Gizli ülke
Lisans öğrencisi iken Türkiye Ekonomisi dersine giren hocam tarım sektörüne ilişkin bir ödev vermişti. Ben de kalkıp o zamanki adı DİE (Devlet İstatistik Enstitüsü) olan TÜİK’e gittim ve yıllar itibari ile traktör sayısını istedim (1980 öncesi internet yoktu). Veremeyiz, henüz yayınlanma izni çıkmadı dediler. Aradan yıllar geçti. Türkiye artık veri fakiri bir ülke değil. Elbette eksiklik var. Birçok ülkeye göre çok iyi durumdayız. Ancak hala gri alanlar hatta karanlık veriler var. Bu durum ne TÜİK için ne de ülkemizin küresel ekonomide ulaşmak istediği hedefler açısından kabul edilebilir değil. Nedenini anlatacağım.
Mayıs 2023 seçimleri sonrası krizde olan ekonomiyi ayağa kaldırmak için Hazine ve Maliye Bakanı borç bulmak amacıyla dünyayı dolaşıyor. Çok fazla konuşmasa da konuştuğunda da geçmişi karalamadan önceki yıllarda yapılanların tersine çevirme gayreti içinde olduğunu örtük olarak dilendiriyor. Sayın Bakanın söylemlerinden birisi de Türkiye’yi OECD tarafından kurulan Mali Eylem Görev Gücü’nün (Financial Action Task Force–FATF) gri listesinden çıkarma isteği. FATF, 1989 yılında suç gelirlerinin aklanması, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının finansmanının önlenmesi amacıyla kuruldu. Daha basit ifade ile kara para aklanmasını engellemek temel amacı. Bu konuda ters yola girenleri gri listeye alıyor. Bu da o ülkeye gelecek uluslararası yatırımların engellenmesi için barikat oluyor. Türkiye bu listeye 2021 yılında girdi. FATF’ı yaptığı eylemden dolayı suçlamak anlamsız. Çünkü Türkiye adeta listeye girmek için davetiye çıkardı. Nasıl mı? İşte yanıtı.
Kara paraya davetiye
"Finansman yani dünyadaki nakit para artık yeni adresler arıyor. Niye? Çünkü Amerika, Avrupa fazla sıkıyorlar. 50 tane soru soruyorlar. Bu parayı nereden aldın, nerede buldun, nasıl getirdin? İnsanlar da parasıyla rezil olmak istemiyorlar. Onun için İstanbul finansman için, yatırımcılar için, yatırımcılara kaynak için en ideal yer. Onun için buraya, bu merkeze ihtiyaç var ve bunun kararını verdik.” Bu konuşma 15 Ekim 2016 tarihinde dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’a ait (https://www.ekonomim.com/ekonomi/istanbul-finans-merkezinin-temeli-atiliyor-haberi-333684). Başbakan açıkça kara paraya bize gelin diyor. Bu durumda FATF’nin eli kolu bağlanıyor. Türkiye gri listeye giriyor.
Gizli ülkeden ithalat ve toplam ithalat içindeki payı, milyon dolar
Şimdi Sayın Şimşek bu listeden Türkiye’yi çıkarmak istiyor. Ancak önü dikenli tellerle çevrilmiş durumda. Buna da bir örnek verelim. Türkiye’nin dış ticaret verilerini TÜİK yayınlıyor. Ülkelere göre ithalatta öyle bir ülke var ki, in mi, cin mi belli değil. Ülkenin adı yok. “Gizli Ülke” olarak adlandırılıyor.
Türkiye İstatistik Yasası’nın 13. maddesi gizli ülke kavramına ilişkin açıklamalarda bulunuyor ancak neden sorusuna yanıt vermiyor. Rakam yüksek olmasa önemsiz diyebilirsiniz. Ancak bazı yıllarda Gizli Ülke’den yapılan ithalatın toplam ithalat içindeki payı yüzde 9-10’lara yaklaşmakta dolayısıyla da cari açığın da önemli bir kısmına denk gelmekte. Örneğin Gizli Ülke’den yapılan ithalat 2019 yılında cari açığa nerede ise eşit iken 2021 yılında cari açığın dört katına kadar çıkmakta.
Tablo bu olunca bazı soruları sormamız gerekmekte,
- Gizli Ülke’den ithalatı kim yapıyor? Devlet mi, özel sektör mü?
- Ne ithal ediliyor?
- Neden Gizli?
Eğer gri listeden çıkmak istiyor isek bu tür sorulara yanıt verilmeli. Çünkü uluslararası örgütler için şeffaflık ve denetlenebilir olma önemli kriter. Bunları yapılamayacaksa Sayın Şimşek’in çabası boşuna.
Okuma önerisi: Gary Smith, Standart Sapmalar, Hatalı Varsayımlar, Çarpıtılmış Veriler ve İstatistiklerle Yalan Söylemenin Yolları