Göçler coğrafyası Türkiye göçmen zengini
Türkiye, göçmen zengini bir ülkedir. Öncelikle etrafında batan ülkelerin cankurtaran filikasıdır. Yetmez, diğer ülkelerden kaçanların sığındığı ada olur. Tarih, Anadolu’yu göçler adası diye anlatır bize… Bin yıl önce biz, ardından diğer kavimler, bu topraklarda kendilerine istikbal inşa etmiştir.
Gelen gitmiyor, acep nedendir? Şundandır; coğrafyası cömert Anadolu’nun her boğaza yetecek imkânı, her kalbe yerleşecek umudu vardır. Göçler coğrafyası olmak; İbni Haldun’un sözünü ettiği “kader” halini almışsa, buna uygun tedbir ve gelecek inşa etmemiz gerekir.
MİSAFİR ÜSTÜNE MİSAFİR OLMAZ
Misafir, geçici konaklamayı anlatır. Turizmde de müşteriye misafir denmesi bu yüzdendir. Uzatılan misafir, sorundur. Göçmen ise misafirlikten ev sahibi olmaya geçişin adıdır. Misafir olduğun ülkede, gidiş biletin veya niyetin cebindedir. Göçmen ise dönüşü olmamaktır.
Rasih’in beyti geldi aklıma; “Dilde gam var lütfeyle gelme ey sürûr / Olamaz bir hânede mihman mihman üstüne…” Diyor ki; gönlüme gam misafir şimdi. Ey neşe; lütfet ve bir süre gelme. Zira bir evde misafir, misafir üstüne olmaz…
İKİ SORU İKİ CEVAP
Sorunsuz göçme olur mu?
Sorunsuz göçmen olmaz, az sorunlu göçmen olur. En büyük sorun, benimsenmek ise göçmenin kültürü, iltica üzerine gelişir. Vardığı yörenin töresini benimsemeye iştahlıdır da bu gayreti, çıktığı yerin kültürüne daha sıkı sarılma duygusunu yeşertir. Doyduğu yerde doğduğu yerin gizler. İbadeti, töresi, eğlencesi, mutfağı, eğitimi; daima korkulu endişeli bir vasat içinde ilerleyecektir.
Ülkelerin göç vermesi neyin sonucudur?
Göç veren ülke veya belde; fakirleşendir. Bayburtlu Zihni bunu anlatır; “Vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş / Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı / Camlar şikest olmuş meyler dökülmüş / Sakiler meclisten çekmiş ayağı…” Söylediği; eski camların bardak olduğu, neşe ve coşkunun da göçerle gittiği ve geriye ıssız otağ bıraktığıdır.
NOT
GETTOLAŞMAYA MUKTEDİR OLMAK
Göç, bir kültür inşacısıdır. Gettolaşmaya muktedir olur. Zira hayata tutunma gayreti, göçmenleri dayanışmaya zorlar. İç göçün çok yaygın olduğu 70’li yıllardan sonra ülkemiz, hemşehri dernekleriyle dolup taşmıştır ve bugün bile yığıncası varlığını sürdürür.
Bu gayretler, doğduğu yeri, doyduğu yerde var etme güdüsüne dayanır. İstanbul’daki Sivaslılar Derneği derken, Sivas yaşam tarzını bu mega kentte yaşatmak ve bu sayede eski yaşam tarzından kalan konfor alanlarını yakınına taşımak…
İşe yarıyor mu? Yarıyor olmalı ki hala binlercesi kurulmaya devam ediyor.