaman felaket oraya şelale gibi akar

Bundan da kötüsü, gönüllerin kızgınlığı her yeri yakar kor eder..."

Bu bölge binlerce yıldır ırk, din ve başka unsurları alet ederek yapılan zalimliklerin merkezi olmuş. Haklı-haksız birbirine karışmış. Bazen yapanın yanına kar kalmış, bazen cezalandırılmış. Ancak, hiç kimsenin yüreği tam olarak sönmemiş. Kin ve düşmanlığın altında ateş yanıyor. Baktım sabah bazı arkadaşlarım "insanlar ölüyor hala selfie yapıyorsunuz" diyerek içerlemiş. Aynı kişilerin paylaşımlarını incelediğimde, başka meselelerde hiç duyarlı olmadıkları gözüküyor. Demek ki, insan kendine benzeyenlere zalimlik edilince ayağa kalkıyor. Olabilir, dedim ya insanlık hali diye. Zaten sosyal medya bizi daha da duyarsız hale getirdi. 

Fernando Pessoa'nın "Huzursuzluğun Kitabı"ndaki bir cümlesi aklıma geldi. "Adam kayıtsızdı her şeye, bu derecede kayıtsızlık ancak çok acı çekenlerde olur". Gerçekten yanı başımızda olan bitenlere karşı bile kayıtsız mı kaldık artık? Yoksa dün yaşadığımız cenazede olduğu gibi, herkesin acısı kendine mi yetiyor? Sadece kendimize benzeyenlerin acısı mı bizi ilgilendiriyor? Bilemiyorum. Ancak iki gündür verdiğimiz sınavda başarılı olmadığımızı ve bunun tek bir cevabı olmadığını da biliyorum. 

Günlük gerçeğe gelince: İran ile alakalı başlatılan bir mühendislik hareketinin başındayız gibi gözüküyor. İsrail ile Arap ülkelerinin bu sebeple aylar önce araları düzeltildi. Ses çıkarmasınlar diye. Ekonomik durumu ve diplomatik çıkmazları sebebiyle Türkiye fazla bir ses çıkarmayacak gibi. Gerçi bizim sağımız solumuz belli olmaz. Netanyahu gidici iken bir süre daha İsrail Halkını üzmeye devam edecek. Hamas başını derde soktu, elbette hesabı sorulacak. Hemen arkasından sıra Hizbullah'a gelecek gibi gözüküyor. ABD uçak gemisi bölgeye geliyorsa zaten bundan hayırlı bir iş çıkmaz. 

Olan yine orada yaşayan masum insanlara oldu. Bu kadar masumun canına kıyılırken, bana piyasayı soranlara kızmıyorum ama cevap vermek istemiyorum açıkçası. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar