Geniş risk fiyatlaması
Global piyasa fiyatlamaları açısından uzun bir aranın ardından ilk kez her şeyin aynı anda satış gördüğü günlere tanıklık ettiğimiz bir süreçten geçiyoruz. Söz konusu eğilimin değişmez kritik rolünü ise bir kez daha Amerikan dolarına olan yönelim üstleniyor. Kabahatin kimde olduğu kısmı biraz tartışmalı. Bizim değerlendirmemiz, süreçte Fed’in de ama isteyerek ama istemeyerek parmağı olduğu yönünde. En azından başlangıç kısmında.
Risk algılamasındaki bozulmanın bugünlerdeki belirleyicisi küresel resesyon endişeleri üzerinden şekilleniyor. Çin’de bir kez daha yüksek sesle konuşulan Covid-19 pandemisi, mücadele kapsamında belirlenen sıfır vaka yaklaşımı ve kapanmaların ekonomi üzerindeki etkileri başta bölge ekonomileri olmak üzere ciddi anlamda aşağı yönlü baskının oluşmasına zemin hazırlıyor. Çin’deki muhtemel ekonomik problemlerin ticaret kanalı üzerinden etkileyeceği en önemli kısım ise tartışmasız yaşlı kıta AB olacağından değerlendirmenin ileri ucu bir şekilde Türkiye ekonomisinin de konuşulmasına neden oluyor. Çin-AB arasındaki ticaret kanalının diğer ve bizim açımızdan en önemli ayağı ise ihracat kanalı üzerinde yaratabileceği potansiyel negatif baskı. Üstelik bu konu üzerine düşünürken artık başka bir problem başlığımız daha var: Ortak para birimi EUR’daki ciddi boyutlara ulaşan değer kaybı. Dolar endeksinin yıl başlangıcından bu yana %9’un hemen üzerindeki değer kazancına karşı EUR cephesindeki zayıflık şu an için %8’li seviyelerde ve Fed ile ECB arasındaki faiz makasının açılması ile başlayan olumsuz sürece artık olumsuz anlamda bir diğer katkıyı da Çin kaynaklı muhtemel makro zayıflık sağlıyor.
Tüm bunları konuştuğumuz aşamada swap piyasaları cephesindeki eğilimlere baktığımızda önemli bir farklılaşma ile karşılaşmadığımızı belirtmek gerekiyor. Piyasa işlemcileri hali hazırda Fed’in 50bp faiz patikasında ilerleyeceği fikrini canlı tutuyor. Keza gelen son mesajların da etkisiyle –özellikle Başkan Lagarde’ın Slovenya yönlendirmeleri dikkate alındığında- Avrupa’daki ilk faiz artırımı sürecinin de yaz aylarında, kuvvetle ihtimal Temmuz’da başlayacağı beklentisi giderek kuvvetleniyor. Neden? Zira en önemli belirleyici konumundaki enflasyon görünümünde önemli bir değişim aşağı yönde yok. Aksine, arz-talep zinciri kaynaklı bozulma ve önemli girdilerin başında gelen gıda kaynaklı fiyatlama davranışı bozuklukları tüm hızıyla devam ediyor. Net/net ekonomik ivmedeki potansiyel kayıp riskine karşı global merkez bankaları istemeyerek de olsa borçlanma maliyetlerini artırmak zorunda kaldıkları tatsız bir döngüye giriş aşamasındalar.
Bu esnada küresel finansal sistem açısından –her ne kadar göz ardı edilmesi için her türlü çaba sergilenmiş olsa da- önemli bir risk unsuru olan kripto varlıklardaki ciddi çalkantı ile yüz yüze gelinmesi durumu oluştu. Merkez bankalarının savunmak adına her türlü girişimi devreye aldıkları FX pegleri döneminde kripto varlıklardaki güçlü görünen güçsüz barajların kısa sürede su kaçırmaya başladıkları gerçeği belirdi. Hal böyle olunca da geçtiğimiz haftanın genelinde tüm varlıkların aynı anda satış baskısı ile karşılaştığı tablo oluştu. Henüz tahribatın boyutu tam olarak bilinmiyor. Elbette bir takım rakamlar üzerinden değerlendirmeler mümkün olsa da yatırımcıların kayda değer kısmı kısa sürede ciddi getiriler elde etmek için uzun bir süredir bahse konu piyasalarda işlem yapıyorlar ve bu işlemlerin fonlamaları finansal sistem içerisindeki farklı kanallar üzerinden gerçekleşmekte. Yani, yarın dağın diğer kısmında yüksek ve endişe verici bir yük ile karşılaşma riskini azaltmak adına artık regülasyonların düne kıyasla ciddiyetle devreye alınması zarureti bir kez daha kendisini hatırlatmış oldu. Kızmak, güvenmek yok. Doğruya doğru.
Peki, hikayenin hangi kısmındayız? Piyasa fiyatlamalarında yüksek volatilite ortamının kısa sürede devre dışı kalmasını beklemek en büyük hata olur. Denge arayışı ve hikayenin ne noktaya doğru kayma gösterdiğini anlama çabaları biraz daha devam edecektir. Henüz resesyon riskinin boyutu ve zamanlaması konularında uzlaşı yok. Özellikle de ABD kısmı ve artmaya başlayan negatif beklentileri not etmekte fayda var. Üstelik bizim eleştirilerimiz saklı olmak kaydıyla, Fed faiz artırımları yavaş kalsa da.