Futbol da sanayimiz gibi ithalata bağımlı hale geldi
Galatasaray-Fenerbahçe maçını Sloven hakem Slavko Vincic'in yönetmesinin ardından Beşiktaş da Galatasaray ve Fenerbahçe ile oynayacakları derbi maçlarının yabancı hakem tarafından yönetilmesi için Federasyon’a başvurmuş.
Bundan 14 ay önce FİFA kokartlı hakemimiz Halil Umut Meler’in bir kulüp yöneticisi tarafından yumruklanmasıyla başlayan süreçte yabancı hakem uygulamasının başlaması beni çok şaşırtmasa da Türk futbolunun artan “ithalat bağımlılığı” ve son gelişmeler bana sanayimizin ithalat bağımlılığını hatırlattı.
Türkiye ekonomisi büyümek ve üretebilmek için iç tasarrufları yeterli olmadığından cari açık vererek büyüyebilen bir ekonomi. Yüksek açık verilmeyen ya da fazla verilen yıllar ise büyümenin olmadığı yıllardır. Mesela 1994, 1998, 1999, 2001 ve 2019 büyüme sorunu yaşanan kriz yıllarıydı ve açık verilmedi.
Cari işlemler açığının ana kaynağı dış ticarette verilen açıklardır. Türkiye’nin dış ticaret açığının önemli bir kısmı ise sınırlı sayıda ülkeyle yaptığı alış-verişten kaynaklanıyor.
Mesela 2024’e bakalım.
Dış ticaret açığının kaynağı 9 ülke
Geçen yıl büyüme hız kestiği için dış ticaret açığı da bir önceki yıla göre yüzde 22 azalarak 82 milyar dolar olmuştu. Ülkeler bazında detaylara bakıldığında ise açığın sorumlusu ülkeleri rahatça görebiliyoruz. Birçok ülkeyle ticaretimiz dengeliyken ya da bizim lehimizeyken, bazı ülkelerle olan ticaretimiz oldukça dengesiz seyretmiş. Burada öne çıkan dokuz ülke var: Çin, Rusya, İsviçre, Güney Kore, Almanya, İtalya, Hindistan, Malezya ve Japonya. Bu ülkelerle ticaretimizde toplam olarak yaklaşık 121 milyar dolarlık açık vermişiz.
Bunlardan gümrük birliği içinde olduğumuz Almanya ve İtalya ile geçmişte daha dengeli ticaret yaptığımız yıllar da oldu ama geri kalanlar bizim kronik açık sorunu yaşadığımız ülkeler.
Rusya ile gaz ithalatımız nedeniyle hiçbir zaman dengeyi tutturamadık. Kendi topraklarımızda zengin gaz ve petrol yatağı bulamadıkça da tutturmamız imkansız. Ama geri kalanlar öyle değil. Çin, Güney Kore, Japonya, Hindistan, Malezya ve İsviçre gibi ülkelerle ticarete konu olan ürünlerin detaylarına bakıldığında sorunumuz anlaşılıyor, sanayimizin ithalata bağımlılığı görülüyor. Biz bu ülkelerden çok büyük ölçüde ara malları ve sermaye malları ithal ediyoruz. Yani tüketmek için değil üretebilmek için onlardan ithalat yapıyoruz. Ağırlıklı olarak yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünleri ithal ederken daha düşük teknolojili ürünleri ihraç etmişiz.
Türkiye ekonomisini kırılgan hale getiren üretimin ve ticaretin bu yapısıdır, yüksek ithalat bağımlılığıdır. Eğer üretmek için ihtiyaç duyduğumuz bu girdileri içeride üretebilmiş olsaydık sorunu çözerdik. Aynı futbolda olduğu gibi. İhtiyacımız olan futbolcuyu kendi kulüplerimiz yetiştirebilseydi, içerideki hakemlik müessesi yabancı hakeme ihtiyaç duymayacak şekilde korunabilseydi çok daha farklı olurdu.
Hakem ithalatının tekrar başlaması ciddi sıkıntı
Hafta sonu oynanan Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde sahadaki 25 kişinin 19’unun yabancı olduğunu görünce ne kadar geri gittiğimizi fark ettim. Türkiye bundan 70-80 yıl önce de yabancı hakem görmüştü ama yerli hakemlerimizin yetişmesiyle hakem ithalatından vazgeçilmişti. Tekrar başlamış olması hem Türk futbolu hem hakem müessesi için ciddi bir sıkıntıdır. Önce yabancı futbolcu ve ardından yabancı hakem ithal etmeye başladık. Bir sonraki aşamada yabancı yönetici ve hatta yabancı taraftar gündeme gelir mi acaba?
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.