“Gençlerin geleceğe dair umutları yok. Destek olmak gerekiyor"

Fatoş KARAHASAN
Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler

Bu çağrı, sanatçı Mehmet Sinan Kuran’a ait. Uzun bir süredir gençlerle birlikte çalışan ve onların enerjisinden beslendiğini söyleyen sanatçıyla, Bodrum The Marmara ‘da açılan Synonyms (Eşanlamlılar- Anlamdaşlar) sergisi sonrasında bir söyleşi yaptık.

“Gençlerin ortak özelliği ürkeklikleri, ama çok samimiler. Dışarıdan gelen destek ve takdir az. Pek para da kazanamıyorlar ancak satmasalar da üretmeye devam ediyorlar. Çok cesurlar.” diyen Kuran sanat dünyasının gençlere uzak durduğuna ve bunun değişmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

40 genç sanatçı 80 eser

Collectable Art&Design, Dr. Gizem Pamukçu ve Hülya Şekercioğlu iş birliğiyle hazırlanan “Synonyms” sergisi, The Marmara Bodrum’un sanata verdiği destek ile 17 Eylül’de sanatseverlerle buluştu.

The Marmara Bodrum’da, Mehmet Sinan Kuran’ın ve 40 farklı genç sanatçının toplamda 80’e yakın çizim, resim ve heykel gibi formlarda eserleri sergileniyor. 10 Ekim’e kadar açık olacak sergiyi düzenleyenler eserleri şu cümlelerle tanımlıyorlar:

“Bir olma halini, doğayla, dünyayla eş olma halini gördüğümüzde, anlamdaşlığımızı keşfettiğimizde ustaların gençlerden, insanın başka canlılardan bir farkı olmadığını anlıyoruz. Sadece bütünü oluşturan anlamdaş parçalar olarak destek olma, paylaşma, yardımlaşma ile büyüyoruz.”

Synonyms, ustaların genç sanatçılara uzattığı elin, aynı zamanda genç sanatçıların ustalara uzattığı bir ele dönüşebileceğini vurgularken, bu karşılıklı alışverişin ve paylaşımın ortaya çıkardığı gelişimi, güzelliği ortaya koyuyor, anlamdaşlığın getirdiği eşitliği ve paydaşlığı işaret ediyor.

Sanatçılar: Mehmet Sinan Kuran, Ahmet Ağıllı, Aybala Yalçın, Ayşe Sultan Babayiğit, Berke Uysal, Büşra Kölmük, Cansu Tanpolat, Ceren İren, Cins, Deniz Derin Akıncı, Deniz Zor, Doğan Demir, Doğukan Çiğdem, Ece Gauer, Erin İlkcan Aslan, Esin Çayır, Ghazal Bagheri, Gizem Özçelik, Hatice Çiçek, Mahmut Cila, Medet Çam, Mert Çıkılmazkaya, Mr. Hure, Muzaffer Tuncer, Negar Khorramnik, Nihat Sarıibrahimoğlu, Okan Ünal, Sena Gündüz, Sinem Ören, Süleyman Engin, Tarık Küntay Evren, Taylan Demirbirler, Tuba Geçgel, Tuğçe Akış, Tuğçe Ayaz

Gençler karamsar

“Synonyms” deki genç sanatçıların eserlerinde genel bir karamsarlık gözlemledim. Genç sanatçıların “Evde Kal”; “Kapa Çeneni”; “Hibrit” benzeri isimlerle yansıttıkları duygularda doğaya özlem ve içe kapanma isteği dikkatimi çekti.

Sergi hakkında konuştuğum Mehmet Sinan Kuran gençlerin geleceğe dair umutlarının kalmadığının altını çizerek şunları söyledi:

 “Aileler çocuklara ev, araba, para bırakmaya çalışıyorlar. Gençlerin diploması, parası olsa bile yaşayabilecekleri bir dünya bırakmıyoruz onlara. Gençler şirketlerin deneme tahtası olduklarının farkındalar. Genç sanatçıların malzeme alacak, kira ödeyecek paraları yok. Sanat dünyası onlara yer açmıyor. ”

Synonyms sergisinde eserleri olan genç sanatçıları hayal güçleri, yenilikçi ve yaratıcı yaklaşımları için kutluyorum. Galerileri, sanat ve iş dünyasını da gençlere destek vermeye çağıran Mehmet Sinan Kuran’a kulak vermelerini diliyorum.

 

Anadolu Efes’in “Çevre, Sosyal Etki, Kapsayıcılık ve Fırsat Eşitliğine” yatırımları sürüyor

2010 yılından bu yana sürdürülebilirlik yol haritasını şeffaflıkla kamuoyuyla paylaşan Anadolu Efes, 2020 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. Anadolu Efes Türkiye, Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Gürcistan ve Moldova operasyonlarını kapsayan raporda 2020 performansının yanı sıra, 2030 sürdürülebilirlik hedeflerini de duyurdu.

 Anadolu Efes CEO’su Can Çaka’nın düzenlenen basın buluşmasında paylaştığı bu hedefleri kısaca şöyle özetleyebiliriz:

  • 2030’a kadar operasyonlarda net sıfır salıma ulaşmak.
  • Kuruluşun “Sıfır atık” bir organizasyon olduğunun belgelenmesi.
  • Kadın çalışan orannıın %30’dan %50 +1’e çıkarılması.
  • Tarıma, girişimcilik ekosistemine, spora, kültür sanata, yerel kalkınmaya ve kadının güçlenmesine yönelik yatırımlarıın sürdürülmesi.
  • Genç girişimcilere ve girişimcilik ekosistemine destek vermeye devam edilmesi.

Sorunlar kaygı verici boyuta ulaşıyor, tüketici beklentileri değişiyor

Anadolu Efes’in basın buluşmasında konuşan FutureBright Grubu Kurucu Ortağı Akan Abdula genel trendler hakkında çok aydınlatıcı bir sunum yaptı. “Tüketiciler, dünyaya karşı daha sorumlu olmak adına tüketim alışkanlıklarını gözden geçiriyor. Gelişmiş ülkelerde tüketici, uzun yıllardır dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için sürdürülebilir ve çevre dostu ürünler talep ediyor. Sürdürülebilirlik artık sadece üründe arzu ettikleri bir özellik veya bir katma değer özellik değil. Bu pazarlarda giderek daha fazla tüketici için sürdürülebilirlik satın almanın bir ön koşulu haline gelmiş durumda.” diyen Abdula şu bilgileri paylaştı:

  • Euromonitor çalışmalarına göre ”Gelişmiş ülkelerde ürünlerini satın aldığım şirketlerin çevreyi korumak için çalışmasını beklerim” ifadesine katılanların oranı %83’e ulaşmış durumda.
  • Türkiye’de bu oran Covid öncesi sadece %6 idi. COVID ile birlikte sürdürülebilirlik halkın gündemine çok hızlı girdi ve ilgi bir anda %48’lere çıktı.
  • Halkımız için sürdürülebilirlik, en öncelikle vatanın kendine yetmesi demek. Vatanın kendin yetmesi de tarım ve üretim gibi kavramlardan ibaret. Bu kavramlar artık önemli birer tansiyon haline gelmiş durumda.
  • Türkiye’de sürdürülebilirlik konusunda en çok endişeli olanlar 45-54 yaş grubu.
  • Kadınlar erkeklerden sürdürülebilirlik neredeyse iki kat daha endişeli.
  • İlk defa C2 (%50) sosyo-ekonomik grubu, sürdürülebilirlik kaygısında AB ve C1 gelir gruplarını geçti.
  • Sürdürülebilir olmayan her şey C2’nin hayatını kavram olarak değil, sonuç olarak etkiliyor. Yangın oluyor, o evini kaybediyor. Su baskını oluyor, o evini kaybediyor.
  • İzmir sürdürülebilirlik konusunda farkındalığı en yüksek şehir. Bu şehirde oran %55’lere ulaşıyor.
  • Tarım sürdürülebilirlikte en önemli başlıklarımızdan biri. Dünya ve ülkemiz çok hızlı şekilde kentleşmeye devam ediyor.
  • 2050 itibariyle, dünyada her 2/3 kişi kentlerde yaşayacak.
  • Türkiye’de de durum farklı değil. Bugün büyük şehirlerde yaşayan her 10 kişiden yalnızca 1’i burada doğmuş olsa da nüfusun yarısı orada yaşıyor. Kentleşmenin, sürdürülebilir tarım üzerinde etkisi yüksek. Son 10 yılda kentleşme ve iç göç sonucu, çiftçi sayımız %38 azaldı ve tarım alanlarımız %15 küçüldü.
  • Bu iç göç hızı devam ederse, 2040’a kadar Türkiye’nin ekonomisini yönlendiren, nüfusunun çoğuna ev sahipliği yapan ve geleceği belirleyen 15 civarında mega şehri olacak.
  • Tahminen bu 15 Mega şehirde nüfusumuzun %70’i yaşayacak.
  • Ayrıca bu oluşacak 15 mega şehir ekonomisini sürdürülebilir şekilde yönetmemiz şart çünkü mega şehir yüksek emisyon demek. Mesela Londra’nın emisyonu, Birleşik Krallığın 2 katı.
  • Bugün dünya çapında mega şehirlerin atıklarını yönetmek 300 milyar dolara mal oluyor. 2030 yılında bu rakam 500 milyar dolar olacak. Bu orta gelirli ülkeler için çok yüksek bir maliyet.
  • Mega şehirler dünya enerjisinin %80’ni tüketecek ve su ihtiyacını 2030 itibariyle dünyada %25 artıracak.

Kent tarihine sahip çıkarak deneyim sunmak

Geçtiğimiz günlerde çok özel bir binayı ziyaret ettim. Galata’da tarihe tanıklık etmiş bu binada yüzlerce yıllık duvarlar, avlular, balkonlarla eşsiz bir ortam mevcut. 19. yüzyılda bir Fransız okuluna ev sahipliği yapmış olan Ecole St. Pierre Hotel ziyaretçilere İstanbul’un betona direnen insani boyutunu yaşama imkanı sunuyor.

Ecole St. Pierre Hotel 443 yılında Cenevizliler tarafından yapılan surların kalıntıları, neo-klasik ve neo-barok detayları ile büyüleyici bir atmosfere sahip.. Butik lüks konseptiyle otel, 20-60 metrekare arasında, avlu manzaralı ve geniş teraslı süitler olarak değişiklik gösteren 17 odaya sahip. Tarihi binanın içinde ve avlusunda, İtalyan lezzetleri sunan Il Cortile Ristorante Pizzeria hizmet veriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar