Görevden alma mı, istifa mı; bari buna karar verebilseydik

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Tüm hafta sonunu neredeyse bu tartışmayla geçirdik... Gaye Erkan Merkez Bankası Başkanlığı görevinden alındı mı, yoksa istifa demeyelim de hadi yumuşatarak söyleyelim, görevden affını mı istedi?

Birileri ısrarla “Ne fark eder ki” diyor.

Öyle bir fark eder ki!

Hatta istifanın şekli, istifa ederken sergilenen tutum ve söylenenler bile öyle bir fark eder ki!
Bu köşede 16 Ağustos 2023’te üç ismin istifa sürecini anlatmıştım. Rüşdü Saracoğlu’nun Merkez Bankası Başkanlığını nasıl bıraktığını, Mahfi Eğilmez’in Hazine Müsteşarlığından nasıl ayrıldığını, Durmuş Yılmaz’ın da Merkez Bankası Başkanlığı görevinden ayrılma konusunda nasıl kararlı davrandığını. Ancak Durmuş Yılmaz’ın görevden ayrılması gerekmemiş, çünkü görev süresi sona ermişti.

Söylenen başka, yazılan başka!

Şu son yaşananlarda söylenenle gerçek ne kadar da farklı.

Gaye Erkan “Görevden affımı istedim” diyor, yani “Ben bırakıyorum” diyor.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Gaye Erkan’ın aldığı karar kendi takdirleridir ve şahsidir” diyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz sosyal medyadaki paylaşımında “Şahsi nedenlerle Merkez Bankası Başkanlığı görevinden affını isteyen” diyor.

Bütün bunlar 2 Şubat Cuma akşamı oluyor.

Takvim 3 Şubat Cumartesi gününe döndüğünde Resmi Gazete’de yayımlanan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasını taşıyan kararda açık açık Hafize Gaye Erkan’ın Merkez Bankası Başkanlığı görevinden alındığı yazıyor.

Ve biz hala Gaye Erkan istifa mı etti, yani görevden affını mı istedi, yoksa görevden mi alındı, bunu tartışıyoruz.

Erdoğan imzayı basmış, Gaye Erkan görevden alınmış işte! Bunun daha ötesi yok!

İstifa, istifa olmaktan çıktı!

Ama hadi Resmi Gazete’deki karara değil de söylenenlere itibar edelim.

Peki bu nasıl istifa böyle! Yıllardır aynı açıklamaları duyuyoruz, görevden el çektirildiği halde sanki kendisi ayrılmış gibi yapanlarda bir minnet, bir şükran...

Türkiye yıllardır istifa kavramını unutmuş, bu kavramın yerine “görevden affını isteme” gelmişti. Şimdi görevden alınmanın adı da görevden affını isteme oldu. Bakalım daha ne tuhaflıklar göreceğiz...

Oysa istifa tek taraflı bir karardır, tek taraflı bir irade beyanıdır. Bu konuda çok çarpıcı bir yazı var.
Mahfi Eğilmez hocam bloğunda 6 Mart 2023 tarihinde “İstifa ve İntihar Üzerine" başlıklı bir kaleme almıştı. “İstifa da intihar da tek taraflı kararlardır" diyor Mahfi hocam. Okumanızı öneririm.

Maaş gerekçesi

Görevden alma mı, istifa mı tartışmasına da hemen bir gerekçe bulundu, bir açıklama getirildi. Gaye Erkan iki yıl boyunca maaş almaya devam edebilsin diye görevden alınmış gibi gösterilmiş!

ABD’de milyon dolarlar kazandığı belirtilen Erkan “Aman n’olur, ben görevden affımı rica ediyorum ama siz beni görevden alındı gösterin de iki yıl boyunca maaşımı almaya devam edebileyim” mi dedi yani?

Şu durumda Erkan istifa ettiği halde iki yıllık maaş uğruna kendisine “Kovuldu” mu dedirtti?

Peki Erkan bu pazarlığı kiminle yaptı; Mehmet Şimşek’le mi, Erdoğan’la mı?

Daha da önemlisi Erkan böyle bir pazarlık yapabilecek gücü, yapmışsa eğer, nereden aldı?

Artık CV’sinde “Eski Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı” yazan Erkan ABD’de herhalde çok daha yüksek maaşlı işler bulabilir.

Dolayısıyla buradan “bağlanacak” (bağlanırsa, çünkü o konu da pek net değil) aylık 5-6 bin dolar Erkan için ABD’de çok önemli bir para mı?

Her ikisi de kötü

Gerçeğin ne olduğu belli de, varsayalım Erkan istifa etmek zorunda kaldı. Gerekçesi ne; “şahsına yönelik büyük bir itibar suikasti kampanyası” yürütülmüş.

Diyelim öyle oldu, peki niye?

O kampanya durup dururken mi başlamış, yoksa kendisi buna zemin mi hazırlamış?

Yaşananlarda hiç kötü niyet olmadığını varsayalım ama şu gerçeği kabul etmek durumundayız.

Dünyanın en bilgili, en donanımlı ekonomisti olsanız bile bazı görevler deneyim gerektiriyormuş değil mi; nerede, kiminle, ne konuşacağınızı iyi bilmeniz gerekiyormuş, bunu anlamış olduk.
Şimdi de gerçek cephesinden bakalım...

Gaye Erkan Merkez Bankası Başkanlığı görevinden alındı, nokta.

Yok istifa etti de, maaş için böyle görevden alınmış gösterildi de, falan filan... Geçiniz.

Hem hangisi daha kötü bilemedim.

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti istifa eden bir bürokratı maaş alabilsin diye Resmi Gazete yoluyla görevden alınmış gösterir mi, böyle bir pazarlığa girer mi?

Türkiye, Merkez Bankası başkanlarını sık sık görevden alan, bu görevde olan kişileri sıradan memurlara dönüştüren bir ülke imajını pekiştirmiştir. Konu yalnızca başkanlar değildir elbette. Bu yaklaşım aynı zamanda “Merkez Bankası’nın atacağı tüm adımların denetime tabi olduğu” anlamına gelmektedir.

Biz bu köşede politika faiziyle ilgili olarak aylardır niye “Merkez Bankası faizi şöyle belirledi” yerine “Merkez Bankası’nın faizi şöyle belirlendi” diye yazıyoruz sanıyorsunuz. Kararı Merkez Bankası almıyor ki, Merkez Bankası alınan kararın metnini yazıyor, açıklamasını yapıyor, yani sekreterya görevini yerine getiriyor.

Dolayısıyla yeni başkanın kim olduğunun da hiç mi hiç önemi yok.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar