“Geççek” ama nasıl geçecek?
Tunç DİPTAŞ
Tarihin sayfaları sıkıntıları ve problemleri kader olarak görüp şikâyet edenleri değil, onları gelişimin bir parçası olarak özümseyenleri yazar.
Listelerin en üst basamağına hızla tırmanmakla kalmayıp ülkenin gündemine “Geççek” diyerek oturan Tarkan, bir kez daha hedefi 12’den vurmayı başardı. Şarkının klibi, YouTube'da 17 Şubat’ta yayına girdi ve 7 milyondan fazla görüntülenmeyle, dünyada en çok izlenilenler listesinde 2. sırada yer aldı.
Peki, nedir basit bir şarkıyı politikacıların, parti liderlerinin, müzik, siyaset yorumcularının ve halkın gündemine taşıyan?
Tarkan’ı bu kadar popüler yapan da bu zaten. Toplumun ihtiyaçlarını, sıkıntılarını, isteklerini görüp buna yönelik müzik üretebilmesi.
Tarkan bu şarkısıyla hiç kimsenin beklemediği farklı bir tarz ortaya koyuyor. Hayatın mücadelelerine önceki kliplerinin aksine isyankâr bir ruhla karşı koyuyor. İyi bir Türkçe yerine halk dilini kullanıyor. Ve diyor ki:
“Gör bak umudun gününü gün etçek
Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman
O çiçekten günler çok yakın inan”
“Sen ferah tut içini
Biz neleri atlatmadık ki
Geççek geççek elbet bu da geççek”
Hastalıkla, ekonomik zorluklarla uğraşan halka bu sözlerle karanlık tünelin ucundaki aydınlığı işaret ediyor ve umut gönderiyor. Biz neleri atlatmadık diye cesaret veriyor.
Hayatın bir kuralı vardır: “Her şey değişir ve her şey sona erer.”
Elbette pandemi de sona erecek. Tıpkı beklenmedik, toplumda travma yaratmış bütün olaylar gibi bu da önce değişime yol açacak sonra bitecek.
Hayatın başka bir kuralı daha vardır: “Zor zamanlar güçlü insanlar yaratır.”
Zor zamanlarda daha güçlü olanlar ve psikolojik olarak ayakta kalmayı başaranlar, mutlaka bir adım öne geçer.
Bir adım öne geçmek için sadece “geçecek” demek yeterli değildir.
Geçmesini beklerken kendimizi geliştirmek, güçlenmek gerekir.
Çin alfabesindeki sembollere baktığınız zaman görürsünüz ki her kriz tehlike ve fırsat içerir.
Belki de başınızı uzun süredir sırtınızı döndüğünüz potansiyellerinize, yeteneklerinize ve hayallerinize döndürmenin zamanı gelmiştir.
Belki de çocukluğunuzda biriktiğiniz umutlarınızı yeniden yeşertmenin zamanıdır.
Güçlenmenin yolu önce hayallere sarılmaktan geçer. Ondan sonra da aklımızı ve kalbimizi birleştirip anlamlı hedeflere yürümekten.
Güçlenme yolunda altı öneri
1 Aklınızı sadece sizi kuvvetlendirecek bilgilerle doldurun. Bunun için de yaptığınız işte uzmanlaşmanızı sağlayacak ya da kişisel gelişmenizi sağlayacak kaynaklar edinin. Her gün en az 30 dakika okuyarak ya da dinleyerek edineceğiniz bilgiler gelişmenizi sağlayarak sizi bir üst seviyeye taşıyacaktır. İyi fikirler hiçbir zaman size kolayca gelmez, onları mutlaka arayıp bulmalısınız.
Aklınızı pozitif, amacınıza ve hedefinize yönelik bilgilerle donatırsanız bu yönde olumlu sonuç alırsınız. Bunun tersini yapıp aklınızı sizi ileriye taşımayacak bilgilerle doldurursanız sonuç olumsuz olur. Örneğin günümüzde gazeteler, televizyonlar sadece ilginizi çekmek, bu sayede satış yapabilmek için olumsuz haberler yapıyorlar. Bu tür olumsuz duygular uyandıran haberlerden ve bilgilerden uzak durmaya çalışın.
2 Vücudunuz ve beyniniz birbirine bağlı çalışır. Eğer kendinizi iyi hissetmiyorsanız, işleriniz yolunda gitmiyorsa, anksiyete veya panik atak gibi problemler yaşıyorsanız düzenli spor yapmaya başlayın. Çünkü yapılan araştırmalar gösteriyor ki günde 30 dakika yapılan düzenli spor yalnızca vücudunuzun zinde kalmasını sağlamıyor, beyninizin daha iyi çalışmasını, daha fazla enerjiye sahip olmanızı sağlıyor.
3 Hedeflediğiniz alanda başarılı olmuş kişileri bulup nasıl bu noktaya geldiklerini analiz edin. Dünyayı yeniden keşfetmenize gerek yok. Sağlıklı bir vücut yapısına sahip olmak istiyorsanız bunu başarmış birini örnek alın. Finansal özgürlük kazanmak istiyorsanız bunu elde etmiş birisini modelleyin. Hedeflerine ulaşmış kişilerin yaptıklarını modellemeniz sizi başarıya daha kısa yoldan ulaştıracaktır.
4 Sizi hedeflerinize, hayallerinize daha kısa yoldan götürecek, istediğiniz alanda gelişmenizi hızlandıracak bir koç veya mentor ile çalışın.
5 Aksiyon alın. Belirsizliklerle karşılaşan, korkularına karşı çözüm üretemeyen kişilerin yapamadığı şey harekete geçmektir. Sizi hedefe götürecek stratejileri planlamanız elbette önemli. Ancak daha önemli olan harekete geçmektir. Amacınızı ve hedefinizi net olarak biliyorsanız harekete geçtikten sonra planlamanız daha kolay olacaktır.
6 Aldığınızdan daha fazlasını vermeye odaklanın. Eğer bu düşünceyi hayatınızın merkezi haline getirip her alanda uygularsanız hayatınızın olumlu yönde inanılmaz değiştiğini göreceksiniz.
İyi işler, güzel ruhlarla yapılır. Yenilikleri ortaya çıkaran hayata korkularıyla sarılan değil cesaretiyle kucaklayanlardır.
Tarihin sayfaları sıkıntıları ve problemleri kader olarak görüp şikâyet edenleri değil, onları gelişimin bir parçası olarak özümseyenleri yazar.
Kişisel dönüşümün, gelişimin tam vakti.