"Futbol bir akıl oyunudur..."
Spor kulüplerinin yöneticiliğine aday olan herkes "borçları azaltalım, masraflarım kısalım" parolasıyla gelip, son hem borçları hem de masrafları daha da yükseltip koltuğu bırakıyorlar. Bunun sebebi "verimlilik" ve "ekonomik etkinlik"ten haberdar olmamaları.
Geçenlerde Verimetrik'in kurucusu değerli araştırmacı Utku Ekmekçi'den farklı bir analiz talep ettim. İlginç sonuçlara ulaştık diyebilirim.
Bugün borçlulukta Fenerbahçe'den sonra ikinci sırada gelen Beşiktaş aslında 2015-2016 sezonunda puan ve gol başına harcamada ezeli rakiplerine göre çok daha etkin bir yönetim sergilemiş gözüküyor.
Beşiktaş bahsedilen sezonda puan başına ve gol başına 1 milyon Euro harcama yapmış gözükürken, Galatasaray 2015-2016 sezonunda puan başına 1,65 milyon Euro gol başına ise 1,25 milyon Euro para harcamış gözüküyor. Fenerbahçe aynı sezonda puan başına 1,48 milyon Euro, gol başına ise oldukça yüksek bir maliyet üstlenmiş gözüküyor: 1,83 milyon Euro. O sezonun şampiyonu Beşiktaş oluyor. Diyelim ki şans eseri. O zaman diğer sezona bakalım.
Bir sonraki sezon yani 2016-2017'de Beşiktaş yine gol ve puan başına 1 milyon Euro ortalamasını tuttururken, Galatasaray olayı kavrayıp maliyetleri düşürüyor ama puan başına 1,31 milyon Euro para harcarken gol başına ortalamayı azıcık yükseliyor: 1,29 milyon Euro. Özetle harcanan para/gol sayısı önceki sezondan kötü gerçekleşiyor. Fenerbahçe ise verimlilikte bir adım atıyor ama fazla ileri gidemiyor. Puan başına maliyet 1,49 milyon Euro'ya yükselirken, gol başına maliyet 1,59 milyon Euro'ya iniyor ama yeterli olmuyor. Beşiktaş o yıl da şampiyon oluyor.
"Borçlanmak ayıp değil, varlık yaratamamak ayıp..."
"İki yıllık analiz yetmez bir tane daha yapalım" diyen olacaktır mutlaka. O zaman 2017-2018 sezonuna bakalım. Galatasaray bu sezonda hem puan başına hem de gol başına maliyeti bir önceki sezon seviyesinde tutmak isterken, döviz kurları hızlı yükseliyor ve tüm takımların maliyetleri doğal olarak artıyor. Ancak, Beşiktaş önceki sezonlardaki disiplinini bozuyor ve puan ve gol başı maliyetleri %40 yükseliyor. Fenerbahçe'nin maliyetleri düşse de gol başına verimliliğini rakiplerin altına çekemediğini görüyoruz: 1,38 - 1,40 milyon Euro seviyesinde ligi tamamlıyor. O sene rakiplerine göre daha verimli davranan Galatasaray Şampiyon oluyor.
"Bu da yetmez" diyene bir sonraki sezonu verelim: 2018-2019 sezonu Galatasaray'ın puan ve gol başına maliyetlerini 1,25 milyon Euro seviyesine düşürdüğü ancak Fenerbahçe'nin puan ve gol başına maliyetinin 1,90 milyon Euro'ya çıktığı görülüyor. O sezon Galatasaray 69 puan ve 79 golle şampiyon olurken, Fenerbahçe 46 puan ve 44 golde kalıyor ve ligi altıncı bitiriyor. Beşiktaş muazzam bir eforla maliyetlerini tekrar 1 milyon Euro seviyesine çekiyor ve ligi 3. sırada bitiriyor. Galatasaray kadar gol atıyor ve 65 puanla o yılı tamamlıyor.
Bir sonraki sezon olan 2019-2020'de ise Galatasaray 2 yıl üst üste devam ettirdiği verimliliği bozuyor, puan ve gol başına maliyetler 1,50 milyon Euro'ya çıkıyor. Beşiktaş ise bir önceki yıl başlattığı verimlilik hareketine devam ediyor ve ligi üçüncü tamamlıyor. Üzerine de Trabzon'un Finansal Fair Play'e uymaması sebebiyle, şampiyonlar ligi eleme turlarına katılmaya hak kazanıyor. Yani 2. olan Trabzon bu yazıda belirttiğimiz meselenin dışına çıktığı, Beşiktaş ise içinde kaldığı için Avrupa'ya gidiyor. Her ne kadar Fenerbahçe maliyetlerini o yıl Galatasaray'ın %15 altına çekmiş olsa da, Beşiktaş verimlilikte iki ezeli rakibinden daha iyi iş çıkarıyor. Galatasaray ligi 6. bitirirken, Fenerbahçe 7. bitiriyor.
Özetle, borçlanmak ayıp değil ama borçlanmanın sonucunda verim ve varlık yaratamamak tam anlamıyla bir basiretsizlik. Kriz ya da darboğaz anlarında ilk aklına masrafları kısmayı getiren yöneticilere, doğru insan kaynağıyla ve doğru yönetimle verimlilik yaratmak gerektiğini bu örnekle dikkatlerine sundum.
Galatasaray'ın 19 Haziran Seçimlerine Metin Öztürk liderliğinde 21 aydır hazırlandığımız için bu analizler bizim için günlük mesele. Ancak kim seçilirse seçilsin yardımcı olacağız. Sözümüz söz.