Global asgari kurumlar vergisinde sona doğru
Uluslararası vergi alanında son zamanların en önemli düzenlemesi küresel asgari kurumlar vergisinde uygulamanın 1 Ocak 2024 ve sonrası vergilendirme dönemleri kapsayacak şekilde başlaması bekleniyor.
Bazı ülkelerde, halihazırda 2024 yılı vergilendirme dönemlerini kapsayacak şekilde kanuni düzenlemeler yapılmışken, çok sayıda ülkede de yasa çalışmaları devam etmektedir. Türkiye’de yaşanacak gelişmeler biraz da AB ve diğer ülke uygulamalarına bağlı. Türkiye’deki ve Dünya’daki gelişmeler ile Türkiye için olası etkilerine girmeden önce, küresel asgari kurumlar vergisi, bir diğer adıyla Sütun II Model Kuralları nedir hatırlayalım.
Sütun II Model Kuralları
Bu model, yıllık geliri 750 milyon Euro veya daha fazla olan çok uluslu işletmeler grubunun üyesi şirketlerin, faaliyet gösterdikleri her bir ülkede elde ettikleri gelir üzerinden, asgari düzeyde vergi ödemesini sağlamak için tasarlanmıştır. Bu kapsamda, küresel asgari kurumlar vergisi oranı %15 olarak belirlenmiştir. Yani çokuluslu işletmelerin, düşük vergileme yapılan veya hiç vergileme yapılmayan ülkelerdeki şube ve iştiraklerinin en az %15 oranında vergi yüküne katlanmaları amaçlanmaktadır.
Kurallar kapsamında çok uluslu işletmelerin, faaliyet gösterdikleri her bir ülke için efektif vergi oranlarını hesaplamaları ve her bir ülkedeki efektif vergi oranları ile %15 asgari oran arasındaki farka isabet eden tutar kadar ilave vergiyi (top-up tax), nihai ana kuruluşlarının bulunduğu ya da faaliyet gösterdikleri ülkede gelire dahil etme kuralı (İncome İnclusion Rule) kapsamında ödemeleri öngörülüyor.
Modelde ülkeler için dikkate alınması gereken üç vergi düzenlemesi söz konusu. Birincisi, efektif kurumlar vergisi %15’in altında kalan işletmelerden, nihai ana kuruluşun bulunduğu ülkede alınacak çokuluslu ek vergi (Multinational top-up tax).
Örneğin, çokuluslu şirketler gurubuna dahil nihai ana şirket A Ltd Birleşik Krallık'ta bulunsun. Aynı gruba dahil B Ltd, Sütun II uygulamasının olmadığı Y ülkesinde yer alsın.
B Ltd bir vergilendirme döneminde 100 milyon Euro kâr elde etmiş ve bunun üzerinden %12 efektif oranda vergi ödemiş olsun. Sütun II kurallarına göre, %15 efektif kurumlar vergisi oranına getirebilmek adına 3 milyon Euro çokuluslu ek verginin Birleşik Krallık tarafından tahsil edilmesi gerekecek.
İkinci vergi düzenlemesi ise, yerel ilave vergi (Domestic top-up tax) olarak adlandırılıyor ve efektif kurumlar vergisi %15’in altında kalan işletmelerden alınması gereken ek verginin nihai ana kuruluşun bulunduğu ülke yerine, düşük kurumlar vergisi uygulayan ilgili ülkede ödenmesi öngörülüyor.
Örneğe göre B Ltd’den eksik alınan kurumlar vergisinin, bulunduğu Y ülkesinde yapılan düzenleme kapsamında getirilen yerel ilave vergi kapsamında tahsil edilmesi söz konusu olacaktır. Bu durumda, yerel ilave vergi ile birlikte efektif kurumlar vergisi %15’e ulaşacağından Birleşik Krallıkta çokuluslu ek vergi tahsil edilemeyecektir.
Üçüncü düzenleme ise düşük oranda vergilendirilmiş işletmelerin, ilgili ülkelerdeki mevzuat ve uygulama eksikliklerinden dolayı yukarıdaki ek vergilere tabi tutulmadığı durumlarda, çok uluslu şirketler gurubunun iştirak ya da şubesinin bulunduğu üçüncü bir ülkede vergilendirilmesini amaçlayan az vergilendirilmiş ödeme kuralı (Undertaxed Payment Rule)’dır. Örneğin, ABC çokuluslu şirketler grubu üç şirketten oluşsun ve A Ltd, X ülkesinde bulunan nihai ana işletme olsun. Y ülkesinde bulunan B Ltd, bir vergilendirme döneminde 10 milyon Euro kâr etmiş ve efektif kurumlar vergisi %10 olsun. B Ltd’nin faaliyet gösterdiği Y ülkesinde yerel ilave vergiye, nihai ana işletmenin bulunduğu X ülkesinde çokuluslu ek vergiye tabi tutulmamışsa, şirketler grubuna dahil C Ltd’nin bulunduğu Z ülkesinde az vergilendirilmiş ödeme kuralı uygulanacaktır ve bu kapsamda C Ltd’nin vergi yükü artırılacaktır.
Konu İle İlgili Dünya’daki Gelişmeler
Avrupa Birliği
AB ülkeleri, küresel asgari kurumlar vergisi uygulanmasını öngören Sütun II kurallarını 14 Aralık 2022 tarih ve (AB) 2022/2523 sayılı Konsey Direktifi uyarınca uygulamak zorundadır. Direktife göre gelire dahil etme kuralının 1 Ocak 2024’te, az vergilendirilmiş ödeme kuralının ise 1 Ocak 2025’te yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Bu kapsamda, AB ülkeleri nezdinde yasa çalışmaları devam etmektedir. Birkaç örnek verecek olursak;
■ Hollanda, 24 Ekim 2022'de konu ile ilgili kendi yerel mevzuatını kamuoyu ile paylaşan ilk ülke oldu. 31 Mayıs 2023'te ise yasa teklifi Hollanda Parlamentosuna sunuldu. Parlamento ve Üst Meclis yasa teklifini önümüzdeki aylarda tartışacak. Kanun tasarısının 31 Aralık 2023 tarihinde yürürlüğe girmesi bekleniyor.
■ Almanya Maliye Bakanlığı 20 Mart 2023'te bir yasa taslağı yayınladı. Taslak birden çok kez revize edildi ve en son 17 Ağustos 2023'te Almanya Federal Hükümeti güncellenmiş bir yasa tasarısı yayınladı.
■ Çek Cumhuriyeti 16 Ağustos 2023'te konu ile ilgili yasa tasarısını kabul etti. Tasarı şimdi nihai onay için Çek Parlamentosu'na sunulacak.
■ Fransız hükümeti konu ile ilgili yıl sonundan önce kabul edilmek üzere Eylül ayı sonunda Parlamento'ya sunulacak yasa tasarı ile düzenleme yapacağını bildirdi.
AB üye devletlerince kabul edilen Direktifin 31 Aralık 2023 tarihine kadar iç hukuklarına aktarılması gerekiyor. Dolayısıyla, yılsonuna kadar AB ülkelerinde konu ile ilgili yasa düzenlemelerinin hızlıca Parlamentolardan geçmesi bekleniyor.
Birleşik Krallık
Birleşik Krallık'ta 11 Temmuz 2023'te gelire dahil etme kuralını içeren mevzuat yürürlüğe girdi. Düzenleme 31 Aralık 2023 veya sonrasında başlayan hesap dönemleri için geçerli olacak.
Birleşik Krallık'ta az vergilendirilmiş ödeme kuralının uygulanmasına yönelik tedbirler de yer alıyor. Ancak bu kuralın ne zaman yürürlüğe gireceği belirsiz ve 31 Aralık 2024’ten önce yürürlüğe girmeyeceği Vergi İdaresi tarafından açıklandı.
Güney Kore
OECD Modeli ile uyumlu Sütun II kuralları 23 Aralık 2022'de Kore parlamentosu tarafından onaylandı. Gelire dahil etme kuralı 1 Ocak 2024’te, az vergilendirilmiş ödeme kuralı ise 1 Ocak 2025’te yürürlüğe girecek.
Japonya
Japonya’da konu ile ilgili kanuni düzenleme 31 Mart 2023 itibarıyla onaylandı. Buna göre Japonya’da gelire dahil etme kuralı 1 Nisan 2024 veya sonrasında başlayan mali yıllar için geçerli olacaktır.
Türkiye
Konu ile ilgili Gelir İdaresi Başkanlığı, sivil toplum kuruluşları ile Kasım 2022’de bir toplantı yapıp özel sektörün görüşlerini almıştı. Daha sonra konuya dair bir açıklama yapılmadı. Ancak, Dünya’daki gelişmelere bağlı olarak konunun Ekim ayında gündeme gelmesi beklenmektedir.
Uygulamadan olumsuz etkilenebilecek başlıca düzenlemelerden bahsedelim.
İndirimli Kurumlar Vergisi (32/A)
Bilindiği üzere teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. Mevcut durumda indirimli kurumlar vergisi, efektif vergi oranını %15’in altına indirebilecek şekilde uygulanabilmektedir.
Buna göre, uygulamaya geçilmesi ile birlikte çok uluslu işletmelerin Türkiye’deki iştirak ya da şubelerinin %15 efektif vergi oranının altında vergilendirmeleri halinde, Türkiye’de alınmayan vergiler nihai ana kuruluşun bulunduğu ülkede alınabilecektir.
Bu nedenle, efektif vergi oranı %15 in altında kalan mükellefler için Türkiye’de alınmak üzere yerel ek vergi getirilebilir.
Örneğin, merkezi Japonya’da olan bir grubun Türkiye’deki üretim şirketinin (yatırım harcamaları sonucu indirimli kurumlar vergisi oranı uygulaması nedeniyle) efektif vergi oranı %10 olsun.
■ Ticari Bilanço Karı: 100 milyon TL
■ Kar payı dağıtım stopajı dahil Türkiye’de ödenen kurumlar vergisi: 10 milyon TL
■ Ek vergi oranı (top up tax rate): %15-%10= %5
■ Japonya’da ödenmesi gereken ek vergi: 100 milyon TL*%5 = 5 milyon TL olacaktır.
Türkiye’de yerel ilave vergi (Domestic top-up tax) uygulanırsa bu vergi Türkiye’de tahsil edilecek, Japonya’da ayrıca vergi ödenmeyecektir.
Serbest Bölge Kazanç İstisnası (3218 sayılı SBK Geçici 3. Maddesi)
Teknokent Yazılım, Tasarım ve AR-GE Kazanç İstisnası (4691/ Geçici 2)
Ar-Ge ve Tasarım İndirimi (5746 sayılı Ar-Ge Kanunu 3. Madde)
Yapılacak düzenlemede, OECD modeline uyum kapsamında getirilecek yerel ilave vergi ve çokuluslu ilave vergi düzenlemelerinin yanı sıra;
■ Kurumlar vergisi dışında alternatif vergi teşviklerine ağırlık verilmesi,
■ Kazanılmış hak niteliğinde olan yatırıma katkı tutarlarının kullanılmasına yönelik yeni yöntemlerin geliştirilmesi,
■ Uygulama sebebiyle azaltılacak kurumlar vergisi teşviklerinin; devreden KDV, damga vergisi, BSMV gibi ilave vergi yüklerinin azaltılması suretiyle telafi edilmesi
hususlarında da düzenlemelerin eşzamanlı yapılması gerektiğini, bu kapsamda özel sektörün de içinde bulunduğu bir ortak çalışma gurubunun ivedilikle kurulmasının faydalı olacağını düşünüyorum.
Özellikle doğrudan yabancı yatırımlar için önemli bir teşvik olan indirimli kurumlar vergisi uygulamasına olumsuz etkisi nedeniyle olası bir düzenlemenin ülkemiz ekonomisi için fayda sağlamayacağı açıktır.
Bu nedenle, konu ile ilgili bir düzenleme hazırlığı yapılsa dahi, başta AB olmak üzere Dünya’da yaşanan gelişmelerin takip edilmesi, Kanun teklifinin TBMM’ye sunulmasında acele edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.