Gıda sistemi dönüşümünün temeli: Yenileyici tarım
“Tarım, gıda sisteminin temelini oluşturuyor, ancak sık toprak işleme, monokültür gibi geçen yüzyılın geleneksel tarım uygulamaları önemli toprak kaybına ve toprağın bozulmasına sebep oluyor. Birleşmiş Milletlere göre, verimli üst toprağın yarısından fazlası artık bozulmuş durumda. Bu durum gıda yetiştirme ve karbon tutma potansiyelini azaltıyor, şiddetli hava koşullarına karşı topraklarımızın savunmasızlığını artırıyor. Böylece su kalitesi ve biyolojik çeşitlilik etkileniyor. Dünyada genel eğilim bu sorunun önüne geçmek için Yenileyici Tarım Uygulamalarına ağırlık verilmesi yönünde.”
Bu yorum, PepsiCo Global Kurumsal İlişkilerden Sorumlu Başkanı ve Pepsi- Co Vakfı Başkanı Roberto Azevêdo’ya ait.
Azevêdo, “Bizim için sürdürülebilirlik temelde sürdürülebilir bir gıda sistemi inşa etmek anlamına geliyor. Sürdürülebilir bir gıda sistemi inşa etmek için ise ekosistemi bütün olarak ele almak gerekiyor” diyor.
Peki, sürdürülebilir bir gıda sistemi inşa etmek nasıl mümkün? Roberto Azevêdo’nın cevabı şöyle:
2030’a kadar 50 milyon insanın besleyici gıdalara erişebilmesine destek olacağız
“Ayrım gözetmeksizin herkesi etkilemekte olan iklim değişikliği, yıkıcı bir risk olmaya devam ediyor. Maalesef bugün tablo çok iyi değil. Sel, kuraklık, yangınlar ve susuzluk gibi karşı karşıya kaldığımız küresel sorunlar, bize durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. Bunun farkında olan iş dünyasının, özellikle Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile birlikte, üstüne düşen sorumluluğu yerine getirme yolunda çok daha fazla sağlam adımlar atmaya başladığını görüyoruz. İklim değişikliği ve küresel ısınma başta olmak üzere temel küresel meseleleri bir bütün içerisinde ele alıp çözümlemeden, sürdürülebilir bir gıda sistemi inşa etmek mümkün değil. Yenileyici tarıma geçiş, PepsiCo olarak hızlandırmak istediğimiz gıda sistemi dönüşümünün temel bir parçası niteliğinde olduğundan çeşitli yenilikçi çalışmalara açığız. Bu sistem, gelecek nesillerde çiftçilerin geçim kaynaklarını ve sürdürülebilir gıda üretimini desteklemeye yardımcı olacak. Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden biri olarak sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturulmasında hem sorumluluk hissediyoruz hem de tarımı da içine alan bu büyük ölçek sayesinde gerçekten anlamlı bir etki yaratabileceğimize inanıyoruz. Bu sebeple işimizi uçtan uca dönüştürme yolculuğuna çıktık. Adına da PepsiCo Pozitif (pep+) dedik. Bir süre önce bu stratejimizin önemli bir parçası olarak dünya genelindeki toplumlarda sıfır açlık hedefini gerçekleştirmek için Food for Good (İyilik İçin Gıda) hareketini başlattık. Bu hareketle, uygun fiyatlı beslenme seçeneklerini genişleterek 50 milyon insanın 2030 yılına kadar besleyici gıdalara kolaylıkla erişebilmesine yardımcı olmayı hedefliyoruz.
3 temel başlık
“PepsiCo Pozitif yaklaşımımızı Pozitif Tarım, Pozitif Değer Zinciri ve Pozitif Seçenekler olmak üzere üç temel başlık altında şekillendiriyoruz. Malzemelerin tedarik edilmesinden ürünlerin sürdürülebilir şekilde üretilip pazara sunulmasına, markalarımız aracılığıyla tüketicilere kendileri ve dünya için daha iyi seçimler yapmaları için ilham verme çabamızdan, paydaşımız olan toplulukları desteklemeye ve tedarik zincirinin her aşamasında yer alan grupların geçim kaynaklarını iyileştirmeye kadar uzanan birçok konuda PepsiCo Pozitif çatısı altında çalışıyoruz.”
Gelişen teknolojiler ve inovasyon sürece katkı sağlıyor
“Gelişen teknoloji ve inovasyonla birlikte artık tüm kurumlar çevresel etkilerini en aza indirebiliyorlar. Doğal kaynaklarla gerçekleştirilen üretim ve tüketimin sürdürülebilir olması için yeni sistemler, prosesler ve hizmetler gelişiyor. Sınırlı olan doğal kaynaklarının işletmeler tarafından üretim sürecine dahil edilip işlenerek tüketime sunulması ve tüketim sonrasında ortaya çıkan atıkların çevreye ve üretim için kullanılacak kaynaklara zarar vermemesinin sağlanması doğal kaynakların korunmasını sağlayabilmek için önemli bir yöntem. Bunun yanı sıra döngüsel ekonomi ile yeniden üretime ve tüketime kazandırılan kaynaklar da doğal kaynakların korunması için oldukça etkili bir yöntem. Günümüzde üreticinin de gereken sorumluluğu alarak çevreye duyarlı üretim ve hizmet süreçlerini benimsemeye başladığını görüyoruz. Tüketicilerin çevreye olan duyarlılıklarının artması ve bunun şirketler tarafından fark ediliyor olması da bu süreci hızlandırıyor.”
Yenileyici tarım uygulamaları yaygınlaştırılmalı
“Yenileyici tarımın toprak sağlığı, su yönetimi, gübre kullanımı, biyolojik çeşitlilik ve topluma odaklanarak, dayanıklılık kazandırırken ekosistemleri iyileştirip eski haline getiren uygulamaları içerdiğini ifade edebiliriz” diyen Roberto Azevêdo, yenileyici tarım uygulamalarının yaygınlaşması gerektiğini ifade ediyor. Yenileyici tarım uygulamaları;
- Ekosistemin dayanıklılığını ve biyolojik çeşitliliğini artırıyor.
- Su tutma ve süzülmeyi iyileştiriyor, suya madde karışmasını daha güvenli ve daha temiz hale getiriyor.
- Toprağa sağlık ve kalite kazandırıyor.
- Sadece toprağa zarar vermekten kaçınmakla kalmayıp aynı zamanda zararları tersine çevirmeye de yardımcı oluyor veya geleneksel tarım uygulamalarının karbon emisyonlarını dengeliyor.