“Global tüketim salgınının sonu yakın görünüyor ve seçme özgürlüğü ütopyasının sonuna geldik”
Bu cümleler, Gallup International Association’ın (GIA) Başkanı Kancho Stoychev’e ait. Dünyanın en büyük araştırma kuruluşlarından olan GIA, 10-22 Mart tarihlerinde 28 ülkede 24652 kişiyle görüşerek koronavirüs hakkındaki algıyı küresel olarak ortaya koyan bir rapor yayınladı.
Araştırmanın Türkiye raporunu hazırlayan Barem Pazar Araştırma ve Danışmanlık İş Geliştirme Direktörü Nur Uslu sonuçları şu cümlelerle yorumladı. “Gördük ki tüm dünya bizim gibi; korkuyor. Otoriteye güveniyor ve söylenenleri yapmaya hazır. Virüsün nedeni ve geleceğinden emin değil. Bizden farklı sonuç ise daha fazla önlem alıyorlar.”
“Parti bitti”
GIA) Başkanı Kancho Stoychev virüsün dünyadaki tüketim salgınını bitireceği varsayımında bulunarak şunları söylüyor:
“Her ne kadar krizin sonu henüz net olarak görünmüyor ve tüm zarar henüz hesaplanabilir durumda değilse de, “global tüketim salgını”nın sonu yakın görünüyor ve seçme özgürlüğü ütopyasının sonuna geldik. Yakın dönemin mesajı “Parti bitti” olacak gibi görünüyor ancak ne “parti”nin, ne de “yakın”ın ne anlama geldiği henüz tanımlı değil”.
Kancho Stochyev’e göre, virüsle mücadele dünyada özgürlüklerin kısıtlanacağı bir düzeni tetikledi. Stoycchev görüşünü şöyle özetliyor: “Genel olarak, gözden düşmüş politik elitler, son zamanlarda benzeri olmayan global bir krizin başlangıcı gibi görünen dönemde güven tazeliyorlar. “Yalnız”, “birlikte”nin yerine geçmeye başlar, “yakın”, yerini “uzak”la değiştirir, “global” tekrar “milli”ye çözünür ve her şeye kadir pazar ekonomisinin mucizeleri yavaş yavaş buharlaşırken, güçlü hükümet geri dönüyor. Tüm demokratik toplumlar için esas merak edilen konu, özgürlükçü insan hakları doktrininin geleceği.”.
Stochyev, özgürlükler konusundaysa şu yorumu yapıyor:“Görünen o ki son yüz yılda dünyanın dört bir yanında, bu haklarını garanti altına almak için savaşan fedakar insanlar artık korkuyorlar - büyük korkmuş bir çoğunluk, gerçekleşmeyebilecek güvenlik yanılsaması karşılığında kişisel özgürlüğünü kaybetmeye hazır.”
Tüm dünya endişe içinde bekliyor
GIA - araştırmasının bulgularını kısaca özetleyecek olursak:
- İnsanların koronavirüs konusundaki düşünce ve algısı ile alınan önlemlerin seviyesi salgının o ülkede hangi evrede olduğuna göre farklılaşıyor.
- Çoğunluk kendisi ve sevdikleri için endişe duyuyor.
- Katılımcıların neredeyse yarısı koronavirüs tehdidinin abartılmış olabileceğini düşünüyor.
- Çoğu ulus bu mücadelede hükümetinin arkasında duruyor.
- Görüşülen kişilerin yaklaşık dörtte üçü, eğer işe yarayacaksa, bazı insan haklarını feda etmeye hazır olduklarını söylüyor.
- İnsanlar önümüzdeki haftalarda, iyi veya kötü, ne beklemeleri gerektiğini bilmiyorlar, kötü beklentiler daha net görünüyor.
- Virüsün yayılmasının kasıtlı bir olay olup olmadığından pek emin değiller, ama öyle olmadığına inanıyorlar.
- Ancak, bu arada önlem almaya çalışıyorlar.
En çok İtalyanlar korkuyor
Dünya genelinde ve Türkiye’de insanların yüzde 67’si virüsten korktuğunu dile getiriyor. “Korkmuyorum” diyenlerin oranı globalde yüzde 29, Türkiye’deyse yüzde 31. Yani, araştırmaya katılan her üç kişiden ikisi korku içinde.
Hükümetlere güven yüksek
Araştırma verilerine göre, hükümetlere güven oranı dünya genelinde yüzde 62. Türkiye’deyse ise yüzde 69.
Hükümete güvenin %50’nin altına düştüğü ülkeler Tayland %20 ve Japonya %23 başta olmak üzere ABD %42, Ekvator %44, Almanya %47, İngiltere ve Rusya %49
Hükümetten memnuniyet virüs kapan kişi sayısından çok toplumun beklentileriyle ilgili gibi görünüyor. Virüsten en çok etkilenen ülke olan İtalya’da güven oldukça yüksek %76, Avusturyalılar hükümetlerini daha da çok destekliyorlar %88. Görünüşe göre, bir ülke virüsten çok etkilendiyse ya da tehdit altında ise, halkı içgüdüsel olarak hükümeti ile dayanışmaya gidiyor.
Her iki kişiden birisi abartı olduğunu düşünüyor
Dünyada görüşülen kişilerin yarısı %49 salgın tehdidinin abartıldığın düşünürken yüzde 46’lık bir kesim abartılmadığı ve riskin oldukça yüksek olduğu görüşünde. Türkiye’de bu oranlar sırasıyla %52 ve %43 civarında. Tehlikenin abartıldığını düşünen ülkelerin başında Balkan halkları geliyor.
Bu görüş önemli oranda, ülkede resmi olarak ilan edilen kişi başına vaka sayısına bağlı.
Özgürlüklerden vazgeçme eğilimi
Tehdide inansın ya da inanmasın, çoğunluk, virüsün yayılmasını önleyecekse, seyahat ve benzeri bazı insan haklarından vazgeçmeye hazır olduğunu söylüyor. Görüşülen ülkelerin toplamında ve Türkiye’de 4 kişiden 3’ü, virüs tehlikesi geçene kadar özgürlüklerinden vazgeçmeye razı.
Bu oranın en yüksek olduğu ülkeler; Avusturya (%95), Makedonya (%94) ve Hollanda (%91). Japonya %49 ve ABD %45 istisnaları dışında anket yapılan ülkeler arasında oy birliği var gibi görünüyor.
El yıkamanın önemi
Salgına karşı dünya genelinde alınan önlemlerin başında el yıkamak %78, evde kalmak ve sosyal etkileşimden kaçınmak, el dezanfektanı kullanmak %54 geliyor. Görüşülen kişilerin %9’u herhangi bir önlem almadığını söylüyor. Kendini karantinaya alanların oranıysa %14.
Doğal bir oluşum
Dünya genelinde araştırma kapsamında görüşülen kişilerin yüzde 45’i, virüsün doğal bir oluşum olduğunu düşünürken; yüzde 32’si virüsün hızlı yayılmasının ardında bilinmeyen bir güç olduğundan şüpheleniyor. Türkiye’de bu oranlar sırasıyla %39 ve %43.
Köklü Batı demokrasileri, genel olarak, virüsü bir gücün üretip dünyaya yaydığı teorisine pek itibar etmiyor.