Hafize Gaye Erkan’ın zor görevi
TC Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’a teşekkür ederek başlamak istiyorum bu yazıya. 2021 yılında, TCMerkez Bankası’na itibar kazandırma yolundayken bir gece ansızın görevden alınan Naci Ağbal’ın TCMB’den ayrılmasından bu yana ilk kez TCMB’nin başında ciddiye alınacak bir muhatap bulduğum için kendisine teşekkür borçluyum.
Geçen hafta İstanbul Sanayi Odası Meslek Komitesi Ortak toplantısında yaptığı konuşmada, TCMB’nin yıllık enflasyonu tek haneli rakamlara irdirme konusunda kararlı olduğunu belirten TCMB Başkanı’nın şu sözleri çarpıcı bir uyarı niteliği taşıyordu: “Biz üzerimize düşeni yaparken sizin de buna inancınız olursa dezenflasonu minimum maliyetle gerçekleştirebiliriz.Buna karşın algı,kabul, itibar üçlüsü devreye girmiyorsa daha yüksek bir maliyete katlanırsınız.”
Enflasyon bağımlılığı kötü bir illet
TCMB Başkanı Erkan Türkiye’nin enflasyon belasından kurtulmasının basit bir şey olmadığını, bu sorunun ancak toplumsal bir mutabakatla ve bütün oyuncuların katkısıyla çözülebileceğini kavramış görünüyor. Bu nokta çok önemli. Bu noktayı gözardı edenlerin enflasyondan kurtulma çabaları hep hüsranla sonuçlandı bugüne kadar.
Bunun ilk çarpıcı örneği 1983 yılında yaşandı. Anavatan Partisi’ni (ANAP) kuran Turgut Özal’ın, “ortadirek” diye tanımladığı geniş toplum kesimine yüksek enflasyonu kısa sürede yenme vaadiyle tek başına iktidara geldikten sonra bunu başaramadığı görüldü. Türkiye 1980’li yılları ANAP iktidarında yüksek enflasyonla yaşamaya devam etti.
Enflasyon lobisi nasıl oluşuyor?
Bir kere yüksek enflasyonla yaşamaya alışan, cebinde binlerce lirayla dolaşmaktan haz duyan bir toplumda derine inen kötü bir alışkanlık oluşuyor. Daha da önemlisi, yüksek enflasyonun ülke parasını pul ettiği ve değersizleştirdiği ortamda büyük bir fiyat anarşisi yaşanıyor, herkes birbirini kazıklamaya çalışıyor. Bu ortamda hemen herkes cebindeki son kuruşu bile harcama telaşına kapılıyor. Bu ortamın iş sahiplerine keyfi bir şekilde fiyat belirleme olanağı sağladığını da unutmamak gerekiyor. Türkiye’deki enflasyon lobisi de işte bu ortamda oluştu ve güçlendi.
AKP’nin kaçırdığı fırsat
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) enflasyon kısır döngüsünün yol açtığı 2001 krizi sonrasında kuruldu ve ilk iktidar döneminde bu kısır döngüyü kırma umudunu yarattığı için enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeyi, Türk lirasını gerçek para haline getirmeyi, fert başına geliri 10,000 doların üstüne çıkarmayı başardı.
Bu dönem ne yazık ki çok uzun sürmedi, AKP de enflasyon lobisinin etkisine girdi, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi ile kurulan ‘tek adam’ rejimi ise önceliği yandaş bir sermaye sınıfı yaratmaya verdiği için kur garantili ihalelerle enflasyonu besledi. TCMB de buna alet edildi.
Hafize Gaye Erkan bu ortamda zor bir görev üslenmiş bulunuyor ve İSO’da yaptığı açıklamayla sorunun basit bir sorun olmadığını kavramış görünüyor. Kendisine ve ekibine başarılar diliyorum.