“Geri dönüşüm sektöründe belirsizlik devam ediyor..”

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI

Ömer Karadeniz plastik sektörünün duayenlerinden…

İSO Meclis Üyesi / Plastik Hammaddeleri ve Plastik Enjeksiyon Mamulleri Sanayi Meslek Komitesi Başkanı, PAGDER üyesi, plastik sektörünün çatı kuruluşu Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı da başarıyla sürdürüyor.

Başkan Ömer Karadeniz ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’nın yayımladığı atık ithalatı düzenlemeleri ve bu düzenlemelerin sektöre etkileri hakkında konuşma olanağını bulduk. Düzenlemeler sonrası atık ithalatında belirsizliğin devam ettiğini belirten Karadeniz, “Son düzenlemeler neticesinde atık ithalatına izin verilmiş gibi gözüküyor olsa da işletmeler mevzuatta yer alan detaylar sebebiyle halen ithalat yapamıyor ve bu sebeple birçok tesis üretimini durdurmuş durumda. Sektörün önünün açılması için mevzuatta yer alan pürüzlerin mutlak suretle düzeltilmesi gerekiyor” diyor.

Bakanlıkların yaklaşımı arasında farklılık var

Ticaret Bakanlığı’nın yapılan ikili görüşmeler neticesinde etkin denetimle atık ithalatı serbestisi yaklaşımını benimsediğini ve bu kapsamda polietilen hurda ithalatını serbest bıraktığının altını çizen Ömer Karadeniz, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise atık ithalat izni alacak işletmelere ısıl işlem şartı getirdi ki bu bizim de savunduğumuz bir yaklaşım.

Fakat asıl sorun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayımlamış olduğu ve halen yürürlükte olan 18 Mayıs 2021 tarihli genelgeden kaynaklanıyor.

Söz konusu genelge kapsamında, ithal edilen atıkların içerisinde %1’den fazla yabancı madde bulunması durumunda ürünü ithal eden işletmenin atık ithalat izin belgesi iptal ediliyor, 5 yıl boyunca atık ithalat izin belgesi alamıyor ve işletmenin yıllık kapasitesi üzerinden vermiş olduğu teminat Bakanlık Döner Sermaye İşletmesi hesabına gelir olarak kaydediliyor.

Bu mevcut şartların olduğu bir ortamda herhangi bir işletmenin atık ithalatı gerçekleştirmesi mümkün değildir.

Bakanlıkların konuya yaklaşımı arasındaki bu fark ortadaki belirsiz durumu daha da arttırmakta.

Geri dönüşüm sanayicimizin istediği ise ithalatın amasız-fakatsız serbest bırakılması ve kamunun etkin bir denetimle sistemi regüle etmesidir” dedi.

Geri dönüşüm hammadde ihtiyacımız her geçen gün artacak

Avrupa Birliği’nin hayata geçirmekte olduğu düzenlemeler sebebiyle bu bölgeye yapılacak ihracatlarda geri dönüştürülmüş hammadde talebinin her geçen yıl artacağını belirten Karadeniz, “Plastik sektörümüzün ana ihracat pazarı olan Avrupa’yla ticaretini sürdürebilmesi için geri dönüşümden elde edilen hammaddeye olan ihtiyacı düzenli olarak artmaya devam edecek. Eğer bu hammaddeye erişemezse ihracatının da sert bir şekilde düşebileceğini öngörmemiz gerekiyor. Mevcut konjonktürde geri dönüşüm sektörünün ihtiyaç duyduğu miktarda plastik atığı yurtiçi kaynaklarla temin etmesi mümkün gözükmüyor.

Zira yurtiçinde çıkan plastik atığı geri dönüşüme uygun malzeme haline getirecek bir ayrıştırma sistemine sahip değiliz. Gelecek perspektifini de gözden kaçırmadan geri dönüşüm sektörümüzü mutlak suretle desteklemeliyiz.

 Zira geri dönüşüm sektörü hammadde üreticisi bir sektör olması hasebiyle çok sayıda sektörle etkileşim halinde. Ülkemiz plastik geri dönüşüm sektöründe üretimin durması ya da çarkların aksaması inşaat, tarım, otomotiv başta olmak üzere çok sayıda sektörde üretimin aksamasına ve maliyetlerin artmasına sebep olmaktadır” dedi.

Kaynağında ayrıştırma sistemi kurulmalı

Orta ve uzun vadede ise geri dönüşüm sektörüne yurtiçinden kaliteli ve sürdürülebilir atık sağlayabilecek sistemlerin kurulması gerektiğini belirten PLASFED Başkanı, “2022 yılında hayata geçirilecek olan depozito sistemini bu yolda atılmış çok doğru bir adım olarak görüyoruz. Lakin bunun bir başlangıç adımı olduğunu ve ilk aşamada sadece tek bir plastik türüne yönelik olduğunu da gözden kaçırmamak gerekiyor. Avrupa ülkelerinde çok uzun yıllardır uygulanmakta olan kaynağında ayrıştırma yöntemleriyle desteklenmediği sürece depozito sistemini her sorunu çözecek bir sihirli değnek gibi de görmemek gerekiyor” dedi.

“Özellikle organik atık ile ambalaj atıklarının evlerde ayrıştırılması ve buna uyumlu şekilde toplanması adına kamuya ve belediyelere büyük görev düşüyor” diyerek sözlerine devam eden Ömer Karadeniz, “özellikle anaokulu ve ilkokul düzeyinde verilen eğitimlerle de bu durum desteklenirse orta vadede sağlıklı bir kaynağında ayrıştırma sistemi kurmamız mümkün olacaktır.

Bu sayede geri dönüşüm sektörümüz sadece daha sürdürülebilir bir kaynağa kavuşmuş olmayacak aynı zamanda küresel şoklara karşıda daha dirençli hale gelecektir” dedi.

Ömer beyin Plastik sektörünü ve bileşenlerini ilgilendiren konuda verdiği bilgiler özetle bunlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar