Destek kartları market kasasına girdi fast food zincirleri de dâhil olacak
Gıda Perakendecileri Derneği, depremden etkilenen bölgelerde iki önemli projesini geçen ay açıkladı. Bu projelerin birincisi hasat ve ekim, ikincisi yerel ticaretin ayağa kaldırılmasına yönelik. Hasat ve ekim için Güvenilir Ürün Platformu ile iş birliği yapıldı. İş birliği kapsamında geçen ay Hatay Arsuz’daki meyve ve sebze üreticilerini ziyaret eden Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Alp Önder Özpamukçu, ağaçlarda kalan 200 bin tonun üzerinde limonun bir an önce toplanması gerektiğine dikkat çekti. Özpamukçu, “Bizim marketlerimiz bunun 40 bin tonunu tüketebiliyor. Limon konusu, sadece iç tüketimle çözülecek bir konu değil, dış pazarda da satmamız gerekiyor. İhracatçılarımız buraya el atarsa limon konusu da iyi bir yere taşınacaktır” dedi.
Yerel ticaretin canlandırılmasının önemine de dikkat çeken Özpamukçu, Kızılay’la birlikte oluşturdukları destek kartlarıyla depremzedelerin ihtiyaçlarını bölgeden karşılayabilmeleri için harekete geçtiklerini, 10 milyon TL ile ilk bağışı derneğin yaptığını, üyelerinin de kasalarda müşterilerine bağış yapma imkânı sunacağını açıkladı. Özpamukçu, “Protokollerimizi yaptık, kasalarımızı da entegre ediyoruz. 1-2 hafta içinde müşterilerimiz kasalarımızda o kartlara yüklenmek üzere bağışlar yapabilecek” bilgisini verdi. Alp Önder Özpamukçu’ya bu iki projeyle ilgili son durumu sordum.
Gıda perakendecileri bölgeden 40 tırın üzerinde limon aldı
Bütün limonun toplanamadığını, dernek üyelerinin bölgeden 40 tırın üzerinde limon aldığını ve almaya devam ettiğini söyleyen Özpamukçu, ihracat tarafında teşvik konusuna hız verilmesi gerektiğini anlattı. Deprem bölgesinde ekim konusunda işgücü, makine ve traktör sorunu olduğunu belirten Özpamukçu, şöyle devam etti: “Deprem bölgesi gıda açısından çok önemli. Gıda, tarım, hayvancılığın yüzde 16’sını temsil ediyor. Bu işin nasıl toparlanacağı, hasatın nasıl yapılacağı, yeni ekimlerin nasıl olacağı konusunda kafa yorduk. TAMPF, Zincir Mağazalar Derneği, TURYİD, AYD, Tescilli Markalar Derneği, hepimiz seferber olduk. Güvenilir Ürün Platformu işçilik ve hasat konusunda çalışmalar yapıyor. O çerçevede Arsuz’daki limonu tespit ettik. TOBB, derneğimiz ve Güvenilir Ürün Platformu ile oradaki ürünleri raflarımıza taşımak için seferber olduk. Bölgeden gelen ürünler marketlerde özel paketleme yapılarak dikkat çekecek şekilde sunuluyor. Öte yandan çiftçilerin hasar gören makine, traktör gibi alet edevatın sigorta bedellerinin bir an önce ödenmesi önemli. Çiftçilerin ortak kullanıma özendirilmesi bir diğer önemli konu. Köylerden başlayarak acilen prefabrik yapılar kurulmalı, barınma ihtiyacı ortadan kalkmalı. O zaman çiftçi yeniden üretimi düşünebilecek.”
Sistemlerine entegre edebilmek için çalışıyorlar
Özpamukçu, destek kartlarının ise market zincirlerinin kasalarında yer almaya başladığını söyledi ve ekledi: “BİM, CarrefourSa, Şok Marketler, A101, Migros, Metro ve Onur Market’de başladı, gelecek hafta tüm mağazalarda olacak. Bağışın sınırı yok, burada önemli olan müşterinin bağış yapması. Bu kartların perakendenin diğer alanlarına yayılması gündemde. Uluslararası fastfood markaları ve ulusal zincirlerin yer aldığı restoranlar da bu kartları sistemlerine adapte etmek için çalışıyor. İlerleyen süreçte giyim gibi zincir mağazalar da devreye girebilir.”
Bölgedeki marketler büyük kayıplar yaşadı, deprem öncesine göre yüzde 10-15 ciro yapabiliyorlar
Alp Önder Özpamukçu, bölgede ticaretin hemen ayağa kaldırılması gerektiğini vurguladı ve devam etti: “Bölgede 4 bin civarında mağazamız vardı ve bunun bin tanesini kaybettik. Özellikle 4-5 şubeli marketler büyük kayıplar yaşadı. Arkadaşlarımız ‘Deprem öncesi cironun yüzde 10-15’ini yapıyoruz, işçinin parasını nasıl ödeyeceğiz” diyor. 3-4 yıllık süreyle alanlar belirleyip hemen ticaret alanlarını oraya açıp perakendecilere vermek lazım. İster yerel ister organize perakende olsun, insanların ihtiyaçlarını alacağı imkanları yaratmamız lazım. Destek kartları bu açıdan da çok önemli. İnsanlar ihtiyaçlarını bölgeden alsın diyoruz. Yerel ticareti ayağa kaldıramazsak istihdam sorunu da çözülmez. Sürdürülebilir destek sağlamamız lazım. Bu bir maraton. Sadece yardım göndermek çözüm değil. Kızılay ve AFAD’a da yerelden tedariki öneriyoruz.”