Güzel haberler…
Bu haftaki konularımız zeytin hasadı belgeseli, kahraman sağlık çalışanlarına Dünya Uyku Günü’ndeki destek ve bal ürünleri…
Zeytin, tek kelimeyle beni büyüleyen bir meyve... Önce ağacına hayranım... Heykel gibi, yoo ne gibi'si gerçekten heykel olarak nitelendirebileceğimiz bir gövdeye sahip... Ölmez ağaç deniliyor, neredeyse ölmeyeceği varsayılıyor; çünkü yıllar içinde kendini yeniliyor, o heykeli oluştururken sürekli gençleşiyor ve binlerce yıl yaşayabiliyor...
Ne zaman yaşlı bir ağaçla karşılaşsam, fotoğraf makinemle o muhteşem gövdesinden detaylar yakalamaya çalışıyorum, emin olun o ağaçtan neredeyse yüz kare fotoğraf çıkabiliyor...
Sonra meyveleri... Onlar, sabah kahvaltılarımın vazgeçilmezleri... Hele bir de kendim salamura etmişsem... Oooh, değmeyin keyfime gitsin!..
Kazdağları’ndan aşağıya, Edremit Körfezi’ne baktınız mı önce maviliği; gözlerinizi ufuk çizgisinden karaya doğru indirdiğinizde, yeşilliği fark edersiniz; önünüzde akıp giden zeytin denizidir. Küçükkuyu, Altınoluk, Akçay, Edremit, Ören, Ayvalık (Kydonia); Körfez’in altına inerseniz Dikili’ye kadar bu görüntü sürer…
Zeytin hasatları bölgede Ayvalık’ta Ekim sonu Kasım başında başlar. Hasat, zeytinin zeytinyağına dönüşme serüvenine tanık olmak, o işlemleri belki onlarca kez izlememe rağmen hiç eksilmeyen keyifle takip etmek; ezilmiş zeytin kokusunu solumak ve taze sıkılmış zeytinyağlarıyla buluşmak demek…
23 yaşındaki Komili hasatlarını neredeyse 20 yıldır aralıksız izliyor; toplanan zeytinlerin doğal biçimde, bir meyve gibi sıkılmasıyla elde edilen hakiki sızma zeytinyağlarını hemen oracıkta ılık ılık tadıyorum…
142 yıllık Komili’nin son hasadı, pandemi nedeniyle bizlerin katılımı olmadan gerçekleştirildi. 23. Ayvalık Zeytin Hasadı, “Zeytinyağına Takıntılı Şefler” ile iş dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi ve bir belgesele konu oldu. Belgesel, Elif Edes Tapan, Danilo Zanna, Fatih Tutak, Ömür Akkor, Somer Sivrioğlu ile hem Ayvalık’a hem de zeytinyağına olan tutkularından her fırsatta bahseden başarılı iş insanları Muhtar Kent, Şerif Kaynar ve Madra Ailesi’nin katılımıyla hazırlandı.
Bunge Gıda Ülke Lideri Turgut Yeğenağa ve Kıdemli Pazarlama Müdürü Pınar Nokay’ın katılımıyla düzenlenen bir çevrimiçi toplantıda belgeseli izleme fırsatı bulduk. Dünya Kitap 2019 Gastronomi Emek Ödülü’nü ve Komili’nin bastığı kitaplarla aynı senenin Yılın Gastoronomi Kitabı Ödülü’nü alan Ömür Akkor’un, lokantası Zennup 1844’den gönderdiği zeytinyağlı yemekler, görüntülere eşlik etti.
49 dakikalık “Bir Zeytin Hasadı Hikâyesi” Komili Zeytinyağı Youtube kanalında yayınlanıyor. Belgesel, farklı bölümlere ayrıldığından, ilgilenilen kesitleri izleme imkânı da sunuyor. Degüstasyon, Workshop, Röportajlar, Hasat ve Anıt Ağaç özelinde ayrışan belgesel, böylelikle merak edilenlere daha kolay ulaşmayı sağlıyor.
Komili’nin anıtsal nitelik taşıyan ve korunmaya değer olanları zeytin ağaçlarını kayıt altına alıp hem doğal hem de kültürel kaynak olarak kabul edilebilecek bu ağaçlar konusunda yörede ve ülke çapında farkındalık oluşturmayı hedeflediği “Anıt Ağaç Projesi” de devam ediyor. Amaç, bu değerlerin gelecek nesillere aktarılmasına destek olmak… Bu harika ağaçları da Komili’nin sitesinden takip etmek mümkün…
Dünya Uyku Günü
Bugün 19 Mart, Dünya Uyku Günü. Uyku gününde pandemi şartlarının “zorunlu uykusuz”larına onları bir nebze olsun mutlu edecek güzel bir haber var…
Sağlığımız için bir yıldır gece gündüz demeden çalışan, hayatları pahasına mücadele eden tüm sağlık çalışanlarına, korona kahramanlarına destek için Yataş Bedding özel bir etkinlik hazırladı:
Bu bağlamda istediğimiz bir fotoğraf veya videoyu sağlıkçılarımızın yanlarında olduğumuzu göstermek için #BizDeUyumuyoruz etiketiyle bu gece paylaşmamız öneriliyor.
Yataş Bedding, koronavirüs salgınında hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının çocuklarına burs vermek amacıyla oluşturulan “Türk Eğitim Vakfı Korona Kahramanlarına Vefa Fonu”na da destekte bulunuyor.
Balın kıymetini bilmek…
Bir halk türküsü, “Arının kahrını çekmeyen/Ne bilir balın kıymatın” der. Bilir misiniz Söke’de, Bergama’da, Marmaris’te, Çığlıkara’da, Geyik Dağları’nda, Muğla’da, Finike’de, Afyon’da, Kahramanmaraş’ta, Anzer’de, Macahel’de, Kaçkarlar’da, Kayseri’de, Sivas’ta, Şanlıurfa’da, Van’da, Hakkâri’de, Tunceli’de, Elazığ’da, Muş’ta, Erzurum’da, Kars’ta, Bingöl’deki arıcılar, burada bir bölümünü sayabildiğim binlerce kişi, bin bir emek ve meşakkatle arının mucizesi balın sofralarımıza ulaşmasını sağlıyorlar…
Bal arıları, en az 150 milyon yıldır bal üretiyor, çiçekten çiçeğe konarak bitkilerin çoğalmasına yardımcı oluyorlar… Tıpkı zeytin gibi balın da hasadı yapılıyor… Arıların ömürleri boyunca ürettiği birer gram balların doldurduğu petekler sağılıyor…
Balparmak da tam 40 yıldır bu işi yapıyor. Şirket, geçtiğimiz günlerde bağışıklık sistemini destekleyen takviye edici ApiteraDox ve ApiteraGest’i ürünlerini satışa sundu. Apitera serisine eklenen bu ürünler, bal ve propolis içeriyor. Propolis, arıların bitkilerin tomurcuk ve gövdelerinden topladığı reçinemsi maddeleri işlemesiyle ürettikleri, kovanı mikroplara ve dış etkenlere karşı koruyan bir arı ürünü. Apitera Dox’un içinde altınotu, barut ağacı kabuğu, enginar, maydanoz tohumu ve tarçın da bulunuyor. Kakule, rezene ekstresi, kekik ekstresi, tıbbi nane ekstresi içeren ApiraGest ise sindirim sistemini desteklemeyi hedefliyor. Bir diğer yeni ürün ise yüksek etken maddeye sahip Propolis Plus… Bütün ürünleri tek kullanımlık ambalajlarıyla edinmek mümkün…