Güney’deki başarı Türk şarabına dünyada rekabet gücü sağladı

Vahap MUNYAR
Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

1950 yılında Koparan Köyü’nden çıkan Fevzi Tokat, nakliye- ticaret yapmak üzere Güney’e (Denizli) gitti. Yeni işe atıldığı günlerde babası, oğlu Fevzi Tokat’a destek için bir kamyon aldı. O dönemde Güney’deki bağlardan üretilen üzümden çoğunlukla pekmez yapılıyordu. Derken pekmez tüketimi azalmaya başlayınca Güney’de ilk şaraphaneyi 1954 yılında Hüseyin Şirin kurdu.

Ardından aralarında Fevzi Tokat’ın da yer aldığı 10 kişi ikinci şaraphaneyi açtı:

· Onel Kollektif Şirketi… 6-7 yıl sonra “Onel Kollektif Şirketi” dağıldı. Oradan ayrılanlar 4-5 ayrı şaraphane faaliyete geçirdi. Ayrı şaraphane açanlar arasında Fevzi Tokat da vardı. Fevzi Tokat, şarap üretimine 1962 yılında 4 kardeşiyle birlikte girdi. 300 metrekarelik şaraphanede şişelemeye 1965-1966’da geçilebildi. O günlerde Fevzi Tokat’ın en küçük kardeşi Yasin Tokat, lise öğrencisiydi.

Yasin, abisinin şarap üretimine başlaması üzerine kararını verdi:

- Ziraat Fakültesine gideceğim.

Yasin Tokat, üniversite döneminde hedefine uygun yola koyuldu:

- Ziraat Fakültesini 1972’de bitirdim. Zeytinyağı, şarap, süt ve bira konusuna yoğunlaştım. Fakülteyi bitirdikten sonra Güney’e dönüp abisinin yanında çalışmaya başladı. 1972’den itibaren de Pamukkale Şarapçılık’ın tüm sorumluluğu Yasin Tokat’a geçti. İlk dönemlerde yıllık 250-300 bin litre üretimleri vardı.

1990’da şarap ihracatını denemeye karar verdi:

- Baktım, Çalkarası ve Dimrit üzümlerinden ürettiğimiz şarapla dünyada rekabet şansımız yok. Doğu’da ise Öküzgözü ve Boğazkere üzümleri vardı ama yeterli değildi. 1996 yılında bağcılık ve şarap üzerine bir konferans düzenlenmesine öncülük etti. Konferans sonrası Türkiye’nin farklı bölgelerinden asma çubukları Güney’e gönderildi. Farklı çubuklarla denemeler yapıldı ve Güney’de dünyanın şaraplık üzüm çeşitlerinden iyi sonuç alınabileceği anlaşıldı.

Yasin Tokat, Güney’deki çiftçilere teklif sundu:

- Cabarnet Sauvignon, Shiraz, Cabarnet Franc, Merlot gibi dünyada bilinen üzümleri yetiştirin, Çalkarası’nın iki katı fiyatla alacağım.

Çiftçilere bir de üretim tekniği uyarısı yaptı:

- Yer bağcılığından vazgeçin. Üzüm salkımları toprakla temas edince kalitesi düşüyor. Telli sistemle üzümün toprakla temasını keselim. Üzümlerimiz temiz olsun. Yasin Tokat’ın Güney’de şaraplık üzüm üretme konusunda açtığı yoldan Kavaklıdere, Doluca, Sevilen, Kayra derken diğer üreticiler de yürüdü. Şarap üreticileri bir yandan Güney’de kendi bağlarını oluşturdu, diğer yandan bölgedeki çiftçilerden de alıma yöneldi. Böylece Güney’de bağa dönüşen alan 50 bin dönüme, üretilen şaraplık üzüm miktarı da 25-30 bin tonu aştı.

Yasin Tokat, bu gelişmeyi şöyle yorumladı:

- Türk şarap üreticileri dünyada rekabet edebilecek düzeyde ürün elde edebiliyorsa, bunda Güney’deki başarının payı büyüktür. Pamukkale Şarapları Yönetim Kurulu Üyesi Selda Tokat, Eylül 2019’da davet etti, amcası ve şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Tokat’la birlikte Güney’deki bağları, şaraphaneyi gezdik. Selda Tokat’a o tur sırasında Pamukkale Şarapçılık’ın ihracat temposunu sormuş, şu yanıtı almıştım:

- İhracatımız üretimin yüzde 20’sini buluyor. Almanya, Fransa, İngiltere, Japonya ve Çin, ihracat yaptığımız ülkeler arasında yer alıyor.

Selda Tokat, birkaç gün önce sosyal medya hesabında Yasin Tokat’ın Güney’deki bağlarında çekilmiş fotoğrafını paylaşıp, şu mesajı yazdı:

- Amcamı kaybettim. Güney, Yasin Amcasını kaybetti…

Ardından ekledi:

- Babama selam söyle amca… Yasin Tokat’a Allah’tan rahmet diliyorum.

Mekanı cennet olsun…

Güney’e borcunu abisi adına yaptırdığı okul ile ödemeye çalıştı

Pamukkale Şarapçılık Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Tokat, Eylül 2019’da Güney’e gittiğimde heyecanla bir okula götürdü:

- Güney’de yakaladığımız başarı üzerine ilçemize borcumu okul yaptırarak ödemeyi düşündüm. Buradaki orta okuldan 1963 yılında mezun olmuştum. Okulun yenileme dönemi çoktan gelmişti.

2015 yılında Milli Eğitim’e başvurduğunu belirtti:

- 3 yıl sonra izin çıktı. 5 milyon liraya ilçemize yakışır bir okul yaptırdık. Okulun tabelasına işaret etti:

- Okula rahmetli abim Fevzi Tokat’ın adını verdik…

Okul yaptırmanın verdiği haz, Yasin Tokat için birçok işin önüne geçti, o günlerde yeni hedef belirledi:

- Güney’e bir de meslek yüksek okulu yaptırmak isterim… Güney’e bağcılık ve şarap üzerine bir meslek yüksek okulu yakışır değil mi?

Ata’nın huzurunda otel zinciriyle dışa açılma sözü verdi

Anemon Otelleri’nin İcra Kurulu Başkanı Oğuz Akçura, ekibiyle birlikte Anıtkabir’e gitti, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi huzurunda saygı duruşunda bulundu.

Oğuz Akçura, Anıtkabir Defteri’ne duygularını şöyle yazdı:

· Anemon Ailesi olarak, kurduğunuz Cumhuriyetin kendi topraklarında doğmuş ve de büyümüş kendini bu kutsal topraklara adamış bir kültür elçisi olmaya gayret gösteriyoruz.

· Bizzat sizin talimatınız ile 98 sene önce Türkiye’nin ilk turizm tanıtım hamlesi olan Karadeniz Vapuru projesi ile ilk turizm hamlesi başlatılmıştı.

· Türkiye’yi, kültürümüzü neredeyse tüm Avrupa’ya tanıtan bu ilk ama büyük adımlar sayesinde, şu anda ülkemiz dünyanın en büyük turizm ve otelcilik noktalarından biri haline gelmiştir.

· Aynı Karadeniz Vapuru gibi, Anemon olarak bu andan itibaren Türk kültürünü ve misafirperverliğini, sadece kendi kutsal yurdumuzla kalmayıp, başta Avrupa, akabinde tüm dünyaya yaymak için çalışacağımıza söz veriyoruz.

Yeni rektörün üniversite bünyesinden seçilmesini tavsiye ediyorum

Geçen hafta Cuma sabahı Malatya’da Mövenpick Otel’de Adnan Başdemir, Yunus Akdaş, Yalçın Geyik, Onur Soysal ve Selin Yurdakul ile sohbet ederken İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Hakan Erkuş yanımıza uğradı.

Prof. Erkuş, hedeflerini, projelerini içeren kitapçığı uzattı:

- İnönü Üniversitemizde rektör adayları arasındayım. YÖK’te diğer adaylarla aynı günde mülakata girdim. Daha sonra Adnan Başdemir ve Onur Soysal ile birlikte İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Kızılay ve Karaciğer Nakil Enstitüsü Müdürü Prof. Sezai Yılmaz’ı ziyarete gittik.

İkinci dönemi 14 Ağustos 2024’te tamamlanacak olan Prof. Kızılay, yeni rektör ile ilgili beklentisini, tavsiyesini paylaştı:

- Duyduğumuza göre 40’a yakın rektör adayı var. 8 yıl rektörlük yapmış bir öğretim üyesi olarak benim düşüncem, İnönü Üniversitesi’nin bünyesindeki adayların dikkate alınmasının daha iyi olacağı yönünde. Rektör, yöneteceği üniversiteyi, kadroyu iyi tanıyor olmalı. İnönü Üniversitesi rektör adaylarıyla ilgili internette tarama yaptım, en geniş listeyi malatyatime. com’da buldum:

· Prof. Adil Başkıran, Prof. Ahmet Sami Akbulut, Prof. Alaaddin Polat, Prof. Ali Beytur, Prof. Ali Koçyiğit, Prof. Cemal Gündoğdu, Prof. Emin Tamer Elkıran, Prof. Emine Nesligül Aksan, Prof. Gökhan Tuncel, Prof. Hakan Erkuş, Prof. Hakan Parlakpınar, Prof. Hasan Pekdemir, Prof. Hatice Birgül Cumurcu, Prof. İlhami Berber, Prof. İlhan Erdem, Prof. İsmet Yılmaz, Prof. Mehmet Ali Aksan, Prof. Mehmet Cengiz Çolak, Prof. Mehmet Dönmez, Prof. Neslihan Durak, Prof. Nusret Akpolat, Prof. Oğuzhan Göktolga, Prof. Sedat Yaşar, Prof. Turan Yıldız.

Görev süresi dolmak üzere olan Rektör Prof. Kızılay, “Yeni rektör İnönü Üniversitesi içinden olsun” tavsiyesinde haklı değil mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar