Gıda sektörü için üç hedef: Yenileyici tarım, yenilenebilir enerji ve sıfır atık

Fatoş KARAHASAN
Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler

Dünyadaki hızlı nüfus artışı ve buna karşın kaynakların yine büyük bir süratle yok oluşu gelecekle ilgili karanlık senaryoların doğmasına neden oluyor. Gıda sektöründe çalışan kuruluşlar, ürkütücü senaryoların gerçekleşmesini engelleyebilmek için yoğun çalışmalar yapıyorlar.

Örneğin, dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo, sürdürülebilir bir gıda sistemi inşa etmek amacıyla uçtan uca bir dönüşüm stratejisi olan PepsiCo Pozitif isimli bir proje başlattı. Program, Pozitif Tarım, Pozitif Değer Zinciri ve Pozitif Seçenekler olmak üzere üç alana odaklanacak.

PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Ece Aksel’in verdiği bilgiye göre,

- PepsiCo Türkiye 10 bin hektarın üzerindeki tarım operasyonlarında, damla sulama ve mini yağmurlama sistemleriyle su kullanımını yüzde 45 azaltmayı başardı.

- Ayrıca; yiyecek fabrikalarındaki su kullanımını yüzde 18, içecekte ise yüzde 24 oranında azattı.

- Yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımla, PepsiCo ekosistemi içerisinde dünyada yüzde 100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk ülkelerden birisi oldu.

- PepsiCo Türkiye’nin tüm fabrikaları sıfır atık prensibi ile çalışıyor. Kuruluş, geri dönüştürülmüş PET kullanımında da lider konumda bulunuyor.

Pozitif tarım ile 3 milyon tondan fazla sera gazı emisyonu azaltımı

PepsiCo, Pozitif Tarım başlığı ile global olarak 2030 yılına kadar;

- Yenileyici tarım uygulamalarını neredeyse şirketin tüm tarımsal ayak izine eşit olacak şekilde 28,3 milyon dönüm alana yaymayı, bu sayede 3 milyon tondan fazla sera gazı emisyonunu azaltmayı;

- Tarımsal tedarik zincirinde yer alan 250 binden fazla kişinin geçim kaynaklarını iyileştirmeyi, kullanılan temel girdilerin tümünü sürdürülebilir yollardan tedarik etmeyi hedefliyor.

Pozitif değer zinciri ile net-sıfır emisyon ve döngüsel ekonomiye katkı

Döngüsel ve kapsayıcı bir ekonomi için “Pozitif Değer Zinciri’ oluşturacak olan PepsiCo, 2040 yılına kadar net-sıfır emisyona ulaşmayı, net su pozitif şirket olmayı ve ambalaj sürdürülebilirliğini iyileştirmeyi amaçlıyor. Kuruluş, mutlak sera gazı emisyonunu 2030'a kadar yüzde 40’tan fazla düşürmeyi, 2040 yılına kadar net sıfır emisyon elde etmeyi taahhüt ediyor.

Aynı zamanda net-su pozitif şirket olmayı hedefleyen PepsiCo, 2030 yılına kadar mutlak su kullanımı azaltmanın yanı sıra yüksek riskli bölgelerde kullanılan suyun %100’ünden daha fazlasını doğaya geri kazandırmayı hedefliyor. Pozitif Değer Zinciri kapsamında sürdürülebilir ambalaj vizyonuna yönelik çalışmalarını da hızlandıracak olan PepsiCo, 22 küresel pazarda, yüzde 100 geri dönüştürülmüş plastik (rPET) ambalaj kullanıyor.

Sürdürülebilir ambalaj

PepsiCo,

- 2030 yılına kadar yiyecek ve içecek portföyünde porsiyon başına geri dönüştürülmemiş plastiği yüzde 50 azaltmayı;

- 2025 yılına kadar ambalajlarının tümünü geri dönüştürülebilir, gübreye dönüştürülebilir, biyolojik olarak parçalanabilir veya yeniden kullanılabilir olacak şekilde tasarlamayı hedefliyor.

Değer yaratan faydalı projeler

PepsiCo Türkiye’de pozitif değer yaratacak sosyal sorumluluk projelerine imza atıyor.

- Cheetos markası ile Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) iş birliğiyle 7 ilde bulunan hayvan bakımevlerine destek olarak sokak hayvanlarının yaşamlarının iyileştirilmesini sağladı;

- Lay’s ile İhtiyaç Haritası iş birliğiyle bin gencin eğitimine; Türkiye Spor Yazarları Derneği ve ÇEVKO iş birliğiyle gerçekleştirilen Pepsi Yıldız Futbolcu Seminerleri ile futbolun güçlenmesine ve genç yeteneklere destek oluyor. Genç futbolseverlere verilen bu eğitimlerle toplumda geri dönüşüm bilinci oluşturulması hedefleniyor.

- Lipton Ice Tea’nin 2017 yılında Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) iş birliğiyle başlattığı Rengarenk Okullar projesi ile okullar renkleniyor.

- PepsiCo, Doritos’un Fongogo ve TOG iş birliğiyle gerçekleştirdiği Bicesaret projesi ile gençleri hayallerindeki mesleği gerçekleştirmeleri için destekliyor.

Sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi Eco Love Fest’te birleşti

8-17 Ekim tarihlerinde İstanbul Zorlu Center’da, sürdürülebilirlik konusunda değişim yaratanları bir araya getiren bir etkinlik düzenleniyor. . Eco Love Fest adındaki bu etkinlik kapsamında uzman isimlerin sürdürülebilirlik konusundaki söyleşilerini ve Yaşam Film Festivali'nin seçkisinden ilham verici belgeselleri izlemek; çocuklar ve yetişkinler için ekolojik atölyelere katılmak ve sürdürülebilir ürünlerin bulunduğu alışveriş alanını ziyaret etmek mümkün.

Yeni normalimiz sürdürülebilirlik olmalı”

Zorlu Gayrimenkul Grubu Başkan Vekili Billur Demet Atan, festivali şu cümlelerle özetliyor: “Gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmak için sürdürebilirliği artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline getirmek durumundayız. Yeni normalimiz artık sürdürülebilirlik olmalı. Sürdürebilir bir yaşam için tüm paydaşlara, özellikle de şirketlere büyük bir sorumluluk düşüyor. Biz de Zorlu Gayrimenkul Grubu’nda tüm faaliyetlerimizi Akıllı Hayat 2030 stratejimiz ile bu anlayışla yürütüyor, sürdürülebilirliği bir iş yapış biçimi haline getiriyoruz.

Zorlu Center olarak; sürdürülebilirlik odaklı yeni nesil yaşam alanlarımızla ziyaretçilerimize yeni deneyimler sunmaya devam ediyoruz. Atık yönetiminden, yüzde yüz yenilenebilir enerji kullanımına, daha verimli su ve enerji tüketimi sağlayan akıllı sistemlerden “Eco Love Fest” gibi farkındalık yaratan etkinliklere kadar uzanan 360 derecelik bir yaklaşımla sürdürülebilir bir yaşam için çalışıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz ‘Eco Love Fest’ de ortaya koyduğumuz bu sürdürülebilirlik odaklı vizyonumuzun bir yansıması. Bu konuda ne kadar çok geniş kitlelerin ilgisini çeker, ne kadar çok insanda farkındalık oluşturabilirsek daha iyi bir gelecek inşa etme yolunda o kadar hızlı yol alabiliriz”.

7 Kasım’da 7 bin çocuk için İstanbul Maratonu’nda koşacak

2009 yılından bu yana Adım Adım Oluşumu ile maratonlara katılarak ilköğretim çağı çocuklarını nitelikli eğitim desteğiyle buluşturmak için çeşitli projelerle bağış toplayan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), şimdi de ‘Bir Çocuk Değişsin Türkiye Gelişsin’ diyerek 7 Kasım’da yapılacak olan İstanbul Maratonu’na hazırlanıyor.

Geçen yıl pandemi nedeniyle yapılamayan etkinlik, sanal koşuya dönüştürülerek telefon uygulaması sayesinde gerçekleştirilmişti. TEGV tarafından Zoom platformu üzerinden yapılan canlı yayında Türkiye’den tüm koşucular bir araya geldi ve coşkularını birbirleriyle paylaşma imkânı buldu. Maraton bu yıl yine sanal ortamda da gerçekleştirilecek. İsteyen koşucular 30-31 Ekim tarihlerinde sanal ortamda yapılacak olan İstanbul Maratonu’na katılarak bağışlarını toplayabilecek.

“Çocukların nitelikli eğitim alabilmesi için TEGV ile koşmaya davet ediyoruz”

TEGV Genel Müdürü Sait Tosyalı, maraton hakkında şu bilgileri paylaşıyor: “2009 yılından bu yana yer aldığımız bu koşularda toplanan bağışlarla, 90 binden fazla çocuğumuzun nitelikli eğitim almasını sağladık. Koşularda yer alan gönüllülerimiz de bu çocukların hayatlarına dokunmanın mutluluğunu yaşıyorlar. Geçen sene pandemi koşulları gereği fiziki bir koşu yapamamıştık ancak bu yıl yeniden açık havada koşabilecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İsteyenler koşularını 30-31 Ekim’de sanal olarak yapabilecekler. Daha çok sayıda çocuğumuzun nitelikli eğitimle buluşabilmesi için koşucuları TEGV ile koşmaya davet ediyoruz”.

Adım Adım koşucularından çocuklar için Ateşböceği

TEGV, bugüne kadar maratonlarda topladığı 6 milyon 630 bin TL bağışla toplamda 91 bin 700 çocuğun hayatına dokundu. 2009’da Eğitime Destek projesi ile başlayan ilk koşuyu Mardin, Midyat ve Savur’lu çocuklar için yapılan koşu ile Van ve Siirt’teki etkinlik noktalarından yararlanan çocuklar için yapılan koşular takip etti. 2011-2012 koşuları, TEGV’in mobil öğrenim birimi Ateşböceğinin yapımı için gerçekleşti. 289 koşucunun katkılarıyla yapılan Adım Adım Ateşböceği, hizmete alındığı 2012 yılından bu yana Van, Kilis, Gaziantep, Mardin, Antalya, Isparta, Manisa olmak üzere yedi ilde, 29 okulda toplam 20 bin 529 çocukla buluştu. Pandemi nedeniyle faaliyetlerine ara veren Adım Adım Ateşböceği, yeniden çocuklarla buluşacak.

Maratona katılmak için ne yapmak gerekiyor?

TEGV ile koşarak bir çocuğun eğitim desteğine kavuşmasını ve geleceğe daha sağlam adımlarla basmalarını sağlamak için https://maraton.istanbul/ üzerinden kayıt yaptırmak gerekiyor. Böylece isteyenler 30-31 Ekim’de telefon uygulaması sayesinde sanal, isteyenler ise 7 Kasım’da fiziki koşabilecek. Kampanyaya katılım için sanal koşu başvuruları 10 Ekim’de sona erdi. Fiziksel koşu için ise bu tarih 20 Ekim olarak belirlendi. Kayıt sonrası https://ipk.adimadim.org/ adresinden profil oluşturarak, 11 Ekim itibariyle oluşturulan kampanyalar, 25 Ekim-22 Kasım tarihleri arasında devam ediyor.

Pandemi kuralları

Her etkinlikte olduğu gibi, İstanbul Maratonu’nda da pandemi kuralları geçerli. İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelge gereği; etkinliklere katılacak sporcu, görevli, seyirci ve gönüllülerin HES kodu sorgulama işlemine ek olarak geçerli aşı kartı uygulaması ve PCR testi ibraz edilmesi zorunlu hale getirildi. Aşı takvimini tamamlamış kişilerin son aşı tarihlerini takip eden 14’günden günden itibaren 180 gün süreyle, COVID-19 geçirmiş kişilerin ise izolasyon süreçlerinin tamamlanmasından itibaren 180 gün süreyle yarışmalara katılabilecek. Ayrıca katılımcıların müsabaka saatinden en fazla 48 saat öncesinde PCR testi yaptırması ve test sonucunun ‘negatif’ olması gerekiyor. Detaylı bilgi için https://maraton.istanbul/ internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar