Geleceğe doğru yol alırken Nezih Bey’i anmak, mirasını sürdürmek

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ

Dünya Gazetesi rahmetli Nezih Demirkent’in vizyonuna uygun olarak kazandığı yeni kimliğiyle ilk defa yayınladığı 2 Mart 1981’de Türkiye ekonomisi henüz geçmişinden farklı bir yola girmeye yeni başlamıştı. 24 Ocak 1980 kararları ile o güne kadar izlenen ithal ikamesi odaklı iktisadi gelişme siyaseti terkedilmiş ve ihracata dayalı bir büyüme modeline geçilmişti. Belki de böyle bir değişiklik olmadan bir iktisat gazetesine ihtiyaç dahi yoktu. İthal ikamesinin egemen olduğu dönemde işletmeler ülke içinde ve uluslararası alanda hüküm süren piyasa koşullarını değerlendirerek kararlar almak mecburiyetini hissetmiyorlardı. Teşvikli yatırım kredileri almak, ve gümrük tarifeleri ve kotalarla korunmak için hükümetlerle iyi ilişkiler içinde olmak esastı. İhracata büyümeye geçiş beklenmedik bir hızla gerçekleştirilmek istendi. Ülkenin karşı karşıya bulunduğu iktisadi kriz muvacehesinde belki de başka türlü bir geçiş olanağı da bulunmuyordu. Ancak, bu yeni düzenin ne kurumları ne kanunları ne de kültürü yeterince oluşmuştu. İşte böyle bir ortamda Nezih Bey DÜNYA gazetesini yeni iktisadi düzenin ihtiyaç duyduğu bilgi akışını sağlayan, iktisadi haber ve analizlerin ağırlıklı olduğu bir mahrece dönüştürdü; böylece giderek güçleneceği konusunda kuşku bulunmayan bir ihtiyaca cevap vermeyi öngördü. Bu çabalarını salt metropoliten merkezlerle de sınırlamadı, Türkiye’nin her iliyle, bölgesiyle haberleşme ağları geliştirerek yeni ekonominin ulusal düzeyde entegrasyonuna da katkıda bulundu.

Nezih Bey’in mirasına sahip çıkmak ağır bir sorumluluk gerektiriyor çünkü yapılması gereken aynı onun yaptığı gibi toplumu geleceğe hazırlamakta öncülük rolünü üstlenmek, gelişmeleri önceden kestirmek, kendi alanında onlara öncülük etmek. O zaman geleceğe nasıl hazırlanmamız gerekiyor, bizleri nasıl bir gelecek bekliyor diye sormamız lazım. DÜNYA birkaç alanda birden önemli değişiklikler yaşıyor. İlkin, İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerika’nın kuruluşuna öncülük ettiği siyasi ve iktisadi düzen sarsıntılar geçiriyor. Yerini neyin alacağı, değişimin nasıl gerçekleşeceği, örneğin uluslararası silahlı çatışmalar içerip içermeyeceği, belli değil. Nasıl bir yeni dünya düzeni oluşacak? Biz nasıl bir düzen özlüyoruz? İkinci olarak, doğal kaynakların aşırı kullanımı, çevrenin tahrip olması ve bunlara bağlı olarak iklim koşullarının zorlaması, kapitalist ekonominin sürekli tüketmeyi ve büyümeyi öngören yapısının değiştirilmesini gerektiriyor, bu nasıl yapılacak? Sürekli büyümeyi öngörmeyen bir piyasa ekonomisi oluşturulabilir mi? Önerilecek bir sosyal ekonomi ve siyasal demokrasi birlikte işleyebilirler mi? Üçüncü olarak, dünyada gideren yoğunlaşan gelir farkları gerek toplumların kendi içinde gerek toplumlar arasında uçurumların oluşmasına yol açtı. Bu farklılaşmalar toplumsal ve toplumlararası gerilimlere ve hatta patlamalara yol açmaya aday. Bunlar nasıl giderilecek? Dördüncü olarak, dijitalleşme, otomasyon yeni bir ekonomik yapı oluşturmasını gerektirecek? Bu yapı nasıl oluşacak? Bazen korkularak ifade edildiği gibi, işsizlik kabul edilemeyecek derecede yaygınlaşacak mı? Öyle bir olguyla nasıl baş edeceğiz?

Müsaadenizle listeyi uzatmayayım ama sanıyorum yakın, orta ve uzun gelecekte cevaplamamız gereken başlıca soruları sıraladım. Listeye kolaylıkla yenileri eklenebilir. Nezih Bey’ in bize gösterdiği yolda yürümeye, bize verdiği sorumluluğu yüklenmeye hazır isek, bir yandan günümüzle ilgilenirken, diğer yandan da bizleri geleceğe hazırlayan bir düşünce platformu oluşturmak, böylece geleceğimizin şekillenmesine de katkıda bulunmak sorumluluğunu da kabul etmemiz gerekiyor. Zamanımızın önünde gitmeliyiz. Ancak böylece 41 yıl önce dalgalanmağa başlayan DÜNYA bayrağının dalgalanmaya devam etmesini ve yükselmesini sağlayabiliriz. Nezih Demirkent büyüğümüzü rahmetle anıyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Şerefli yalnızlık 23 Eylül 2024