Gemlik’e doğru denizi göreceksin, sakın şaşırma!
Orhan Veli böyle diyor. Dün Merkez Bankası kararını açıkladığı saatlerde, Gemlik yöresinden geçerken zaten orada tabelada yazan Orhan Veli’nin başlıktaki mısraı aklıma geldi. Merkez’in faiz molası ardından PPK politika metnindeki enflasyon vurgusuna, şairane bir yorum getireyim dedim.
Sahi, ne diyordu Merkez’in enflasyon vurgusu; “Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme sayesinde aylık enflasyonun ana eğilimi düşecek ve dezenflasyon 2024’ün ikinci yarısında karşımıza çıkacak.” İyi de bu nasıl olacak? Gemlik bize nasıl görünecek?
Doğrudur, enflasyon düşecek, Gemlik’e doğru deniz görünecek. Zaten görünmeli de. Zira coğrafyası bunu emrediyor. Enflasyonun doğası da öyle… Nitekim geçen yıl nice günahlar işledik ki baz etkisi yüzünden bu günahlar endeksten silinince, ister istemez enflasyon, en az 20 puan aşağı çekilecek.
Merkez de zaten bunu diyor; “efendim, ben şu enflasyonla baş edemiyorum, kendi haline bıraktım, nitekim baz etkisi sebebiyle gerileyecek, benden bilmeyin, Gemlik’ten bilin(!)” Gemlik denilen de zaten geçen yaz aylarının çift haneyi zorlayan aylık artışlarının yıllık hesapta endeksi terk edeceğidir.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Enflasyona dair…
Merkez, ana görevinden mi uzaklaşıyor?
Elbette hayır. Ancak faiz yoluyla gideceği yer; şimdilik burası; %50. Arttırsa işe yaramıyor, düşürse döviz zaten zar zor tutuluyor. Kuruluş yasası her ne kadar; “birincil görevin fiyat istikrarını sağlamaktır” dese de bu konuda avara kasnak haline geldiğinden dolayı, işi endekse bırakmış.
Peki, ne kadar düşecek?
Temmuz’da %9,49, Ağustos’ta %9,9 ve Eylül’de %4 puanlık bir düşüş bizi bekliyor. Bu da yaklaşık %75 civarı bir düzey demektir. Neticede 20-25 puanlık gerileme beklenebilir. Zaten TÜİK de yardımcı olur bu inişe… Enflasyon düşer de kendi kendine düşüş olacak. Baz geçer, yaz geçer, güz gelince gör sen.
not - NELER YAPMADIK ŞU VATAN İÇİN, KİMİMİZ ÖLDÜK KİMİMİZ NUTUK SÖYLEDİK
Orhan Veli’den başladık, onunla devam edelim. Şair, vatan için neler neler yaptığımızdan bahisle, kimileri öldüğünden kimileri de nutuk söylediğinden söz eder. Sahi biz de neler neler yaptık şu enflasyon için; kimimiz onu besledik, değirmenine su taşıdık, kimimiz de süründük hatta öldük. Faiz silahı artık enflasyonla mücadelede etkinliğini yitirmişse, Merkez’in “tek kişilik dev kadro” duruşunun anlamı kalmadı demektir. Faiz silahını, iş işten geçtikten sonra kullandı, bağımsızlık kartını ekonomiyi krize soktuktan sonra hatırladı. Para bastı, kredi dağıttı, parayı sıktı, işe yaramadı.
Bizler enflasyonun düşeceğine dair yönetime güven beslemediğim sürece, Merkez, ağzıyla kuş tutsa dahi, piyasalar üzerinde fazlaca bir etki ve güven oluşturmayacaktır. “Zoru kolay kılacak bilimdir, yoksa cehalet her kolayı zor eder” der atalarımız. Zor zamanlarda dümeni endekse bıraktık zaten. Ve son bir soru daha: Gerçek çözüm ne olacak? Cevap, gözlerimizi kamaştıran, ama ulaşılması için bilge bir kaptana ihtiyaç duyan finansal hazineye ulaşmakta yatıyor. Nasıl mı? Herkesin kemer sıkma zamanı geldi çattı. Merkez de enflasyondaki inişi sonbaharın yaprak dökümü zamanına terk etti. Bu kutsal perşembe ayinleri, söylenen dualar, atılan adımlar, belki de bir başlangıçtır. Ama unutmayın, her başlangıcın kendine has bir güzelliği, her güzelliğin de sabır ve akıl gerektiren bir yolculuğu vardır. Ama hatırlatırım; enflasyon, olgunlaşınca kendiliğinden düşecek bir armut değildir.