Geldi çattı 19 Kasım!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bugün toplanacak ve saat 14.00’te yeni faiz kararını açıklayacak. Kamuoyu da günlerdir beklediği ve üstünde tahminler yürüttüğü faiz artışının ne kadar olduğunu öğrenecek.

Tahminlerin hiçbiri “faiz artırılır mı, sabit mi tutulur” seçenekleriyle yapılmadı. Tahminler hep faizin ne kadar artırılacağı üstüneydi.

Merkez Bankası’nın ihaleler dışındaki fonlamada uygulayabileceği en yüksek faiz 14.75. Bu da geç likidite penceresinin faizi. Bir anlamda tavanı gösteren bu faize ulaşıldı. Merkez Bankası’nın 17 Kasım’daki fonlamasında ortalama faiz yüzde 14.72 oldu.

Merkez Bankası bugün halen yüzde 10.25 olan haftalık repo ihale faizini (bu fonlama kanalı politika faizi olarak kabul ediliyor) fiili faizin altında belirlerse 24 Eylül’deki hata tekrarlanmış olur. Politika faizi yüzde 10.25’ten yüzde 14.50’ye bile çıkarılsa fiili faize ulaşılamamış demektir, bu da politika faizinin yine yalnızca adının kaldığı anlamını taşır. Dolayısıyla politika faizini mevcut fonlama maliyetinin üstünde belirlemek gerekiyor. Tabii ki GLP ile devam edilmeyecek ve politika faizine dönülecekse...

Hatırlayan okurlar çıkacaktır; 13 Kasım’da henüz ortalama fonlama maliyetinin yüzde 14.30’larda bulunduğu günlerde 19 Kasım’a kadar yüzde 14.75’e ulaşılacağını belirtmiş ve Merkez Bankası’nın GLP’nin en az 0.25 puan üstüne çıkarak politika faizini yüzde 15 olarak belirlemesinin beklenmesi gerektiğini vurgulamıştık.

Şimdi öyle görünüyor ki yüzde 15 de yeterli olmayacak. Piyasa zaten GLP faizi olan yüzde 14.75’i çoktan satın almış ve bunun etkisiyle kurlar aşağı dönmüştü. Şu aşamada dövizdeki bu geri çekilmeyi kalıcı kılabilmek için faizi biraz daha yukarıda belirleyerek daha kararlı bir mesaj vermek gerekiyor.

Dolayısıyla bugünkü faiz artışının en az 5 puan olması ve böylece politika faizinin yüzde 15.25’e çıkarılması bekleniyor. Hatta bu oranın bile yetersiz olacağını, faizde yüzde 16’ya kadar çıkılabileceğini dile getiren kesimler de var. Yüzde 16, politika faizinin 5.75 puan artırılması demek.

ÖNCEKİ İKİ KARARIN TEKRARI FELAKET OLUR

Önceki iki karardan kastımız 24 Eylül ve 22 Ekim’deki Para Politikası Kurulu toplantılarında benimsenen tutum.

24 Eylül’de politika faizi 2 puan artırılmış ama bu artışla ortalama fonlama maliyetinin yine de altında kalındığı için bu değişikliğin hiçbir önemi olmamıştı.

22 Ekim’de ise politika faizine dokunulmamış, buna karşılık geç likidite penceresinin faizi artırılarak GLP bir anlamda politika faizi haline getirilmişti.

“Siz iktisatçı mısınız?”

Bir grup balonla havalanır, ama ters esen bir rüzgar balonu sürükler. Balondakiler artık nerede olduklarını bilmiyorlardır. Bir ara balon alçalınca aşağıda gördükleri kişiye seslenirler.

“Biz neredeyiz?”

“Havadasınız!”

Ya sabır çeker balondakiler ve aşağıdaki kişiye yeniden sorarlar.

“Peki siz neredesiniz?”

“Yerdeyim!”

Balondakilerden biri dayanamaz.

“Kardeşim sen iktisatçı mısın?”

Hayret eder yerdeki kişi.

“Evet de sen bunu nereden bildin?”

Balondaki cevap verir.

“Nereden olacak, söylediğinin ikisi de doğru da bize bir yararı yok.”

İşte Merkez Bankası 24 Eylül ve 22 Ekim’de biraz da yerdeki iktisatçı gibi oldu. Teoride attığı adımlar doğru gibi görünüyorsa da pratikte hiçbir işe yaramadı.

Daha kötüsü, bu adımlar, işe yaramayacağı biline biline atıldı.

Aynı yerdeki kişinin “Siz balondasınız, ben yerdeyim” demesi gibi...

 BU SEFER DERS ALIR MIYIZ Kİ!

Doğrusu 19 Kasım’a sanki fazla anlam yüklemiş gibiyiz. Çok geriye gitmeye gerek yok. Benzer bir durumu 2018’de de yaşamamış mıydık? Faizi zamanında sembolik de olsa artırmadığımız için yüklü artışa gitmek zorunda kalalı daha iki yıl oldu. 24 Eylül 2018’deki 6.25 puanlık artış, faizi zamanında artırmamanın bir sonucu değil miydi?

Şimdi de benzerini yapmadık mı? Bir ara faizi gereğinden fazla düşürdük, ardından uzunca bir süre artırmamakta direndik ve oranı sabit tuttuk, sonrasında 24 Eylül ve 22 Ekim’de ekonomik anlamda günah işledik ve bugüne geldik.

Dolayısıyla 19 Kasım bir dönüm noktası değil, geçmişin tekrarından ibaret sıradan bir gündür. Umalım, 19 Kasım’ın tekrarını yeniden yaşamak durumunda kalmaz; birkaç yıl sonra bugüne dönüp “19 Kasım öncesinde de bunları yaşamıştık” diye yazmayız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar