GOÜ ve COVID-19
Bu köşede bir önceki hafta paylaştığım ‘‘Sakinleme’ kavramı’ başlıklı yazımın son kısımlarında gelişmekte olan ülkelerin Nisan ayındaki portföy akımlarına ve farklı hikayelere sahip üyelerin yanlış değerlendirilmesine değinmeye çalışmıştım. Dilerseniz gelin bu hafta GOÜ grubu hikayesi üzerinden sohbeti ilerletmeye devam edelim. Zira konu önemli. Bir o kadar da bilgi kirliliği artmış durumda. Herkes bir köşesinden GOÜ hikayesine dair konuşmaya çalışıyor. Hal böyle olunca da iyice dağılıyor.
Kabul ettiğimiz gerçekler üzerinden ilerleyelim. COVID-19 salgını gerek iktisadi açıdan bilinenler gerekse piyasa işlemlerine dair sahip olduğunuzu düşündüğünüz tecrübeler açısından tüm ezberlerin bozulmasına neden oldu. Hatta bu değişim süreci o kadar hızlı bir şekilde gerçekleşiyor ki şu anda çoğunluk değişimin farkında dahi değil. Aşikar ki yarın bugünden farklı olacak ve intibak süreci kabul etsek de etmesek de bizlere zaman tanıyacak ölçekte olmayacak.
Evet, gelişmiş ülkelerin salgın esnasında ciddi zorlandıklarını ve aklımıza dahi gelmeyecek ölçekte problemler yaşadığına tanıklık ettik. Öyle ya altyapıları ile böylesi süreçlere en hazırlıklı grubun bu kesim olması gerekiyordu. Olmadı. Farklı bileşenler hikayenin renginin değişmesine zemin hazırladı. Öte yandan gelişmekte olan ülkeler grubu da benzer ölçekte olmasa da şiddeti yakından hissediyor. Çoğunluğunda kurumsal altyapıların zaten bozuk olması ve hazırlıksız yakalanmaları nedeniyle problemin boyutu ciddi anlamda genişledi. Kim gibi? Rusya ve Brezilya örnekleri gibi. Hayatımıza salgın ile birlikte giren ‘Pik’ kavramını şimdilerde Rusya yakından tecrübe ediyor. Mayıs başlangıcından bu yana (3 Mayıs) 10 bin kişi üzerinde günlük vaka sayısı ile ilerleyen ülkede 14’ü itibarıyla ilk kez bu seviyenin aşağısında gelişim gözlendi. Ülke, salgın sürecinin en sancılı kısmını yaşıyor ve bu nedenle de ciddi zorlanıyor. Öte yandan bir diğer örnek ise Brezilya. Emtia fiyatlarındaki gerileme ülke ekonomisini zorlarken bir klasik olduğu üzere yeniden patlak veren politik karmaşa salgın sürecindeki zorlanmanın şiddetini artırıyor. Böyle olunca da hayatın doğal akışı gereği para birimi real Amerikan doları karşısında tarihi düşük seviyelerini test ediyor. Meraklısı için rakamlaştıralım: USDBRL paritesi kapanış bazında 5.89 bölgesine dek yükseliş gösterdi.
Herhalde konunun en güzel kısmına geldik. Yurt içindeki tartışmaların ağırlıklı kışmını rezerv ve Fed swap hattına erişim başlıkları oluşturuyor. Anlayacağınız üzere bir akıl tutulması da bu noktada yaşanıyor. Neden? Çok uzağa gitmeyelim ve Brezilya örneğinden ilerleyelim. Ülke FX rezervleri IMF metriklerinin ciddi anlamda üzerinde. Çok değil son 6 ay içerisinde bu rezervi maliyetinden dolayı nasıl yapsak da eritsek düşüncesi üzerine kafa yoruyorlardı. Başka? Ülkenin Fed swap hattına erişim hakkı da var. Oysaki realin 2020 performansı Amerikan dolarına karşı 14 Mayıs kapanışı itibarıyla yüzde 31 değer kaybına işaret ediyor. Bir saniye, aklınız karıştı değil mi? Dünya üzerindeki tüm kötülüklerin karşısında tek çözüm Fed swap hattı ve yüksek rezerv seviyesi şeklinde bir yorum yok muydu? Elbette hayır.
Sohbeti genişletelim. Peki, GOÜ grubunun sıkıntısı ne? Mesele sadece rezerv ya da Fed swap hattı değil de ne? Problem, tek bir başlığın tüm hikayeyi domine etmesi değil. Her üyenin kendine has problemleri var ve karşıdan esen rüzgar şiddetlendiğinde diğer tüm olumsuzlukların aynı anda görülmesi ile birlikte tahribatın boyutu da genişliyor. Odaklanılması gereken husus böylesi günler için ne ölçekte hazırlık yapıldığı. Rusya ve Brezilya örnekleri öyle sıradan detaylar içermiyor. Her ikisinin de resmi rezervleri yüksek mi? Evet. Ve-fakat hassas noktaları emtia fiyatlarındaki gelişmeler. Global talebin ne yöne evrildiği her iki ekonomi açısından da kritik. Demek ki rezerv tek problem başlığı değil. Ancak, düşük olması ya da doğru kullanılmaması anlamına da gelmiyor.
Hafta içerisinde Fed’in bilançosuna dair son rakamlar açıklandı. Toplamda 7 trilyon dolar seviyesine yaklaşılmış durumda. Meşhur swap hattındaki rakam 441 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Haftalık gelişim -4 milyar dolar. Yani, azalış var. Madem konu GOÜ gelişmeleri özelinde ilerliyor gelin rakamlar üzerinden konuşalım. Brezilya’nın Fed swap hattına 6 ay süre ile ulaşma hakkı Mart ayından bu yana var. Oysa Brezilya bu imkanı hiç kullanmamış. Hatta erişim imkanı olması sizin açınızdan bir kalkan oluşturur mu? Evet. Brezilya açısından oluşturmuş mu? Net cevap vermek kolay değil. Belki olmasaydı realin bugünkü kayıplarından daha fazlasını konuşuyor olacaktık. Singapur-Güney Kore-Meksika üçlüsünün hat kullanımı 35.2 milyar dolar. Yaklaşık 19 milyar dolarlık yararlanma ile en yüksek rakam Güney Kore’de. Sonra 10 milyar dolara yakın seviye ile Singapur ve 6.5 milyar dolar ile Meksika geliyor. Güney Kore wonunda (KRW) 2020 performansı yüzde 6 değer kaybını işaret ederken, Meksika pezosu (MXN) yüzde 21 erimiş. Yani? Fed’in swap hattına erişim farklı üyelere farklı avantajlar sunmuş. Hiç erişemeyenlere ise farklı dezavantajlar.
Net/net: GOÜ hikayesine dair konuşurken tek bir hikaye üzerinden ilerlemek ciddi hata barındırıyor. Her üyenin farklı hikayeleri ve fiyatlamaları söz konusu. Tabi bir de yapısal, grup özelinde problemler var ki onlar “tail risk” şeklinde her devrin temasını oluşturuyorlar. Ne gibi? Amerikan doları fonlamasına duyulan ihtiyaç gibi. Şili ve Peru IMF başvuruları ile (Flexible Credit Line) süreci ödemeler dengesi krizine gitmeden çözmeye çalışıyor. Her ikisinin de Fed’e erişimi yok. Arjantin ise 1980 sonrası resmi olarak beşinci default ilanının görüşmelerini yürütüyor. Onların da IMF programları var. Rezerv harcayarak yürüttükleri.