Hakkını helal et Hasan Abi
YIL 2008 veya 2009… Hürriyet Gazetesi’nin Ekonomi Müdürüyüm. Stajyer arkadaşlarımız dahil 16-17 kişilik kadroyla günde ortalama 16 sayfa hazırlıyorduk. Reklam akış temposuna göre zaman zaman günde 22 sayfa hazırlama rekoru kırıyorduk.
Ekonomi sayfalarının 4-5 dolayında olduğu dönemden kalma alışkanlıkla yazı işleri tarafında bizim sayfaları 2 grafiker-sayfa sekreteri arkadaş Macintosh’ta yapıyordu. Gazetenin baskı saati yaklaştığında sıkıştığımız anlarda 3’üncü arkadaş devreye giriyordu.
İstanbul’da bile matbaanın kapasitesi gazetenin 50 sayfayı aşmasına olanak vermediği için Hürriyet’e yoğun gelen küçük ilanlar için ayrı eki de Ekonomi Servisi’nden bir arkadaşımız yapıyordu.
O dönemde gazetenin taşra baskısı en geç, akşam saat 20.00 dolayında dönüyordu. O baskıdan bir bölüm paketlenerek KKTC uçağına yetiştiriliyor, bu trafik nedeniyle en son sayfanın matbaaya gönderilmesinin 19.00’u geçmemesi gerekiyordu. Aksi halde gazete KKTC uçağına yetişmiyordu. Ertesi sabah uçağına kalınca o günün Hürriyet’i KKTC’de tezgaha çıkmakta gecikiyordu.
Oysa yazı işleri müdürü arkadaşlarımızın editörlüğünü yürüttüğü 5 gündem sayfası için 3-4 grafiker-Macintosh operatörü arkadaş görev yapıyordu.
Biz 2 grafiker-Macintosh operatörü arkadaşla sayfaları yetiştirmeye çalışırken reklam teknik ekibinin hemen her akşam üstü saat 18.00 dolayında birkaç sayfanın reklam ölçüleriyle oynaması, değiştirmesi gecikme-hat kaçırma riskimizi daha da artırıyordu.
KKTC hattı ekonomi sayfalarının gecikmesi yüzünden her kaçtığında Genel Yayın Yönetmenimiz Ertuğrul Özkök’ten fırça yiyince Yayın Koordinatörümüz Fikret Ercan’a sıkıntımızı anlatıyordum:
- Abi bizim sayfaları hazırlayan grafiker-Machintosh operatörü sayısının en az 3-4 olması gerekiyor.
Fikret Abi, her seferinde geçiştiriyordu:
- 16-22 sayfa yaptığınızı söylüyorsun, doğru ama çoğu reklamla dolu. Sayfaların bazılarını yedekleyin, o zaman iş çözülür.
Sayfalarımızın gecikme riski belirdiği anlarda matbaadaki arkadaşlarla diyalogu çok iyi olan Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz Hasan Kılıç’a başvururduk:
- Aman abi matbaadaki arkadaşlar bizi biraz idare etsinler…
Derken Hürriyet’in manşetinde KKTC’nin yer aldığı bir gün, KKTC hattı kaçtı. Yani, ekonomi sayfaları geciktiği için gazete zamanında dönemedi, KKTC uçağına yüklenemedi.
Ertuğrul Özkök, doğal olarak kıyameti kopardı. Ancak, o gün kabak Hasan Abinin başına patladı. Özkök, yakınında Hasan Abiyi görünce ona yüklendi. Aslında gazetenin ekonomi sayfaları yüzünden geciktiğini biliyordu ama sinirlerin patlama anı Hasan Abiye denk gelmişti.
Dönemin Hürriyet Haber Koordinatörü Enis Berberoğlu, Mersin’den tekne kiralama formülünü bulmuş, gazetenin vaktinde KKTC’de tezgaha çıkması sağlanmıştı.
Hasan Abinin sinirleri de o günkü gerginliği kaldıramadı. Koca adam sinirden ağlamaya başladı. Hasan Abinin o günkü göz yaşları içime oturdu. Özkök’e durumu anlatsak da olan olmuştu.
Hasan Kılıç, Hürriyet’in Sorumlu Müdürü, diğer deyimle “Mahkemeler Müdürü”, açılan davaların muhatabı olsa da gazetenin “gece sigortası” gibiydi.
Gazeteye saat 16.00 dolayında gelir, hazırlanan her sayfayı satır satır okur, kritik düzeltmelere imza atardı. Köşe yazılarından kritik haberlere kadar kafasına takılan, kararsız kaldığı durumlarda sayfa elinde yanıma gelirdi:
- Enişte, bak bakalım sen ne dersin? Değiştirmeye gerek var mı?
Geçen pazartesi akşamı Hakan Güldağ ve Ömer Faruk Çiftçi ile birlikte Bursa Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (BUSİAD) toplantısındayken Hürriyet Ekonomi Servisi'nin bizim dönemimizdeki gece sorumlusu Ömür Kırbaşlı’dan mesaj geldi:
- Abi az önce Ardıç Aytalar haber verdi. Hasan Kılıç vefat etmiş…
Ardından Hürriyet Yazı İşleri Müdürlerinden Arif Dizdaroğlu ile eski yazı işleri müdürlerinden Ertuğ Karakullukçu arayıp, bilgi verdi. Aynı gün sabah saatlerindeEnis Berberoğlu’ndan da Bilal Çetin’in vefat haberini almıştım… Üzüntüm katlandı…
Hasan Abi 19 Aralık Salı günü İstanbul’da son yolculuğuna uğurlandı. Şeref Oğuz ve Hakan Güldağ ile birlikte o gün İzmir’de Ege Genç İş İnsanları Derneği’nin (EGİAD) toplantısındaydık. Dolayısıyla cenaze törenine katılamadım.
Hakkını helal et Hasan Abi…
Allah rahmet eylesin…
Mekanın cennet olsun…
Önce ‘Cuma', sonra golf tuttu, Ziylan Balkan şampiyonu oldu
ZİYLAN Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ziylan, 2018 yılı Nisan ayında karşılaştığımızda sohbet ederken golf oynamaya başladığını söylemişti:
- Cemal Abi (Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu) beni alıştırdı. Haftada 3 gün golf oynadığım oluyor.
İş temposundan nasıl zaman ayırdığını merak etmiştim, anlatmıştı:
- Cuma günleri “Cuma namazı”nı kıldıktan sonra golf oynamaya gidiyorum. Cumartesi ve Pazar günleri de golf oynuyorum.
Bu kısa sohbeti aktardığım yazıyı şöyle noktalamıştım:
-
“Cuma”yı kılıp golf oynamaya gitmek bazı iş insanları için trend olur mu?
Saat & Saat Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Kaya’nın, Emir Kaya’nın nikah töreninde Mehmet Ziylan’a piyasanın, işlerinin nasıl olduğunu sordum, yorum yapmadı:
- Çok şükür, çalışıyoruz.
Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukçu araya girdi:
- Mehmet Abi kendini neredeyse emekli etti. Daha çok golf oynuyor. Sürekli kupa kazanıyor.
Takıldım:
- Nihat Özdemir’i (Limak Holding kurucusu) de yeniyor musun?
Mehmet Ziylan, “zayıf rakip” dercesine gülümsedi:
- Tabi abi…
Aradan birkaç gün geçti, Instagram’da Mehmet Ziylan’ın Antalya’daki Regnum Carya’dan elinde iki kupa ile bir paylaşımını gördüm:
- Balkan ülkeleri arasında yapılan golf turnuvasının sezon finalinde Balkan şampiyonu olmanın büyük gururunu yaşıyorum...
Ziylan’ın paylaşımını okurken başlık kafamda belirdi:
-
Önce “Cuma” sonra golf tuttu…
İthal ürün satıyoruz ama 2018’de TL’ye döndük, rahat ettik
YÖNETİM Kurulu Başkanlığını Yunus Akdaş’ın, Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığını Prof. İlhan Erdoğan’ın yürüttüğü Malatyalı İş İnsanları Derneği’nin (MİAD) Cüneyt Zapsu’yu konuk ettiği Sofitel İstanbul Taksim’deki toplantısında ENPLUS Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Aykut Yavuz’a işlerin temposunu sordum, yanıta şöyle girdi:
- Bizim işler genel olarak fena değil…
Mağaza sayısını merak ettim, paylaştı:
- 45 mağazamız var. Farklı şehirlerde AVM’lerde uygun yer buldukça mağaza açıyoruz.
Ardından ithal ürün satmaları konusunda bir sıkıntıları olup olmadığını sordum:
- Siz çoğunlukla ithal ürün satan bir mağaza zinciri olarak biliniyorsunuz. İthalatta bir frenleme, ithal ürün alırken dövizle ilgili bir sıkıntı yaşıyor musunuz?
Yanıtlarken 2018 yılına döndü:
- 2018 yılının ikinci yarısında gündeme gelen dövizdeki yüksek dalga döneminde kiralarda TL’ye dönüş kararı alınmıştı. Biz de ürünlerini mağazalarımızda pazarladığımız şirketlere, “Türkiye’de ofis açın, ürünlerinizi biz sizden TL ile almak istiyoruz” dedik.
Böylece genelde TL’ye döndüklerini bildirdi:
- O günlerden itibaren döviz riskimiz azaldı. Şu anda döviz riskimiz yok. İşimiz tamamen TL ile dönüyor. Bu durum bizi önemli ölçüde rahatlattı.