Gücün meşruluğu önemlidir
Trump gelir gelmez aklındaki planları uygulamak için hamle yapmaya başladı. Ancak meselenin düşündüğü kadar kolay olmadığını görüyor. Yaptığı uygulamalar ve aldığı kararlar sebebiyle ülke çapında protestolar büyürken, İtalya Başbakanı'nın Oval Ofis'te Trump'a karşı psikolojik üstünlük kurması dünya çapında haber oldu diyebilirim.
Devlet memurlarını değiştirmeye çalışmasından gümrük tarifelerine, Rusya-Ukrayna meselesindeki başarısızlıktan Fed ile kavgasına kadar Trump hem ABD hem de dünya için huzursuzluk kaynağı olduğunu kanıtladı. Şu ana kadar Türkiye'ye bulaşmadığı için şanslıyız.
Uzun zaman devlette çalışmış ve Amerikan devleti ile temasta bulunmuş biri olarak, Trump'a her şeyin kolay olduğuna dair intibaı veren manzaranın ne olduğunu merak ediyorum. Liderler güçlerini yasalardan alsalar da, bu şekilde güç kullanırken bile davranışları meşru olmalıdır. Yani "çok gerekmedikçe kullanılmaması gereken" ama kanundan kaynaklanan müdahaleleri alışkanlık haline getiren bir liderin toplum nezdinde itibar kaybedeceği açıktır. Aynı şekilde Merkez Bankası'nın "söz gücünün kalmaması" sebebiyle kanundan güç alarak yaptığı müdahalelerin başarısız kaldığı gibi. Eğer bireyler, kurumların davranışlarını meşru görmemeye başlarsa, kurumların müdahaleleri etkisiz hale gelir.
Trump'ın halini gören Çin sürekli elini yükseltiyor
Bundan başka Trump sadece talimat vererek işlerin çözülemeyeceğini anlayamamış gözüküyor. Şöyle ki, başkanlık kararı alarak mülkiyet hakları, insan hakları ve diğer haklarla alakalı kısıtlamalar yapmasının meşru tarafı olmadığı gibi, bazılarının uygulanabilme ihtimali de yok. Meksika Körfezi’nin ismini değiştirip Amerika Körfezi demesi gibi. "Golan Tepeleri’ni İsrail'e verdim" diye kararname imzalaması gibi. Bunların anlamı yok, meşru hiç değiller. Bu haliyle ABD'yi ve dünyayı büyük bir iç çatışmaya sürüklediğini biz buradan görebiliyoruz. Trump'ın bu halini gören Çin ise sürekli elini yükseltiyor.
Sözün özü şu: Devlet en kuvvetli çekenin tarafına doğru gelmiyor. Çünkü devleti her taraftan tutan birçok unsur var. Bu unsurların uyguladığı gücün bileşkesine doğru gidiyor devlet. Dolayısıyla ne tam liderin istediği yere ne de diğer unsurların istediği yere ya da yöne gidemez. İdeal olanı liderlerin diğer unsurları ikna ederek aynı istikamete bakmayı sağlamalarıdır. Böyle olmadığı zaman hem devlet hem de millet hırpalanıyor, liderin istediği gerçekleşmiyor.
Korkuyla yönetme, itaat isteği ve zorbalığın faturası büyük oluyor
Bundan başka devletin kuruluş felsefesine göre belirlediği hedefleri kendi hedefleriyle değiştirmeye kalkan liderler, bunda tam anlamıyla başarılı olamadığı zaman, tarih içinde kendini ispat etmiş başarılı uygulamaları bile değiştirmeye kalkıyor. Elbette bu son derece sancılı bir süreç yaşatıyor, insan hayatı ve değerler çiğneniyor. Lider "bu zamana kadar yanlıştı doğrusu bu" diye inat ettikçe meşruiyetini kaybediyor. Sevgi ve saygıyla değil, korkuyla yönetmeye başladığında, görev bilinci yerine itaat istediğinde, gücü doğruluk yerine zorbalık için kullandığında başarısızlık kaçınılmaz oluyor. Ancak bu sürecin faturası çok büyük oluyor.
Böyle davranan hiç kimse gücü elinde uzun süre tutamamış. Sonunda hedeflediklerini başaramadan tarih sahnesinden çekilmiş. Onların hemen arkasından çok uzun bir "fatura ödeme ve ödetme süresi" yaşanmış. Sanırım bizlere düşen görev, bunlar yaşanırken halis niyetle uğraşıp kazandıklarımızı kaybetmeden yola devam edip, değer yaratmaktan vazgeçmemek olacak.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.