Gıda fiyatları yükseliyor

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI

Yıllardır açlık ve gıda yetersizliğiyle ilgili haberler gazetelerin kuyu köşelerinde yazılır, televizyonlarda beş on saniyelik haber olarak verilir. Bu haberler halkımız üzerinde bir duyarlılık yaratmazdı. Artık bu tablo değişmeye başladı. Çünkü gıda mallarının fiyatları yükseliyor. Türk halkı da tıpkı batılı ülkelerde olduğu gibi taneyle domates, portakal almaya başladı. Nisan ayında gıda fiyatlarındaki yıllık artış oranı %16,98 oldu. 2020 yılındaki fiyat artışı da %20,61 olmuştu. Bu artışın nedenini hükümet kem küm ederek, muhalefet de iktidarı sorumlu tutarak açıklamakta. Bu söylemlerin tutarlı yanı yok. Çünkü sorun tartışılandan daha büyük.

Biz bu tartışma girerken Madagaskar’da 1 milyon kişi iklim değişikliğinin etkisiyle açlıktan ölmek üzere. Benzer tablo bazı Asya ve Afrika ülkelerinde de söz konusu. Diğer ülkelerde de yoksulluk sınırı açlık sınırının yakınında seyretmekte. Küreselleşmenin vahşi yüzünün neden olduğu iklim değişimi ve makro iktisat politikalarındaki tercihler bir taraftan gıda mallarının fiyatlarını yükseltmekte diğer taraftan da kimi ülkeleri üretici olmaktan çıkarmakta, gıda ithalatçısı ülke yapmakta.

Tarımda ihracatçı iken ithalatçı konuma geliş

Laf aramızda bunlardan birisi de Türkiye. Ülke 2020 yılında 9,8 milyar dolarlık tarım ürünü ithalatı yaparken, 5,9 milyar dolarlık ihracat yaptı. Yani tarım da net ithalatçı konumunda. Bu araların modası “2002’den önce yoktuk” olunca tarım dış ticaretiyle ilgili 2002 rakamını da verelim: 2002 yılı tarım ürünleri ihracat 2 milyar 27 milyon dolar, ithalat ise 1 milyar 594 milyon dolar. Yani 2002’de Türkiye tarımda net ihracatçı konumdaydı.

İklim değişimi tarım ürünleri üretim ve fiyatlarını vurmakta

Gıda mallarının fiyatları önümüzdeki yıllarda daha da çok artacak. FAO’nun gıda fiyat endeksi şimdiden 2008 yılına döndü. Son bir yılda %20 arttı. Tahıllar ve yağlarda fiyat artışı, genel gıda fiyatının daha da üzerinde seyretmekte. Yağ fiyatları %60, tahıl ürünleri fiyatı %22 yükseldi. Gıda fiyatlarındaki artış ormanlık alanların tarımsal alana dönüşme hızını artırıyor. İzlenen politika aslında sadece bunu yapan ülkeyi değil, dünyanın geleceğini de tehlikeye atıyor. Bu eğilim özellikle popülist sağcı partilerin iktidar olduğu ülkelerde daha tehlikeli boyutlara ulaşmakta. Brezilya bu ülkelerin başını çekmekte; Amazon ormanlarını yok edilmesine çanak tutan bir devlet başkanları var.

Kaynak: http://www.fao.org/worldfoodsituation/foodpricesindex/en/

Brezilya bu konuda yalnız değil, Avrupa’daki batılı ülkeler ile Yeni Zelanda dışındaki tüm ülkeler bu suça ortak. Ancak bu arada ayrıntıyı da kaçırmayalım. Batılı ülkeler bu konuda ikircikli davranıyor. Örneğin çevreci geçinen Fransa, Afrika’da toprak kiralayarak ya da satın alarak suça ortak olmakta.

Kapitalizmin çevre duyarsızlığından kaynaklanan iklim değişikliği artık kapıda değil, evin içinde mutfakta, belki bu sayede halkımız çevreye karşı duyarsızlığından vazgeçer. Halkın direnci önemli. Yakın olarak tanık olduğumuz Rize İkizdere’deki direnme bunun bir örneği. Ancak bu direncin genele yayılması gerekiyor. İstanbul halkı yeni havaalanı yapılırken bu direnci gösterseydi belki de milyonlarca ağaç kurtulacaktı.

Kapitalizm doğaya karşı hep yıkıcı oldu. Böyle giderse, Yunan mitolojisindeki Erysichthob gibi açgözlülüğü nedeniyle sonunda kendini de yiyecek ve yok olacak. Kapitalizmin yok edilmesine itirazımız yok fakat peşinden insanlığı sürüklüyor. Bunu engellemenin yolu, çevreye ilişkin sürekli veri üretme mühendisliğinden geçmiyor; iktisatçılar bu tuzağa düşmüş durumdalar. Çözüm, radikal bir değişime giderek ekolojik bir toplum politikasını ülkemize ve dünyaya egemen kılmaktan geçiyor.

Okuma Önerisi:

Fred Magdoff & Chris Williams, Ekolojik Bir Toplum Yaratmak

Ian Angus, Yeşilin Daha Kızıl Tonu

Eric Holt Gimenez, Bir Gurmenin Kapitalizm Rehberi

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gizli veri 02 Ekim 2024
Venezuela’nın kaderi 21 Ağustos 2024