Geliyor gelmekte olan: Enflasyon Muhasebesi

Numan Emre ERGİN
Numan Emre ERGİN PERSPEKTİF

90’lı yıllarda akîl baliğ olanlar Türkiye’de iki şeyin patlama yaptığını hatırlayacaktır. İlki Türk pop müziği, ikincisi de enflasyon. %70-80 oranlarındaki enflasyonun normal karşılandığı o yıllarda yüksek enflasyonun suçlusu da bulunmuştu: Enflasyon Canavarı. 2001 yılındaki ekonomik krizden sonra uygulanan ekonomi politikalarının ertesinde inişe geçen enflasyonun yeniden çift haneli rakamlara yükseldiğini ve her geçen gün ivmesini artırdığını görmekteyiz. Maalesef ekonomik görünümde 90’lı yıllara dönüş yaşamaktayız. Bu durumun suçlusu tabii ki “Canavar”dan başkası değil!

Enflasyonun neden olduğu çok sayıda olumsuzluktan birisi de işletmelerin mali tablolarında neden olduğu tahribattır. Zira işletmelerin bilançosundaki varlıklar genellikle tarihi değerler üzerinden gösterildiğinden enflasyon bilançolarda erimeye neden olur. Diğer taraftan, fiyatlar nominal bazda arttığından gelir tablosundaki satış ve kar rakamları şişer ve şirketler sırf bu enflasyon nedeniyle daha fazla vergi ödemek durumunda kalırlar. Neden olduğu birçok olumsuzluk nedeniyle yüksek enflasyon istenen bir durum değildir ve ciddi mücadeleyi gerektirir. Bu mücadele temel olarak merkez bankasının görevidir. Merkez bankasının uygulayacağı para politikası, uygulanacak maliye politikası ile desteklenmelidir.

Enflasyona ilişkin bu girişten sonra konunun vergiyi ilgilendiren kısmına gireceğim. Birkaç hafta önce kaleme aldığım “Enflasyon ve Vergi (Enflasyon Düzeltmesi vs. Yeniden Değerleme) başlıklı yazıda[1], enflasyonun vergi uygulamalarında neden olduğu iki etkiden söz etmiştim. Bunlardan ilki yeniden değerleme oranı, diğeri ise bilançodaki kalemlerin güncellenmesine yönelik yeniden değerleme uygulaması ile enflasyon düzeltmesi idi. 2003 yılında hayatımıza giren enflasyon düzeltmesi sadece 2004 yılında uygulanmış, daha sonra enflasyon düşünce şartlar oluşmadığı için rafa kalkmıştı. Diğer taraftan enflasyon hayatımızda kalmaya devam ettiğinden iki defa yeniden değerleme yapılmasına imkan tanınmış, en son da enflasyon düzeltmesinin yapılmadığı yıllarda yeniden değerleme imkanı kalıcı hale getirilmişti.

Enflasyon düzeltmesi, Vergi Usul Kanunu (VUK)’nun mükerrer 298. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme uyarınca, kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri fiyat endeksindeki (Yİ-ÜFE) artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan hesap döneminde % 10'dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon düzeltmesine tâbi tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması, her iki şartın birlikte gerçekleşmemesi halinde sona erer. Cumhurbaşkanı %100 oranını %35'e kadar indirmeye veya tekrar kanunî seviyesine kadar yükseltmeye, %10 oranını ise %25'e kadar çıkarmaya veya tekrar kanunî seviyesine kadar indirmeye yetkilidir.

Görüldüğü üzere, literatürde “enflasyon muhasebesi” olarak kullanılan enflasyon düzeltmesinin uygulanması için iki şartın birlikte sağlanması gerekmektedir: Yİ-ÜFE artış oranının 1) son üç hesap döneminde (son 36 ay) %100, 2) son 12 aylık dönemde ise %10’dan (Cumhurbaşkanı oranı artırırsa %25) fazla olması.

TÜİK’in Kasım-2021 dönemine ilişkin olarak açıkladığı Yİ-ÜFE rakamları 2021 yılında enflasyon düzeltmesi uygulanacağını ufukta göstermiştir. TÜİK’in açıkladığı rakamlar aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

 

 

Yİ-ÜFE değeri

Kasım-2021 Artış Oranı

Aralık 2018

422.94

%103

Aralık 2020

568.27

%51

Kasım-2021

858.43

 

 

Yukarıdaki verilerden görüldüğü üzere, Kasım-2021 itibariyle 2021 yılı için enflasyon düzeltmesinin her iki şartı da sağlanmış durumdadır. Bu durumda, enflasyon Aralık ayında mucizevi bir şekilde düşmezse (negatife dönmezse) veya sihirli bir el Aralık ayındaki enflasyon oranını negatife çevirmezse 2021 yılında enflasyon düzeltmesi uygulanacaktır.

Bu durumda akla ilk gelen soru, 7326 sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamında taşınmazlarını ve amortismana tabi iktisadi kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutup değer artışı üzerinden %2 vergi ödeyenlerin ödedikleri bu vergilerin ne olacağıdır. 2021 yılı sonunda enflasyon düzeltmesi yapılacak olması nedeniyle, 7326 sayılı Kanunla yapılmış olan yeniden değerlemenin bir anlamı kalmamıştır. Zira enflasyon düzeltmesi yapılmasıyla birlikte bilançodaki parasal olmayan bütün kalemler Yİ-ÜFE ile endekslenecektir. Bu durumda, 7326 sayılı Kanun kapsamında halihazırda yeniden değerleme yapmış olanlar boşuna %2’lik vergi ödeme durumuna düşmüş bulunmaktadırlar. Yeniden değerlemeden yararlanmak mükellefler açısından bir hak ve ihtiyari olduğundan, ödenmiş olan bu %2’lik verginin yasal bir düzenleme olmadığı sürece iadesi söz konusu olmayacaktır. Ancak mevcut durumda hakkaniyetli olmak adına ödenen bu verginin en azından gelecekte ödenecek vergilerden mahsubuna imkan tanımak gerekir. Diğer taraftan Maliye, “basiretli iş adamı gibi davransaydınız” diyebilir. Bu durumda, ödeme yapanların devlete “bağışlarının” sevabını Allah kabul etsin demekten başka diyecek bir söz bulunmuyor…

Hayatımıza yeniden girecek olan enflasyon düzeltmesinin karmaşık düzenlemelerini hatırlamakta fayda bulunmaktadır. O da artık başka bir yazıya… 

Sözün özü: Az gittik, uz gittik; dere tepe düz gittik. Çayır çimen geçerek, lale, sümbül biçerek, altı ayla bir güzde, bir arpa boyu yol gittik.

[1] https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/enflasyon-ve-vergi-enflasyon-duzeltmesi-vs-yeniden-degerleme/639003

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar