Frensiz zamlar

Okan ALTAN
Okan ALTAN OTOMOTİVİN İÇİNDEN

Hammadde fiyatlarındaki artışlar, durmuyor!.. Sadece elektriklilerin değil, eski nesil araçların üretim maliyetleri de yükselmeye devam ediyor.           

Otomotivin lojistiği de misli farklar yaratıyor. Türkiye’yi büyük çoğunlukla ilgilendiren Euro bölgesindeki tedariğin Rusya- Ukrayna problemiyle artık sadece küresel kaynaklardan ABD dolarıyla yapılması ve Euro/ Dolar oranın son 20 yılın en düşük seviyesine düşmesi de, Avrupa’daki üretim giderlerini ciddi şekilde etkiliyor. Elektrikli otomobil trendinde de, fiyatlarının artmaya devam edecek olmasıyla ve teşviklerin azalma ihtimali ile dik grafiker yumuşamaya başladı. Batarya üretimi için ihtiyaç duyulan yeni Giga fabrikaların halen taleplere paralel kapasite sunamaması ve kıt minerallerin yanında özellikle Lityum’un neredeyse karaborsaya düşmesi, fiyatları daha da pahalı yapmaya devam ediyor.            

Tüketicilerin elektrikli otomobiller için beklediği fiyat indirimleri, yakın vadede gözükmüyor. Üreticiler de, “mevcut durumda maliyetleri düşürmemiz çok zor" diyorlar. Araç fiyatlarının yükselme eğilimi karşısında anca satış adetleri düşmez ise, yeni ürünlere yapılan yatırımların amortismanı başlayabilir ve belki o zaman markaların satış fiyatları düşmeye başlayabilir… Fakat, zorlu bir denklem…                   

Şimdilik, elektrikli otomobil satın alabilenlerin, sadece yüksek gelir gruplarında kalacağını söylemek zorundayız. Araç filolarında da çevreci sloganları olmayan şirketler, “ekonomik” sebeplerden dolayı içten yanmalı motorlardan vazgeçemiyorlar. Avrupa Birliği’nin “yeşil mutabakat” şartları, enerji kriziyle nasıl ötelenmeye başlıyorsa, aynı şekilde fosil yakıtlı araçların aşamalı da olsa çok hızlı yasaklanmaması ve ilgili takvimlerin de aynı mantıkta değiştirilmesi gerekiyor.                   

Diğer yanda; AB Komisyonu’nun CO2 emisyon ölçüm formatı da tek boyutlu denilerek eleştirilmeye devam ediyor. Yakıt tankından tekerleğin dönüşüne salım değerleri, elektriklilerle karşılaştırmalarda haksızlık oluşturuyor, deniliyor… Madenden fabrikalara, sonra da araçların kullanım aşamasına ve ayrıca tüm geri dönüşüm imkanlarıyla hesaplamanın doğru olacağı, iddia ediliyor. O sebeple de Euro 7’ye yaklaşabilen çoğu “normal” motorluların, toplam emisyonda elektriklilerle rekabet edebileceği de söyleniyor. Yine de 2030 yılıyla birlikte neredeyse tüm Avrupalı markalar, tamamen elektrikli otomobil üretme hedeflerine hazırlanıyorlar. Fakat, ekonomik araç üreticilerinin elektromobiliteye dönüştürülmeleri, daha da ileri tarihlere kalacak…            

Belki de bu sebeple, bir çok büyük grup, elektrikli otomobil işiyle içten yanmalı motorlulardan oluşan birimlerini ayırıyor. Başlamış olan maden eksikliğine karşı bağımsız geri dönüşüm tesisleri kuruyorlar. Bu değişikliklerin başka bir boyutu da, elektriklenmenin ve otonom sürüşe doğru en önemli başlığın “yazılım”…            

Eskiden her 20 çalışanından 1’i mühendis olan asırlık otomobil markaları, Start-Up gibi görünen yeni nesil üreticilerle rekabet etmek için, her 3 çalışanından 1’ini mühendis olarak seçmeye başlayarak, daha fazla teknoloji merkezli olmaya çalışıyorlar. Bunun da ayrı bir maliyet olduğunu hatırlatmamıza gerek yok!..           

Sonuçta ana sanayiden yan sanayiye zamlar durdurulamazken, elektriklilerin maliyetleri de fazladan artarken, bildiğimiz bindiğimiz ve sevdiğimiz eski tekniğe biraz daha zaman verilmeli!..    

CO2 konusunda öndeki aracın egzost çıkışlarına değil, başka endüstrilere de bakılmalı!..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teşvikkâr BYD 18 Kasım 2024
Sıra ithallerde mi? 11 Kasım 2024
Elektrik çarptı 04 Kasım 2024
Değişen Paris 21 Ekim 2024
Kısa devre 14 Ekim 2024
Kırmızı alarm 07 Ekim 2024
Ağır ceza 30 Eylül 2024
Türk gücü 23 Eylül 2024