Gezegenimiz DÜNYA'yla birlikte sigortacıların da ateşi yükseliyor
Zuhal DOĞAN
Kavurucu sıcaklıklar, büyük orman yangınları, seller, dolu… Küresel ısınma dev adımlarla ilerliyor. Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan bir rapora göre, son 20 yılda yaşanan 7 bin doğal afette 1,5 milyona yakın can kaybı ve 3 milyar doları aşkın hasar meydana geldi. Yine Swiss Re’nin Sigma Raporu, 2020 yılında sigorta sektörünün küresel ısınmanın yarattığı doğal afetler nedeniyle yüksek bir fatura ödemek durumunda kaldığını gösteriyor. Geçen yıl sigorta şirketlerinin kasasından tam 81 milyar dolar çıktı. 2021’nin daha ilk yarısında yapılan 42 milyar dolarlık hasar ödemesi de sigorta sektörünün önündeki tehlikeyi ortaya koyuyor.
Türkiye için de durum çok farklı değil. Geride bıraktığımız yaz aylarında Manavgat, Bodrum, Marmaris ve Milas’taki yangınlarla; Artvin, Rize, Bartın, Kastamonu ve Sinop’taki sellerin sektöre ödettiği fatura yaklaşık 148 milyon TL oldu. İşin bir de ‘Sigortalı hasar’ kısmı var. 2021’in ilk altı ayında dünya genelinde meydana gelen 163 doğal afetin yarattığı ekonomik kayıp yaklaşık 93 milyar dolar. Bunun 42 milyar doları sigortalı hasar. Yani yüzde 40’lar gibi bir oran söz konusu. Dünyada yüzde 60’lara,Türkiye’de ise yüzde 90’lara varan sigortasız hasar oranları bir taraftan da sigorta endüstrisi için yeni büyüme fırsatlarının kapılarını açıyor. İklim değişikliğinin etkisiyle yaşanan sel, dolu ve yangın gibi doğal afetler bireylerin sigorta farkındalıklarını artırıyor. Türkiye’deki doğal afet kaynaklı ekonomik kayıpların yalnızca yüzde 10’luk kısmı sigortalı hasarlardan oluşuyor. İşte bu nedenle Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın yayımladığı 11. Kalkınma Planı’nında DASK tarafından uygulanan Zorunlu Deprem Sigortası’nın heyelan ve su baskınlarını da kapsayacak şekilde ‘Zorunlu Afet Sigortası’ olarak değiştirilmesi gerektiği öneriliyor. Uzmanlar, büyük çaplı kayıpları önlemek için devlet ve sigorta şirketlerinin risk azaltıcı stratejiler üzerinde çalışması gerektiğinin altını çiziyor.
Eylül ayında Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 6. Değerlendirme Raporunu yayımladı. Raporda sel, su baskını, kasırga gibi olağanüstü hava olaylarına karşı özelkamu işbirliği ile iklim endeksli sigorta çözümleri geliştirilmesinin önemi vurgulandı. Yetkililer, iklim değişikliği ile mücadelenin de tüm boyutları ile çok iyi kurgulanması gerektiğinin altını çiziyorlar. Dünyada doğal afet risklerini alternatif modellerle destekleyerek yönetmek isteyen sigorta ve reasürans şirketleri ‘Afet Tahvilleri’ gibi risk transferi yollarına başvuruyorlar. Sigorta ve reasürans piyasalarının finansal kapasitelerini artırmayı hedefleyen afet tahvilleriyle büyük boyutlardaki doğal afet riskleri sermaye piyasalarına transfer ediliyor.
İklim değişikliği sigorta piyasası için risk yönetimini de olağanüstü zorlaştırıyor. Uzmanlar, 2040 yılına kadar sel kaynaklı hasarların bugüne göre yüzde 230’lar civarında artacağını hesaplıyor. Sigortacılar için riski doğru fiyatlamak artık her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Uluslararası sigorta ve reasürans şirketleri salt aktüerlerle değil, bilim insanları ve özel geliştirilmiş yazılımlarla risklerini takip ediyor, ölçüyor ve fiyatlıyor. Risklerin önemli bir kısmı reasürörler aracılığıyla uluslararası piyasalara dağıtılıyor. Ekim ayında gerçekleştirilen Uluslararası İstanbul Sigortacılık Konferansı’nda söz alan Swiss Re’li bir yetkili, sigortacılar ve uluslararası reasürans piyasasının risk değerlendirmelerini sürekli güncellemek durumunda kaldığını söylerken, doğal afetlerin sektör üzerindeki baskıyı artırdığına dikkat çekti.
Doğal afetler sigortalanmış riskin aynı anda gerçekleşmesine ve büyük maddi kayıplara neden oluyor. Sadece Türkiye’de değil, dünyada da düşük sigorta penetrasyonu nedeniyle hasarlar karşılanabiliyor. Ancak şirketlerin doğal afet risklerini doğru yönetememeleri dünya reasürans piyasasının sıkılaşması ve reasürans primlerinin yükselmesi sonucunu doğuruyor. 2021 yılında olduğu gibi önümüzdeki yıl da sigorta ve reasürörleri sıkı pazarlıklar bekliyor. Özellikle yüksek kur ve tırmanma trendindeki enflasyonun reasürans anlaşmalarında Türk şirketlerini zorlayacak gibi görünüyor.