Gazete okumayın, uykunuz kaçmasın
Hafif bir baş ağrısıyla uyandım geçen sabah. Saçma sapan bir rüya mı uyandırmıştı beni? Yoksa gün boyu duyduklarım mı ağrıtmıştı başımı? Bir çay içmek için mutfağa girdiğimde özellikle ilkbahar aylarında mutfaktaki tezgahın üzerinde dolaşmaya başlayan mikroskopik karıncalar geldi aklıma. Onlar gözüme takıldığında dikkatle bakıyorum, ufacık bir ekmek kırıntısı bile yok tezgahın üzerinde ama o nokta kadar küçük karıncalar kararlı bir şekilde sanki bir hedefe doğru gidiyorlar. Benim çözemeyeceğim bir amaçları var her halde.
Borsadaki karıncalar
Karıncalar da nerden çıktı demeyin, anlatacağım. Gazetemizin daha sonra okumak üzere ayırdığım haber sayfalarına bir göz atayım dedim sabah karanlığı uykudan uyanınca ve Barış Erkaya’nın “Borsada tüm hesapları şaşırtan iki ay” başlıklı yazısını okudum ilk olarak.
“Borsa İstanbul’da çok sert bir düşüş beklendiği bir sır değil” diye başlıyor Erkaya’nın yazısı, BİST-100 endeksinin ani ve şaşırtıcı bir yükselişten sonra bir gün içinde yüzde 7’lik bir düşüş göstermesinin nedenlerini açıklamanın, “Türkiye gibi, ‘olacak’ denenin bir hafta içinde ‘olmayacağa’ dönebildiği bir ülkede” cesaret gerektirdiğini vurguluyor ve şöyle devam ediyor : “Endeksin yüzde 5’lik veya yüzde 7’lik getirileri kimseyi yanıltmasın. BİST-100 endeksi görebileceğiniz en halusinatif göstergelerden biridir.“
Borsada olan biteni içeriden izleyen yakın bir dostum da, BİST-100’deki şaşırtıcı tırmanışta binlerce küçük yatırımcının çok önemli bir rol oynadığını anlatmıştı bana birkaç gün önce. Ansızın mutfağımda dolaşmaya başlayan karıncaları belki de bu nedenle hatırladım bu yazıyı yazarken.
Para dövizden nereye kaçıyor?
Sabah karanlığında gözüme takılan ikinci haber Şebnem Turhan’ın 6 Ocak’ta yayınlanan “Vatandaşın döviz mevduatı 39 ayın en düşüğünde” başlıklı haberi oldu. Merkez Bankası verilerine göre vatandaşın bankalardaki döviz mevduatı son 8 haftada 25,3 milyar dolar azalmış ve 191,9 milyar dolarla 13 Eylül 2019’dan beri en düşük seviyeye inmiş bu habere göre. Kur Korumalı Mevduatta da 47,9 milyarlık bir çözülme olmuş son bir haftada. Uzmanlar dövizden çıkan paranın bir kısmının borsaya, bir kısmının da konut ve araç alımına yöneldiğini belirtiyor. Aynı habere göre yabancıların Türkiye’deki varlıkları ise 6,2 milyar dolar azalmış 2022 yılında.
Gazetemizin köşe yazarı Alaattin Aktaş da aynı gün kendi köşesinde, “DTH ve KKM’de büyük çözülme, nereye gidiyor bu kadar para?” sorusuna cavap arayan bir yazı yazmış. Şöyle diyor Aktaş: “Bu paranın bir kısmı olduğu gibi yurt dışına gitmiştir. Yurt dışına giden paranın önemli bir kısmı da şirketlerin dış borç ödemeleri için kullanılmıştır. Bazı şirketler de çeşitli nedenlerle yurt dışına bir miktar döviz götürmüş olabilir. Ama bir olasılık daha var, bu paranın önemli bir kısmı da yastık altına, kasalara gidiyordur. Son dönemde banka kasalarına rağbetin çok arttığı belirtiliyor. Bu, sisteme güvensizliğin çok önemli bir göstergesidir.”
Finansal baskı rejimindeyiz
Alaattin Aktaş önceki günkü yazısında yayınladığı tabloyla da 2002’de Türkiye’de hiçbir yatırım aracının reel getiri elde etmesine imkan tanımayan bir “finansal baskı” rejimi uuygulandığını ortaya koydu. İngilizcesi “financial repression” olan finansal baskı rejiminde hükümet yaptığı düzenlemelerle, getirdiği sınırlamalarla ve koyduğu yasaklarla kendi kasasını doldururken tasarruf sahiplerinin reel getiri elde etmesini önlemiş oluyor. Aktaş’ın hazırladığı tablo, yılın son iki ayında anormal bir çıkış yaşayan BİST-100 endeksi dışında hiçbir yatırım aracının 2022 yılında reel getiri sağlamadığını gösteriyor, Türkiye’yi yöneten becerikli kadro bunu da başarmış durumda.
Kur ihracatı değil ithalatı destekliyor
Türkiye seçime giderken borsadaki ani yükselişi ve dövizden kaçışı ekonomi yönetiminin başarısı gibi göstermek isteyenlerin çatlak borazanı da ötmeye devam edecek, yandaş medya iktidarın eşsiz başarılarına alkış tutarak kutsal görevini yerine getirecektir kuşkusuz.
Duygu Öksüz’ün İzmir’den yazdığı, 7 Ocak tarihli gazetemizde yayınlanan “Kur ihracatı değil, ithalatı destekliyor” başlıklı haber ise iş dünyasının iktidara yaranmak isteyen kesiminin hiç hoşuna gitmeyecek her halde ama bu haber ülkede gerçekleri dile getirmekten çekinmeyen iş insanlarının da bulunduğunu ve onların dediklerini de dikkate almak gerektiğini düşündürüyor. Bu habere göre Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, daha önce 2022 yılı için”altın yıl” ifadesini kullandıklarını hatırlattıktan sonra 2023 için iyimser olmadıklarını belirterek şunları söylemiş: “Döviz kurunun sabit kalması enflasyonu kontrol altına alıyor yaklaşımının gerçekçi olmadığını 2022 yılında yaşayarak gördük. Bu tablo devam ederse 2022 yılında 110 milyar dolar olan dış ticaret açığımız 2023’de 150 milyar doları aşabilir.”
Ekonomizi çıkmaza sürükleyenler hatalarını örtmeye çalışırken daha büyük sorunlara yol açıyorlar. Bu acı gerçeklerle yüzleşmek istemiyorsanız gazete okumasanız da olur bence.