Gümrük Birliği’nin güncellenmesinde umut ışığı doğdu mu?
REMZİ AKÇİN
Ünsped Gümrük Müş.
Yön. Krl. Başkanı
22 Ağustos 2024 tarihinde Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) Gayri resmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'na (Gymnich) 5 yıl sonra davet edildiğini duyurdu.
Gymnich toplantıları, AB Dışişleri Bakanlarının güncel uluslararası konularda ser-bestçe görüş alışverişinde bulunmaları için gayri resmi ortam sağlanan toplantılardır. Türkiye bu daveti AB'nin bir "diyalog arayışı" ve bölgesel ve küresel sınamalar karşısında Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi gerekliliğinin AB tarafından anlaşıldığına da işaret olduğunu değerlendirerek memnuniyetle kabul etti.
29 Ağustos'ta Brüksel'de gerçekleşen toplantı sonrasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından yapılan açıklamada; toplantıda, Türkiye-AB ilişkilerini kurumsal olarak nasıl ileri götürülebileceğinin ve küresel ve bölgesel konularda Türkiye ve AB arasında nasıl bir iş birliği geliştirilebileceğinin masaya yatırıldığını belirtti. Ayrıca, 2019'da askıya alınmış yerleşik diyalog mekanizmalarının tekrar letilmesi ve Türkiye'nin Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusundaki beklentilerinin sürdüğünü belirtti.
Bu açıklamalardan sonra ister istemez aklımıza "Acaba Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konu sunda bir umut ışığı doğdu mu?" sorusunu getirdi.
Gümrük Birliği nedir?
Gümrük Birliği, 1963 Ankara Anlaşması gereğince, AB üyeliği sürecinde yol alması gereken “Hazırlık Dönemi” ve “Geçiş Dönemi”nden sonraki üçüncü, üyelikten önceki son aşamadır. Gümrük Birliği, sadece malların serbest dolaşımını değil, aynı zamanda rekabet politikası, fikri ve sınai mülkiyet hakları gibi alanlarda da AB mevzuatına uyum yükümlülüğünü içermektedir. Gümrük Birliği bir hedef değil, Avrupa Birliği üyesi olabilmek için gerçekleştirilmesi gereken bir aşamadır. Genellikle beş yıl süren olan gümrük birliği süreci, Türkiye’ye gelince 29 yıl geçmesine rağmen bitmediği gibi ne zaman biteceği konusunda herhangi bir öngörü de bulunmamaktadır.
Türkiye’nin AB üyesi olup olamayacağının meçhul olması, gümrük birliğinin güncellenerek sürdürülmesini zorunlu hale getirmiştir. Türkiye Gümrük Birliği’nin güncellenmesi için 2014 yılından bu yana çaba sarf etmesine rağmen hala masaya bile oturabilmiş değil. 2015 yılında hız kazanan ve sonrasında gittikçe solan ümitler, 6 Nisan 2021 tarihinde AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara’da yaptıkları görüşme sonucunca yapılan açıklamada, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusunda ortak görüşün olduğu vurgulanması üzerine tekrar canlanmıştı. Ancak ilerleme kaydetmek yerine 15 Aralık 2021 tarihinde AB Konseyi tarafından “üyelik müzakerelerinin dondurulmuş olarak kalmasına” karar verilmesi ümitleri yok etmişti. Acaba gymnich toplantısı sonrasında bu konuda bir gelişme yaşanır mı? Bu olasılığın zayıf olduğunu değerlendirmekle birlikte “acaba” sözcüğüne sığınan bir umut ışığının varlığını da not etmekte fayda var.
Gümrük Birliği neden güncellenmeli?
Ağırlıklı olarak Türkiye olmak üzere tarafların Gümrük Birliği'nin işleyişiyle ilgili sorunlar yaşaması, Türkiye’nin AB üyeliğinin gerçekleşmemesi ve aşağıda sıralanan nedenlerle Gümrük Birliği'nin güncellenmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Zaten, AB’nin talebi üzerine 2014 yılında Dünya Bankası’nca düzenlenen raporda gümrük birliğinin güncellenmesi gerektiği ortaya konulmuştur. Bu nedenle Gümrük Birliği'nin güncellenmesine gerek olup olmadığının değil, güncellemede Türkiye için hangi konuların masaya yatırılması gerektiği önemlidir.
1- Serbest ticaret anlaşmalarından kaynaklanan trafik sapmasının engellenmesi
Gümrük Birliği, taraflardan birinde serbest dolaşımda olan eşyanın diğer tarafta vergilendirilmemesi esasına dayanmaktadır. Tarafların serbest ticaret anlaşması imzaladığı durumda, bu anlaşma kapsamında ithal edilen eşyanın diğer tarafa gönderilmesi halinde de vergi alınmaz. Tarafların aynı anlaşmayı imzalamadığı durumda ise imzalamayan tarafa STA kapsamında eşyanın vergisiz gönderilme hakkı doğar. Buna da trafik sapması denir. Bunun engellenmesi için STA müzakerelerinin ortak yürütülmesi gerekir.
2- Karar alma mekanizmalarına katılım
Gümrük Birliği sadece eşyanın serbest dolaşımını değil, mevzuatın uyumlaştırılmasından fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunmasına kadar bir dizi hükmü içerir. Gümrük Birliği, Türkiye’nin mevzuatını AB mevzuatına uyumlaştırılması üzerine kurgulanmıştır. AB’nin ekonomik gereklilikleri ile Türkiye’nin ekonomik gereklilikleri her zaman aynı değildir. AB’nin ekonomik şartlarına göre belirlenen gümrük vergileri oranlarının Türkiye’nin aleyhine işlemektedir. Bu nedenle, kararların tek taraflı değil ortaklaşa alınması için Türkiye’nin karar alma mekanizmasına katılması gerekir.
3- Eşyanın serbest dolaşımında nakliyat engeli
Eşyanın serbest dolaşıma sokulması, o eşyanın fiziki olarak diğer tarafa teslim edilmesini gerektirmektedir. Eşyanın serbest dolaşımı ortaklık konseyi kararıyla düzenlenmiş iken, eşyayı taşıyan aracın serbest dolaşımı düzenlenmemiştir. Eşya nakliyesi konusunda bizzat AB üyesi ülkelerde bile zorluklar yaşanmaktadır.
4- Vize engeli
Gümrük Birliği'nde eşyanın serbest dolaşımı esas alınırken, eşyanın ticaretini yapan iş insanlarının ve yine eşyayı taşıyan taşıtın sürücülerin serbest dolaşımının önünde koskoca bir vize sorunu bulunmaktadır. Türkiye ile Avrupa Birliği arasında vizelerin kaldırılması konusunda mutabakat bulunmakla birlikte, Türkiye, vizesiz seyahati sağlamak üzere anlaşmaya varılan 72 kriter 66’sını yerine getirmiş, 6 kriteri ise tamamlayamamıştır.
5- Anlaşmazlıkları çözümü
Gümrük Birliği'nin sağlıklı yürütülmesinin şartlarından birisinin de taraflar arasında çıkan anlaşmazlıkların nasıl çözümleneceğinin kararlaştırılmasıdır. Her ne kadar, bu konuda “Ortaklık Konseyi” kurumu mevcutsa da çoğu zaman siyasi gerekçelerle bir araya gelinmemekte, gümrük birliğinin işlemesinden kaynaklanan sorunların çözümü, siyasi konuların gölgesinde kalmaktadır.
6- Yeni gelişmelerin yansıtılması
Gümrük Birliği'nin uygulandığı 29 yıl boyunca, dünya ticaretinde çok şey değişti. Bu gelişmelerin dikkate alınarak örnek niteliğinde şunların da gümrük birliği anlaşması kapsamına alınması gerekir:
- Eşya ticareti kadar eşyanın zarar görmeden kurulması, kullanımına ve bakımına ilişkin eğitimin verilmesi eşyanın parçasıdır. Bu nedenle gümrük birliği eşya ticareti yanında hizmet ticaretini de kapsaması gerekir.
- Bu süreçte gelişen e-ticaretin daha da geliştirilmesi ve önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik düzenlemelerin de yer alması gerekir.
- Ticaretin geliştirilmesinin önünde vize ne kadar engelse, iş kurma serbestisinin olmaması da o kadar engel nitelik taşımaktadır. İhracatçı, ürettiği ürünün gerek pazarlanması gerekse satış sonrası hizmetleri yerine getirmesi için ithal ülkesinde serbestçe işyeri kurabilmelidir. Bu konunun da gümrük birliği kapsamında yer alması gerekir.
- Son dönemde ticaret politikası önlemleri yaygınlaşmış bulunmakta ve bu önlemler menşe esasına göre uygulanmaktadır. Gümrük birliği kapsamı eşyaya A.TR dolaşım belgesi ibrazı halinde vergi muafiyeti tanınmakta, bu belgelerde eşyanın menşei yer almamaktadır. Üçüncü ülke menşeli ürünler için A.TR dolaşım belgesi düzenlendiğinde ticaret politikası önlemlerinin uygulanmasında sorun yaşanmaktadır.
Ne dersiniz, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi yalancı çoban hikayesine döner mi yoksa zaten döndü mü?