G-7’den “petrolün sonu” sinyali
İngiltere’nin ev sahipliğinde Galler›e bağlı Cornwall'daki Carbis Koyu'nda 47'ncisi düzenlenen G7 Zirvesi’nin gündemine COVID-19, küresel jeopolitik riskler ve iklim değişikliği damgasını vurdu. Her yıl ekonomi gündeminin değerlendirilmesi, ortak politikaların oluşturulması ve iş birliğinin artırılması amacıyla toplanan G7, bu sene iklim krizine karşı ortak hareket belirlemek açısından önemli bir platform rolü üstlendi.
İngiltere'nin liderleri ağırlamak için seçtiği Cornwall, 643 kilometrelik bir sahil şeridine sahip. Zirveye ev sahipliği yapması için ülkenin ilk jeotermal tesisinin yer aldığı Cornwall’ın seçilmiş olması, İngiltere’nin dünyaya “çevreci çözümler için iş birliği mesajı” olarak değerlendiriliyor. İklim krizi ile mücadelede küresel liderliğe soyunan İngiltere, karbon emisyonunu 2035 yılında kadar yüzde 78 seviyesinde azaltılmasını hedefliyor.
G7 ülkeleri iklim krizi ile mücadelede daha fazla finansman sağlama sözü veriyor. Bu süreçte öne çıkan en önemli eğilim ise, 2030 veya daha erken bir tarihe kadar yeni otomobil satışlarında benzin ve dizel motorlu taşıtların tamamen sonlandırılması yönünde. Benzinden uzaklaşma hedefinde uzlaşma sağlanması, elektrikli otomobil satışının desteklenmesi, küresel petrol tüketimini ve sera gazı emisyonlarını azaltma çabalarında bir dönüm noktası olabilir. Gelişmiş ülkelerde karbon emisyonlarının azaltılmasına yardım etmek için zengin ülkelerin 100 milyar dolar finansman sağlaması; G7 ülkelerinin enerji sistemlerinin 2030 yılına kadar karbonsuzlaşması için fosil yakıtlar verilen teşviklerin azaltılması; kömür santralleri kurulması için yapılan yatırımların sonlandırılması ve yeşil teknoloji yatırımlarının artırılması zirvenin önemli maddeleri arasında yer alıyor.
CEO’lardan açık mektup
Bu arada 70’in üzerinde CEO, G7 ve dünya liderlerine, “Cesur Net-Sıfır Taahhütleri” ni destekleme çağrısında bulundu. 7 milyon çalışan ve 2.4 trilyon dolarlık gelire sahip olan “Alliance of CEO Climate Leaders” iklim lideri CEO’ları bir araya getiren bir oluşum. CEO’lar yayınladıkları açık mektupta, iklim krizi ile mücadele için hükümetlerle iş birliği içinde çalışmaya hazır olduklarını ifade ettiler. “Bu sadece bir dönüşüm değil, cesur bir şekilde harekete geçmemiz gerekiyor” diyen İmza sahipleri, hükümetlerin COP26’dan önce net sıfıra geçişi hızlandırmasını istiyor. Dünya Ekonomik Forumu Yönetici Direktörü Dominic Waughray, “CEO’lar kendi isimlerini ön plana çıkartarak, daha derin bir iş birliği için harekete geçiyor. Bu çok anlamlı bir adım” yorumlarını yapıyor.
BÜYÜK ALDATMACA
G7 zirvesi öncesinde yayımlanan yeni bir rapor ise büyük kirleticilerin tutarsızlığını gözler önüne seriyor. “Büyük Aldatmaca: Büyük kirleticilerin “net sıfır” hedefleri iklim gündemini ne şekilde geciktiriyor, açmaza sokuyor ve inkâr ediyor” başlıklı rapor, rekor sayıda şirketin ve hükümetin “net sıfır” taahhüdünü değerlendiriyor. Rapor, kirletici endüstriler “net sıfır” hedefinin küresel iklim planlarının merkezine yerleştirilmesine yönelik baskı yaparken, bu planların detaylarına bakıldığında iklim eylemini erteleyecek tutarsızlıkları ortaya koyuyor. Corporate Accountability, Global Forest Coalition ve Friends of the Earth International tarafından kaleme alınan rapor, aralarında ActionAid International, OilWatch, Third World Network ve Institute for Policy Studies gibi sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı 60’ı aşkın çevre kurumu tarafından destekleniyor. Raporda fosil yakıt, enerji, havacılık, teknoloji, perakende, finans ve tarım sektörlerini içeren birçok önemli kirletici endüstrinin planları inceleniyor. Rapor aynı zamanda, bu endüstrilerin “net sıfır” gündemlerinin iklim krizine küresel tepkinin ana dogması olmasını sağlamak için uyguladıkları stratejilere de ışık tutuyor.
Friends of the Earth International’da İklim Adaleti ve Enerji Programı Koordinatörü Sara Shaw, “Bu rapor, büyük kirleticilerin ‘net sıfır’ planlarının, büyük bir sahtekarlık olduğunu gösteriyor. Örneğin Shell, iklim krizini çözmek için gerekli olan fosil yakıt kaynaklı emisyonlarını azaltmak üzere harekete geçmekle ilgilenmiyor. Bunun yerine şirketler, fosil yakıt üretimi ve tüketimini telafi edemeyecek ağaçlandırma ve off set planlarıyla imajlarını yeşile boyarken, işlerin her zamanki şekliyle yürütüldüğü yolda devam etmeyi planlıyorlar. Oyuna getirildiğimiz gerçeğini bir an önce görmemiz gerekiyor. Net sıfır, çok geç oluncaya kadar harekete geçmeme riskini gizliyor” diyor.
Raporda vurgu yapılan bazı önemli bulgular
Shell emisyonlarını dengelemek üzere 2030’a kadar her yıl, 2019 yılında küresel ölçekteki karbon off set piyasasının tamamında yer alan offVset miktarından daha fazlasını satın almayı planlıyor.
Walmart tarafından sunulan iklim planı, şirketin karbon ayak izinin yaklaşık yüzde 95’ini oluşturan değer zincirindeki emisyonları tamamen göz ardı ediyor.
Eni, önümüzdeki yıllarda petrol ve doğal gaz üretimini artırmayı planlıyor. Bunu, sahte orman olarak nitelendirilen ağaçlandırma mekanizmalarıyla emisyonlarını telafi etmeyi ederek yapmayı öngörüyor.
Dünyanın en büyük varlık yöneticisi olan BlackRock, 2050 yılına kadar portfolyosunun “net sıfır” emisyon içermesini taahhüt ediyor. Ancak 2020 yılında taahhüt etmiş olduğu fosil yakıt hisselerini “yakın gelecekte” satma hedefi, politikalarındaki boşluk nedeniyle, halen sahibi olduğu 85 milyar dolarlık kömür varlığıyla karşıtlık gösteriyor.
JBS’in 2035 yılına kadar tedarik zincirinde ormansızlaşmanın bertaraf edilmesine yönelik taahhütü, JBS’nin emisyonları azaltmak için en etkin ve hızlı yolu seçerek buna derhal son vermek yerine, önümüzdeki 14 yıl boyunca (2035’e kadar) ormansızlaşmaya katkı vermeye devam edeceğini gösteriyor.