Güveniyor mu, güvenmiyor mu? 5 başlıkta tüketici güveni

H. Bader ARSLAN
H. Bader ARSLAN

1-Tüketici güveni nasıl hesaplanıyor?

Tüketici güven endeksi her ayın ilk yarısında 4884 hanede yapılan anket ile hesaplanıyor.
Anketin sonucunda 4 endeks oluşturuluyor. Bu endeksler, gelecek 12 aya ait

• hanenin maddi durum beklentisi,
• genel ekonomik durum beklentisi,
• işsiz sayısı beklentisi,
• tasarruf etme ihtimali.

Bu dört anketin ortalaması ise tüketici güven endeksini veriyor. Güven endeksi 0 ile 200 aralığında bir değer alıyor. Sonucun 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser duruma, 100’den küçük olması ise kötümser duruma işaret ediyor.

2-Tüketici güveni neden önemli?

Ekonominin büyümesi için tüketimin artması, tüketimin artması için tüketici güvenin yükselmesi gerekir. Bu nedenle yurtiçi hasılanın omurgası olan tüketim harcamalarının ne kadar değiştiğini tahmin etmek için kullanılan öncü göstergelerin başında tüketici güven endeksi gelir. Bunun yanında ciro endeksleri, kredi kartı harcamaları gibi başka veriler de kullanılır. 

Tüketici güven endeksi yükseldiğinde, tüketim harcamalarının yükselmesini, endeks gerilediğinde tüketim harcamalarının düşmesini bekleriz. Aksi taktirde tüketici güven endeksi güvenilmez bir endeks olur.

Peki durum ne? Aşağıda TÜİK verileri ile hazırlanmış bir grafik göreceksiniz. Verilerden biri (sarı), tüketici güven endeksinin üçer aylık ortalamalarının önceki yıla göre değişimini, diğeri (mavi) GSYİH hesaplarında özel tüketim harcamalarının önceki yıla göre değişimini gösteriyor.

İstisnai dönemlerde sapmalar olsa da, arada büyük bir benzerlik olduğu açıkça görünüyor. Güven ve harcamalar benzer seyirler izliyor.

İki verinin üst üste örtüşmesini beklememek gerekir. Tüketici güveninde artış olsa bile tüketimin artmadığı dönemler olabileceği gibi, güven düşse bile harcamaların arttığı dönemler görebiliriz. Ya da tüketimdeki artışın, tüketici güvenindeki artıştan büyük sapmalar gösterdiği dönemler de olabilir. Örneğin güven düşük olsa bile faizler cazip olduğu için tüketim artabilir.
2020’nin ikinci çeyreğinde tüketici güveninde önceki yıla ciddi bir düşüş olmadığı dikkatinizi çekmiş olmalı. Ben bunu iki nedene bağlıyorum. Birincisi endeksin zaten son derece düşük seviyelerde olması. Yani tüketici güveni zaten o kadar düşük ki; daha fazla düşemiyor. İkincisi ise endeksin 2019’u kötü geçirmiş olması nedeniyle gördüğümüz baz etkisi.

3-Bugün açıklanan veri ne ifade ediyor?

Bildiğiniz gibi 100’ün altı tüketici güveninde kötümser duruma işaret ediyor ve tuhaf bir şekilde 2004 yılından bu yana Türkiye’de tüketici güveni sürekli olarak 100’ün altında değerler alıyor. Yani TÜİK tanımlamasına göre ülkemizde tüketici güveni sürekli olarak bozuk, ya da tüketiciler sürekli olarak kötümser bir bakış açısına sahip. Aslında durum bu olmadığına göre TÜİK’in bu konuda bir açıklama ya da düzenleme yapması gerekiyor.

Bu grafik 2004’ten bugüne tüketici güven endeksindeki gelişimi gösteriyor. Endeks en düşük değerlerini 2008-2009 küresel krizinde, 2019 yılında ve bu yılın Nisan ayında görüyor. Ama içlerindeki en düşük düzey 54,9 puan ile Nisan 2020’ye ait.

Salgın dolayısıyla tüketim harcamalarında ciddi bir düşüş olması, insanların eve kapanmaları, pek çok işyerinin kapanması ve vatandaşların işini ya da gelirini kaybetmesi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tüketici güvenini aşağı çekti. Ardından Mayıs ve Haziran’da hayatın yavaş yavaş normalleşmesi ile güven artarak son 14 ayın en yüksek düzeyine çıktı. 

Bugün açıklanan Temmuz ayı verisi ise önceki aya göre yüzde 2,7 düşerek 60,9 puana geriledi. Bu değer, tüketici güveninin zayıf olduğunu ve son iki ayda sosyal hayat ve ekonomideki normalleşmeye rağmen, tüketici güveninde sert bir artış olmadığını gösteriyor.

Başka bir bakış açısı ile bugünkü veriyi, önceki yılların Temmuz ayları ile kıyaslayalım. Sonuç bize son 17 yılın en düşük ikinci Temmuz ayı güveni düzeyine olduğumuzu söylüyor. En düşük Temmuz ayı güveni 2019 yılında görülmüştü.

Covid-19 sonrası ekonomide normalleşme ciddi boyutlara ulaşmışken, iç turizm önceki aylara göre hareketlenmişken ve kredi talebinde çok sert bir artış yaşanmışken tüketici güven endeksinde daha iyi bir yükseliş görebilirdik.

Alt endeksler ne diyor?

Tüketici güven endeksini oluşturan 4 alt endeks var. Bunlar, gelecek 12 aya ait
• hanenin maddi durum beklentisi,
• genel ekonomik durum beklentisi,
• işsiz sayısı beklentisi,
• tasarruf etme ihtimali.

Her bir alt endeks hesaplanırken sorulan sorulara verilen pozitif cevap yüzdesi ile negatif cevap yüzdesi arasındaki fark alınıyor ve sonuca 100 ekleniyor. Örneğin genel ekonomik durum beklentisine ait soruya insanların yüzde 40’ı pozitif, yüzde 60’ı negatif cevap vermişse bu alt endeksin sonucu 80 (40-60+100) çıkıyor. Tüm alt endekslerin ortalaması ise o ayın tüketici güven endeksini veriyor.

Gelelim bu güne…

Temmuz ayında 
• Hanenin maddi durum beklenti endeksi yüzde 0,9 artışla 80,6
• Genel ekonomik durum beklenti endeksi yüzde 3,9 düşüşle 82,2
• İşsiz sayısı beklenti endeksi yüzde 1,7 düşüşle 61
• Tasarruf etme ihtimali endeksi yüzde 14 düşüşle 19,9 puan olarak gerçekleşti

Hanenin kendi maddi durumuna yönelik beklentisinde hafif bir yükseliş varken, diğer üç alt endekste bozulma var.

Endekslerin kritik iki alt sorusu var. Biri, gelecek 12 ay içinde otomobil satınalma ihtimali, diğeri konut satınalma ihtimali. Her ikisinde de önceki aya göre gerileme var. Bu, Haziran ayında satışlardaki sıçramayı yaratan faktörler arasında “birikmiş talebin” de olduğunu kanıtlıyor

Önümüzdeki dönemde ne olacak?

Tüketici güven endeksi uzun dönemde bir gerileme trendi sergiliyor. Nisan ayında tarihindeki en düşük seviyeye indikten sonra hafif bir yükseliş gördük ama şu anda Nisan ayındaki dip seviyesinin sadece 5-6 puan üzerindeyiz. Yeni bir olumsuz şok gelmese bile önümüzdeki aylarda tüketici güvenin de sert bir yükseliş beklentisi yok.

Ekonomide covid-19 etkilerini bertaraf etmek için atılabilecek adımların neredeyse tamamı atıldı. Yani bundan sonraki dönemde kısa vadede tüketici güvenini yükseltmek için yapılabilecek fazlaca ekonomik araç yok. O nedenle bundan sonraki aylardaki seyri, ekonominin ve sosyal hayatın kendi dinamikleri belirleyecek gibi görünüyor.
Negatif tarafta ise piyasalarda bozulma, döviz kurunda sıçrama, işsizlikte artış, hastalığın yayılma hızının yükselmesi gibi olasılıkların, tüketici güvenini yeniden aşağı çekme potansiyeli her zaman var.

Biz iyi bakalım, iyi görelim, iyi umalım…

Ancak uzun vadede sürekli gerileme içinde olan tüketici güvenini canlandırmak, yeniden artış trendine sokmak için asıl gerekli olan şeyin yapısal reformlar olduğunu da unutmayalım. Tüketici güveninin alt yapısını inanların birbirlerine, devlet kurumlarına ve medyaya güveni oluşturur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar