Gel de TL’ye güven, “TL’ye güven” diyenlere inan!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Son on yıl, hatta on yıl üç ay... Tasarrufunu döviz cinsinden tutanlar reel olarak kazanç sağlamış, TL'yi tercih edenler ise zarara uğramış.

✔ Demek ki neymiş, dövizi tercih edenin değil, TL'den vazgeçmeyenin eli yanıyormuş...

Kaynak Türkiye İstatistik Kurumu. Veriler, “Bu kadar kısa bir dönemden yola çıkarak sonucu ulaşmak yanıltıcı olur” denilemeyecek kadar uzun bir süreyi kapsıyor. Son on yıldan, hatta on yıl üç aylık bir dönemden söz ediyoruz. Ve bu on yılı aşkın dönem bize şunu söylüyor:

“TL’ye güvenip tasarrufunu TL cinsi tutanın eli yanar!”

TÜİK’in her ay açıkladığı finansal tasarruf araçlarının nominal ve reel getirisine ilişkin verilerden hareketle 2011 yılından bu yana olan dönemin özetini çıkardık. Nominal oranları ve üretici fiyatlarından arındırılmış oranları almadık. Hazırladığımız tabloda mevduat, BİST, dolar, euro, külçe altın ve devlet iç borçlanma senedinin TÜFE artışından arındırılmış yıllık net getirisi yer alıyor. Bu yılın oranları ise üç aylık dönemi kapsıyor.

Tablomuzun ilk bölümünde yıllık reel getirilere yer verdik; ikinci bölümde ise oranları birikimli hale getirdik ve “2010 yılı sonundaki 100 lira, yıl sonları itibarıyla hangi düzeyde oluştu ve nihayetinde bu yılın mart ayı sonunda nereye geldi” sorusuna yanıt aradık.

TL cinsi araçlar mı, aman aman!

Finansal tasarruf araçlarını temel olarak ikiye ayırmak gerek.

Mevduat, hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi olarak TL cinsi araçlar ve dolar, euro ve külçe altın olarak döviz bazlı araçlar...

İşte bu on yıl üç aylık dönemde tercihini TL cinsi araçlardan yana kullananların yüzü gülmemiş.

Tasarrufunu mevduat olarak tutmayı tercih edenler 2010’dan bu yılın mart ayı sonuna kadar ancak enflasyonla aynı düzeyde getiri elde etmiş. On yıl üç ayın net getirisi yalnızca ama yalnızca yüzde 0.69! Yüzde 1 bile değil! Buna getiri denilebilirse...

Hisse senedini tercih edenler bu dönemde 100 liralarının 22 lirasını kaybetmiş, geriye 78 lira kalmış.

Parasını devlete borç verenler ise 16 lira kayba uğramış. 2010 sonundaki 100 lira, geçen ay sonu itibarıyla 84 liraya inmiş.

Dövizi seçen uzun vadede hep kârlı

Döviz cinsi tasarruf araçlarında ve döviz bazlı altında ise uzun vadede ciddi oranda reel getiri oluşuyor.

İşte on yıl üç aylık dönemin bilançosu...

Euro yüzde 58, dolar yüzde 76, altın ise yüzde 116 oranında reel getiri sağlamış.

Dolar ve euro için hesaplanan getiride faiz yok. Bankalar her ne kadar döviz tevdiat hesaplarına pek faiz vermiyorsa da böylesine uzun sayılabilecek dönem boyunca bankada tutulacak döviz az da olsa bir faiz getirisi sağlar. Bu da dikkate alındığında dolar ve euronun reel getirisi bir miktar daha artacaktır.

DÖVİZ EL YAKMIYORMUŞ!

Siyasetçilerimiz de çok söyledi, bazı bürokratlar da, kraldan çok kralcı geçinen kimi akademisyenler de, hatta bazı meslektaşlarımız da...

Dövizle oynayanın eli yanar dediler.

Kısa vadede bu söz konusu olabilirdi tabii ki, olduğu dönemler yaşandı da. Ama uzun döneme bakıyoruz, tam tersi gerçekleşmiş.

Eğer kastedilen kısa dönemli döviz alış satışı değilse uzun dönemde döviz cinsinden tasarruf edenin eli yanmamış, hatta görüyoruz ki tam tersi olmuş.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar