Gözlük değişimi

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI

TCMB yılın ikinci yarısının ilk faiz indirimini yaptı. Enflasyonun %79 olduğu ülkede politika faiz oranını %13’e çekti. Böylece TCMB, “negatif reel faiz oranına devam” dedi. TCMB bu kararı elbette hükümetin talebi doğrultusunda aldı. Hükümet neden bu konuda ısrarcı? Gerekçesi hazır;

-Yüksek faiz oranı maliyetleri artırır, bu da fiyatların artmasına neden olur. Yani enflasyon çukuruna düşeriz. Bundan dolayı faiz oranı düşük olmalı (sadece düşük değil reel faiz negatif oldu).

- Faiz oranının düşük olması yatırımı ve üretimi artırır, bu da büyüme oranının yükselmesine ve işsizliğin azalmasını sağlar.

Gerçekleşmeler pek de hükümetin öngördüğü gibi olmadı, enflasyon son 25 yılın en yüksek düzeyine ulaştı. Büyüme oranı çoğu zaman potansiyel düzeyin altında kaldı, yatırımlar inişli çıkışlı bir seyir izledi, işsizlik oranı da yerinde saydı. Grafik son on yılın özeti.

Yanılgının ardında ne yatıyor? Keynes’in iktisadı buna yanıt veriyor. Büyüme harcamaya bağlı. Bu harcamalardan birisi de yatırım harcaması. Yatırım harcaması sadece faiz değil, sermayenin marjinal etkinliğine kabaca kâr oranına da bağlı. Yatırımcı bu iki oranı faiz (r) ile kâr oranını (π) oranını karşılaştırır ve r

Uygulanan faiz politikası sayesinde 2021 ve 2022’de kârlar adeta ralli yaptı. Büyük sermaye bu kârlara rağmen yatırım yapmadılar, likit (özellikle de dövizde) kaldılar. Bunun nedeni de hukuk sistemine olan güvensizlik ve döviz kurlarındaki artış sayesinde elde edilen fiyat getirisi.  Hükümet likiditeye erişmek için kendi eli ile bu kesime dağıttığı dövizi toplamak için KKM sistemi gibi garip bir yola başvurdu. Bunun bütçe üzerinde ciddi bir yük olacağını bilmesine rağmen yine de uygulamaya geçti. “Bütçe açığını açık finansmanla (para basarak) hallederiz” düşüncesine kapıldı.  Nitekim 12 Ağustos itibari ile M1 cinsinden para arzı geçen yılın aynı gününe göre %96, M2 cinsinden ise %86,7 yükseldi.

KOBİ’ler: Emziği de bize verin

Geldiğimiz noktada büyük sermaye ve bankalar halinden memnun. KOBİ’ler ise devletin memesini kaptırdık bari bize de emzik verse diyerek “nefes kredisi” talep ediyor. Onlar da gündelik hayatlarını yaşıyorlar. Nefes kredisi yoluyla ne ekonomi düzelir, ne de KOBİ’ler yaşar.

Geçen hafta da söyledik. Önce iktisat politikalarının dayandığı teoriden kopmak gerekiyor. Hükümetin buna niyeti yok. Altılı masa denen iktidara muhalif (sisteme ya da iktisat politikalarına değil) sağ blokta yaşananlara aynı gözlükle bakıyor. Sadece ‘çerçeveyi’ değiştirip mevcut ‘camlarla’ devam edeceklerini anlatmaya çalışıyorlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gizli veri 02 Ekim 2024
Venezuela’nın kaderi 21 Ağustos 2024