Güneşin özü Çin'e, cam çerçevesi bize
Güneş enerjisine dayalı “Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları” ihalelerinde yerlilik oranı; en az %70 belirlenmiş. Yerli olması istenmeyen %30’lık kısım, ne ola ki? Anlatayım; ileri teknoloji barındıran her şey... Bize lütfedilen %70 ise cam çerçeve demir çelik.
Bir yandan yerli&milli diyeceğiz diğer yandan kritik teknolojiler yabancılara sunulmuş. Peki, bu nasıl yerli sanayi anlayışı, nasıl milli tutumdur? Bizim mühendislerimiz geri zekâlı mı? Bizim çocuklara imkân sundun da başaramadılar mı?
Türkiye’nin 36 ilinde toplam 1000 megavat gücündeki bağlantı kapasitesinin tahsisi amacıyla 10,15 ve 20 megavat kapasitelerinde olacak şekilde güneş enerjisine dayalı 74 YEKA ihalesi yapılacak. TL üzerinden, 15 yıl süreli ve kilovatsaati 30 kuruş tavan ücreti üzerinden açık eksiltmeyle verilecek.
Tuhaf olan; ihalelerde kritik teknolojilere gideceği bilinen %30'luk yabancı payıdır. Yetmedi, “Yerli Malı Belgesi” getiren modüller de %70 yerlilik kapsamında. Yabancıdan al, yerli fatura kes, yerli olsun. Sonra da bizim güneşi neden bizim insanlarımız sağamıyor diye sızlan, dur.
Oysa şartname; çoğunlukla yerli üretilmiş dese, bizimkiler gelişecek. Bu haliyle camı çerçevesi sana ait ama güneş hücresi Çin malı ise, ihraç da edemezsin. Zira Dünya Ticaret Örgütü ve ABD mevzuatı; “güneş hücresi hangi ülkedense, güneş paneli ona aittir” diyor. Güneşimizin kaymağını yabancıya verirsen yerli sanayici nasıl güneşçi olsun ki?
BİZİM GÜNEŞİ BAŞKASI SAĞMASIN
Güneş bizim üzerimizde ama zenginliğini başkası sağıyor. Üstelik biz güneş hücresinin özünü oluşturan ingot, wafer, hücre ve modül yapabiliyorken... Bunca Ar-Ge ve bunca Türk mühendis neden yok sayılıyor?
"Gel sana teknolojimi tanıtayım” daveti alan karar vericilerimizi; yabancılar ne de güçlü ikna etmişler, hayret. Güneşimiz eli değil bizi ısıtsın istiyorum ben.