Geriye gidiş

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Deprem felaketi, Türkiye'nin zaten içinde bulunduğu ekonomik krizi büyük ölçüde derinleştirdi. Ancak tek geriye giden ekonomi olmadı; dış politikadaki müthiş dağınıklık da ortaya çıktı.

İlk örnek ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in Türkiye ziyaretinde somutlaştı. Dışişleri Bakanı olduğu 2021'den bu yana Türkiye'yi hiç ziyaret etmeyen Blinken, depremi bahane ederek geldi. Hem deprem bölgesinde mevkidaşı Çavuşoğlu ile birlikte incelemelerde bulundu, hem de Ankara'ya gelip resmi görüşmeler yaptı.

BLINKEN'LA HEYETLERARASI GÖRÜŞME İÇİN İLGİNÇ MEKAN SEÇİMİ

Gariplik, Ankara'daki görüşmeler sırasında ortaya çıktı. Başkanlığını Çavuşoğlu ve Blinken'ın yaptığı Türkiye-ABD heyetlerarası görüşmeleri yapılması gereken Dışişleri Bakanlığı'nda değil, Cumhurbaşkanlığı'nda gerçekleşti. Eğer Blinken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de Cumhurbaşkanlığı'nda bir araya gelmiş olsaydı, belki de "zaman kısıtı" gibi neden ortaya koyulabilirdi. Ancak Çavuşoğlu ile görüşmesini Cumhurbaşkanlığı'nda yapan Amerikan Dışişleri Bakanı, Erdoğan tarafından havaalanında kabul edildi.

Ankara'daki Dışişleri Bakanlığı binası eğer depremde zarar görmedi ise, Blinken için yapılan bu özel muamelenin bir anlamı olmalı. Belki de Amerikan Dışişleri Bakanı'na, fırsat bu fırsattır deyip, daha önce görmediği Cumhurbaşkanlığı binasını göstermek istemiş olabilirler. Erdoğan'ın daha önce söylediği "itibardan tasarruf olmaz" sözü de düşünüldüğünde, depremin sadece 11 ili değil, hükümetin yönetim kabiliyetini de yıktığı bu dönemde,  AK Parti iktidarının kendince itibar sağlayacak her unsuru kullanmak istemesi akla yakın.

BIDEN YİNE GELMEDİ

Ankara'da iktidar cenahındaki bir başka beklenti ise, Başkan Biden'ın depremi bahane edip, arasının soğuk olduğu AK Parti hükümetine bir jest yapması idi. Tam da deprem haftasında Biden'ın Avrupa'ya yaptığı gezi, özellikle Saray'daki umutları arttırmış olmalı. Ancak Biden, 1999 depreminde seleflerinden Bill Clinton'un yaptığını yapmadı. Önce Ukrayna'ya gitti, ardından Polonya'da bir toplantıya katılıp, Türkiye'yi es geçerek ülkesine döndü.

Biden'ın Polonya'da katıldığı toplantı da bugüne kadar soğuk durduğu Ankara'daki AK Parti hükümetinde kaşların kalkmasına yol açacak nitelikteydi; ABD Başkanı, NATO'nun Doğu kanadını oluşturan 9 ülke lideri ile biraraya geldi. NATO'nun güneydoğusunda 71 yıldır bir kale gibi duran Türkiye'nin lideri bu toplantıya davetli değildi. Üstelik Biden'ın Polonya'da katıldığı toplantının Türkiye'nin NATO'ya üyeliğinin 71.yıldönümü haftasına denk gelmesi de durumu iyice garip hale getirdi. Erdoğan NATO üyeliğinin yıldönümü nedeniyle kutlama mesajı yayınlarken, Ankara'daki mevcut hükümetin, kendi dış politika hataları nedeniyle ne kadar yalnız kaldığının somut göstergesi gibiydi o Türkiye'siz o toplantı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun durup durup depremde Türkiye'ye yardıma gelen ülke sayısını açıklaması, belki de bu uluslararası siyasi yalnızlığı, insani yardım ile örtme çabasıdır, kim bilir?

SURİYE'DE DURUM FARKLI

Depremin vurduğu Türkiye'de iktidar siyasi yalnızlığını iliklerine kadar hissederken, felaketin yaşandığı diğer ülke Suriye'de ise durum çok farklı gelişti. İç savaş nedeniyle dışlanmış durumdaki Esad yönetimi deprem diplomasisi ile adeta "küllerinden doğdu". Önce iç savaşın başından beri Suriye'ye hiç gitmemiş Ürdün Dışişleri Bakanı'nı ağırladı Esad yönetimi. Ardından pazar günü de Arap Birliği parlamentolarını temsilsen Arap ülkelerinden parlamenterler resmen ziyaret etti Şam'ı. Deprem yardımı taşıyan Suudi uçaklarının Şam havaalanına inip inip kalkmaları, Avrupa Birliği'nin bile Esad yönetimine doğrudan yardım göndermesi, rejimin yeniden meşru hale gelmesinin ilk adımları gibiydi. ABD hala Esad'a karşı soğuk dururken, yakın müttefikleri BAE ve Ürdün'ün Şam-Washington hattında arabuluculuğa soyunması da kayda değer gelişmeler elbette.

Bu tablonun özeti şu;

Sadece Türk vatandaşları değil, tüm dünya da Türkiye'deki seçimi bekliyor. Seçim sonrası ise hem ekonomi, hem de dış politika açısından çok hareketli günler kapıda. Üstelik ilk harekete geçen tarafın da Avrupa Birliği olacağının tüm işaretleri mevcut. Bunun ayrıntıları da bir sonraki yazıda...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024