"Geleceğe yatırımın yolu dijital dönüşüm"
Veri için dijital çağın en değerli emtiası demek yanlış olmaz. Global rekabette söz sahibi olmanın anahtarı, elimizdeki veriyi doğru yönetmekten geçiyor.
“Eğer bir şirkette çok fazla telefon ya da e-mail trafiği varsa, o şirkette veri iletişimi kopuk demektir” diyen IFS Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ergin Öztürk, IFS’in herkesin veriye eşit erişimine dayalı bir sistem kurarak, işletmelerin kaynaklarını daha verimli kullanmalarını ve bu sayede daha iyi bir performans, büyüme ve rekabet avantajı yakalamalarını sağladığını ifade ediyor.
1983 yılında İsveç’te kurulan IFS, bugün dünya genelinde 60 ülkede faaliyet gösteren ve şirketlerin dijital dönüşümüne rehberlik eden global bir yazılım şirketi. IFS 2004 yılından bu yana Türkiye pazarında faaliyet gösteriyor ve Ergin Öztürk’ün verdiği bilgilere göre Türkiye’de en fazla kullanılan ikinci global yazılım konumunda. Şirket bundan bir süre önce bir misyon projesi olarak IFS Gelecek Yatırımcıları Platformu’nu hayata geçirdi. Öztürk, IFS Türkiye’nin bu iletişim ve etkileşim platformu aracılığı ile gerçekleştirmek istediği temel hedefi şu sözlerle özetliyor: “Bu platform aracılığı ile vizyoner iş insanlarını bir araya getirmeyi, dijital çağda sürekli değişen ve adaptasyonu şart olan teknolojilerin şirketleri hem dünya sahnesine hem de geleceğe nasıl taşıyacağı konusunda iş insanlarına ilham verebilmeyi ve bu sayede şirketlerin vizyon genişletmelerine destek olmayı amaçlıyoruz.”
Dijital alt yapı çözümleri ile “gelecek mimarlığı” yapan IFS’in, büyümeyi hedefl eyen şirketlerin adeta "sağ kolu” gibi çalıştığını söyleyen Öztürk’e göre, dijital çağda işletmelerin sürdürülebilir olabilmelerinin tek yolu dijital geleceğe adapte olabilmelerinden geçiyor. Öztürk, “Bu dönüşüme ayak uydurmak, ‘olsa iyi olur’ değil, artık bir zorunluk. Fakat, insanlar hızlı ve kolay bir şekilde teknolojik yeniliklere uyum sağlayabilirken, işletmeler için durum o kadar kolay değil” diyor.
Peki bir işletme için dijital dönüşüm ne anlama geliyor? Ne işe yarıyor? Sürdürülebilirlik ile ilişkisi nedir? Çalışanlar dijital dönüşüme hazır mı? Bu dönüşüm global arenada var olmanın olmazsa olmazı mıdır? Bu soruların cevaplarını Ergin Öztürk’den aldık:
Sanılanın aksine dönüşüm direnci patronlardan kaynaklanmıyor
“IFS’in yaptığı bir araştırmaya göre, dünyada uçtan uça tüm süreçlerini entegre etmiş şirketlerin oranı yüzde 7. Bireyler dijital dönüşüme çok daha yatkınlar, fakat şirketler için bu çok daha karmaşık bir süreç. İnsan faktörü, iş kollarının farklılığı ve teknolojik altyapı gibi üç farklı etken var. Çok uluslu şirketlerde bu yapıyı kurmak daha kolay. Türkiye’de ise patron şirketleri ile çalıştığınızda, ürünler çok rekabetçi olsa da, iş süreçlerinde önemli kaçaklar olduğunu görüyorsunuz. Şirketlerin sürdürülebilirliği için dijital dönüşüm çok önemli. Türkiye’de bir şirketin ortalama ömrü 12-13 sene. Oysa, sistemi kurduğunuzda ve insandan bağımsız hale getirdiğinizde, şirketlerin yaşam süresi uzuyor. Dönüşüm sürecinde yaşanan en klasik sorun, alışkanlıklardan vazgeçmek. Sanılanın aksine, patronlar direnç göstermiyor. Asıl direnç daha alt kademelerden geliyor. Oysa, dijital dönüşümün getireceği yeni yetkinlikler ve beceriler asıl çalışanların hayatını olumlu yönde etkileyecek.”
Dijital dönüşüm zor ama zorunlu
“Zeka, beceri ve yaratıcılık işin yüzde 10 ila 20’sini temsil ediyor. Kurduğumuz sistemler, iş süreçlerinde yaşanan kaçakları ve verimsizlikleri ortadan kaldırıyor. IFS olarak 700 şirketin dijital dönüşüm projesinde çalıştık. Dijital dönüşüm zor, ama bir zorunluluk, çünkü gelecekte var olabilmenin yolu bu. Bu dönüşümün adım adım yapılması gerekiyor. En kolay adım, donanım ve network altyapısını hazırlamak. Bir sonraki ve asıl zor olan adım ise, teknolojik iş süreçleri ile insanların bir araya gelmesini sağlamak. Bu süreci tamamladığınızda, dünya standartlarında bir şirket olarak yola devam ediyorsunuz. Her noktadan veri akışını sağladığınızda, kişilerin performansı artık sadece onları yaratıcılığı ile ilgili oluyor. İnsan, iş ve teknoloji üçgeninin ahenkli çalışmasını sağlamak için de, dijital çağın yetkinliklerini geliştirmek gerekiyor. Bir tüm bu süreçte, şirket doktorluğu yapıyoruz. Öncelikle şirketlerin dertlerini dinliyor ve belirliyor ve bu doğrultuda çözüm süreçleri oluşturuyoruz. Şirketlerin dertleri ne kadar kaliteliyse, şirket seviyesi de o kadar yüksek oluyor. Örneğin, muhasebe verilerine ulaşmak da bir dert, yapay zeka algoritması kullanma ihtiyacı da…”
İhracat yapan şirketler dönüşümün öneminin farkında
IFS Türkiye, dünyada büyümeyi ve geleceğe yatırım yapmayı hedefleyen şirketlere işlerini daha hızlı ve verimli yapabilmelerini sağlayacak teknolojik dönüşüm hizmeti sunuyor. “Şirketler tembellik etmemeli, dijital dönüşüm bir şirketin hayatını en fazla etkileyen konu” diyen Ergin Öztürk, Türkiye’de özellikle büyük şirketlerle çalışan firmaların bu dönüşümün farkında olduğuna dikkat çekiyor. Şöyle diyor Öztürk; “Bursa favori ilimiz. Burada çok sayıda otomotiv yan sanayi şirketi var. Bu şirketler dönüşümün ne kadar önemli olduğunun farkındalar, çünkü ihracat yapıyorlar. Sadece iç pazara çalışan şirketler için ise bu dönüşüm daha zor.”